Multimedya:Doruk
Eve gittiğimde kendimi derin düşüncelere dalmış halde buldum. Aklımda deli solular.
Ben çirkin miyim?
Ben salak mıyım?
Çok mu kiloluyum?
Çok mu garibim?
Bu sorular üzerinde düşünürken cevaplamaya çalıştım. Bir; ben çirkin değilim. Sadece okula giderken kendime çok özen göstermiyorum o kadar. İki; ben salak bir kız değilim. Hazır cevap biriyim. Üç; fiziğim gayet güzel hatta diğer kızları kıskançlıktan çatlatabilecek güzellikte fiziğim var. Dört; garip olabilirim ama garip olmayı seviyorum. Sıradan olsaydım ne anlamı kalırdı ki? Hem garip olmak diğerlerinden farklı ve eşsiz olmak değil mi? Farkımız tarzımız sonuçta. Bunları düşünürken bir de bakmışım uyuya kalmışım. Sabah büyük bir heyecanla kalktım. Dünki özgüven patlamam etkisini yitirmemişti. Genelde okula giderken okul pantalonumu giyerdim ama bugün eteğimi giyeceğim. Üstüme beyaz formam altına dizlerimin bir karış üstünde biten okul eteğimi giydim. Saçlarımı taradım ve saçlarımın uçlarını maşa yaptım. Doğal görünmesi için hafif buklelerimin üzerini de taradım. Okula giderken makyaj yapmayı sevmem. O ne öyle podyuma çıkar gibi. Ama bugün yok denecek kadar az bir makyaj yaptım. Ayaklarıma hafif dolgu topuklu siyah bantlı bir ayakkabı giydim. Acaba çok mu abarttım. Bir de soruyo Allah'ım ya okula gidiyosun okula gezmeye değil eeeee işte ne oldum değil ne olacağım diyeceksin daha demin podyuma çıkar gibi olanlara laf ediyodun şimdi onlara taş çıkarırsın diyen Dürdaniye'nin ağzını yorgan iğnesi ile diktim.sen bir kere benim iç sesimsin beni eleştiremezsin. Bu arada bu ne zaman edebiyat yapmayı öğrenmişti. Taksiciye beni okula bırakmasını söyledikten sonra arabaya atladım. İtiraf ediyorum yol boyunca saçma fotoğraflar çekmiş olabilirim. Okulumu ne kadar severim bilemezsiniz elimde olsa yakar canice oturup kül olmasını izlerim. Ama hayat işte napıcaksın bazen sadece sabahın köründe tatlı uykunu zır zır diye öten meymeletsiz saatin böler ve her zaman giydiğiniz biçimsiz formaları üzerinize geçirir okul yolunu tutarsınız. Üstüne bir de acımasız hocaların verdiği bitmez tükenmez ödevlerini yapmak zorunda kalırsınız. Bir de bakmışsınız ki gün bitmiş. Ne gelecekmiş arkadaş! Büyüyünce güzel bir geleceğimiz olsun diye gençliğimizi sömürdünüz. Hani telefonlarla uğraşmayıp ânı yaşayacakmışısız ya vakit mi bırakıyorsunuz( bunu okuyan hocalarımdan çok özür diliyorum. Bu hikaye gibi bu sözlerde tamamen hayal ürünüdür.) Aman nerde kalmıştık size hayat dersi vermeye niyetim yok merak etmeyin. Arabadan indim ve okula ilk adımı mı attım ki atmaz olaydım... erkekler merdivene dizilmiş eşek gibi anırıyorlar. Lafın gelişi canım yani hayvan gibi gülüyolar demek istedim. Biz de malız ya anlamıycaz sanki diyen Dürdaniye bu sefer haklıydı. Neden her zaman haklıydı ki içimdeki ses mantık kusuyordu resmen. Ve ben o merdivenlerden çıkamam. Ki çıkmam gerekiyo ben ne yaptım tabiki çıktım. Ne yapıcağımı zannettiniz? Beyaz atlı prensimin gelip beni kurtarmasını beklememi mi bunlar ancak filmlerde olur. Sakin sakin merdivenlerden çıktım. Biri seslendi"Güzellik" aldırmadım. Bir daha seslendi"seni daha önce okulda görmüş müydüm?" Ne? Bu bardağı taşıran son damlaydı."Lan angut kantinde bir çikolata için kavga ettiğim sen değil miydin?"
"Sakin ol ya sen de ne asi çıktın biraz hanım hanımcık olsana."
"Bana bak senin ağzından hoşlanmadım eğer otuz iki dişini önüne sermemi istemiyorsan bir daha ağzını açmazsın."
"Güzellik merak ettim hepsini birer birer mi? yoksa bir anda mı?"İnsan çikolata için kavga ettiği birini hiç unutur mu? İşte burda haklısın saldır Nehir kafasını gözünü patlat diyen Dürdaniye'nin ağzından bal damlıyordu. Ha şöyle ol canımı ye. Dürdaniye'nin gazına gelmiştim.
"Şimdi gösteririm nasıl çekeceğimi"dedim ve elimi yumruk yaptım. Tam elimi ağzının ortasına indirecekken biri benden önce davrandı. Aha kesin Doruk zaten hep o oluyo bu kadarı ayıp oluyo ama o kadar gaza getirdik kızı sen nerden çıkıyon. Yırtık dondan çıkar gibi her yerden çıkıyon bi git olum. Diyen Dürdaniye yine yine ve yine haklıydı artık onu susturmıycam ağzından bal damlıyor istediği gibi konuşsun. Hevesim kursağımda kalmıştı. Dorukla göz göze geldik bu çocuğun her tarafı ayrı güzel ama bu gözler bir başkaydı. İnsanlar etrafımıza toplanmadan oradan ayrıldık. Sınıfa girdiğimizde sıra yoksulluğundan Doruk'un yanına geçtim. Aslında bir yer boştu: Sümüklü Fadime'nin yanı. Ama midem tutarmı biliyorum o yüzden Doruk'un sırası daha güvenli. İlk kez Doruk'un içtenlikle güldüğünü gördüm.
"Ne gülüyosun ya."
"Bilmem ben gelmesem gömücektin yumruğu yani."
"Evet benimle böyle kimse konuşamaz."
"Baya sıkı kuralların var."
"Tabikisi ne sandın"diyip ellerimi havalı bir şekilde saçlarımdan geçirdim. Konuşurken derste olduğumuzu unutmuşum. Uyarımı aldıktan sonra konuşmamaya dikkat ettim. Derste gözlerinin sürekli üzerimde olması beni rahatsız etmişti. Zil çaldığında eve gitmek için çantamı aldım.
"Yarın sabah hazır ol seni almaya geliyorum."dedi ve benim cevap vermeme fırsat vermeden gitti. Cani haftasonu yatağımla vakit geçircektim benim yatağıma sözüm vardı. Nerden çıktı bu?Umarım bölümü beğenmişsinizdir ben yazarken çok eğlendim. Bu arada kitabımı okuyanlar yorum yazarlarsa beni çok mutlu ederler. Kendinize iyi bakın sizleri seviyorum.SEVİLİYORSUNUZ...
VOTE+YORUM=İNANILMAZ MUTLULUK💚💚💚💚💚💚💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allahım Kurtar Beni: Lise
فكاهة"Ayyy pardon canım ya bilerek oldu"dedi ağzını yaya yaya konuşarak. "yolarım lan seni.O çakma sarışın saçlarını teker teker yolarım"dememle birlikte sırtına atlamam bir oldu.Tabi onun vücudu buna dayanamayıp yere yıkıldı.Bende böylelikle daha kolay...