Multimedya:Irmak
Dorukla lunaparkta gittiğimiz günün üzerinden iki gün geçmişti. Sabahleyin Irmak'ın bitmek tükenmek bilmeyen mesajlarıyla uyandım:
Hadi uykucu sabah sporunun vakti geldi.
Irmak okulun ponpon kız takımındaydı. Yeni gelen formaların içine sığabilmek için bugünden itibaren her sabah spor yapıcaktı. İşin kötü yanı beni de peşinden sürükleyecek olması. Eşofmanlarımı giyip evden çıktım. Irmakla evin yakınındaki parkta buluşacaktık.
"Günaydın Nehir."
"Ne günaydını saat sabahın beşi daha kargalar bile uyanmadı."
"Bir kerede mızmızlanma bak ne güzel sağlıklı yaşıyoruz işte."
"Akşam lüp lüp götür hamburgerleri sabah ta spor yapıcam sağlıklı yaşıyoruz. Buna yaşam mı denir ya hem zaten beim mükemmel fiziğimin spora ihtiyacı yok." Sonuna kadar arkandayım Nehir aferin aslında içindeyim çaktırma. Dürdaniye ile bir çak beşlik yapıp dış dünyama geri döndüm. Spor yapmadan önce ısınma hareketlerimizi yapıp yürüyüş yolunda koşmaya başladık. Koşumuzu yaparken Irmak'a çaktırmadan yolun kenarındaki simitçiden bir simit alıp yemeye başladım. Irmak önde ben arkada koşuyordum. Irmak'ı durdurmanın hiç imkanı yoktu. Bir beyin fırtınası ile nasıl durdurcağımı buldum. Irmak'ın saçları kısaydı her zaman uzun saçlı olmak isterdi. Benim saçlarımı çok beğenirdi ve asla bir değişiklik yapmama izin vermezdi. Şimdi onu durdurmanın tek yolu bu konuyu açmam:
"Irmak saçlarımı kestirmeyi düşünüyorum."
"Ne dedin sen! Seni şuraya gömerim üstüne bir de köpek getirip işetirim." Iyyy bu ne biçim tehtid ya.
"Hatta saçımı pembeye boyatıyım diyorum sen ne dersin bence çok yakışır."
"Saçlarını kana bulamak istemiyorum Nehir kaşınma."
Üç saat sonra telefonumdan gelen mesajla irkilerek kalktım. Mesaj Ufuktan dı. Ufuk okulun popüler çocuklarından biriydi.
Akşam ki evimin bahçesinde yapılan partiye davetlisin.(partiye okuldaki tüm öğrenciler davetlidir)
Hiç modumda değilim diye mesaj yazmak istedim fakat gitmemek ayıp olurdu. Parti için Irmak'a mesaj attım.
Irmak benim canım arkadaşım seni çok seviyorum biliyorsun değilmi? Aslında alışveriş için Irmak'a yalvarmama hiç gerek yoktu. Tam bir alışveriş hastası.
Yine ne oldu kısa kes NehirBenimle alışverişe gelir misin? Akşam ki parti için üzerime bir şeyler alıcağım. Bu arad akşam ki partiden haberin var değil mi?
Yarım saate geliyorum. Dediği gibi yarım saat sonra kapının önündeydi. Telefonumu arka cebime koyuk arabaya ön koltuğa oturdum. Motoru çalıştırdı ve yirmi beş dakika sonra hedefe ulaştık. Irmak elime farklı farklı elbiseler tutuşturup kabine soktu.
"Irmak yeter artık deyip bana daha fazla hitap eden kıyafetlere yöneldim. O da ne "tam bana göre" deyip askılığa yöneldim. Üstüme kısa tişört altıma mini kot şort ayakkabı olarak yüksek topuklu siyah önü açık bilekten bağlamalı bir ayakkabı aldım. Bir de ne güzel anlatıyo kızım sen salak mısın hayatında kaç kere topuklu ayakkabı giydin bir de yüksek topuklu almış. Dedi benim felaket tellalı Dürdaniyem. Bu Dürdaniye bu kadar mantıklı olmak zorunda mı? Yani hep bana bir laf sokma çabasında kendime üzülüyorum. Ne kadar doğru söylese de Dürdaniye bana salak demişti. Boks eldivenlerimi giydim bir sağdan bir soldan yumruk attım böyle sustururlar adamı canısı. Kabinde denemeye adeta uçarak girdim. Aynanın önünde bir o tarafa bir bu tarafa dönerek nasıl göründüğüme bakıyordum.
"Nehir bunları kesin alıyoruz."dedi Irmak.
"Şüphesiz"diye kısa bir cevap verdikten sonra kasaya ücretini ödemeye gittik. Akşam Doruk beni götürecekti. Aslında Irmak ta götürebilirdi ama o partiye geç gelicekti. Parti saat yedide başlıyacaktı ben de bu yüzden altıda hazırlanmaya başladım. Kıyafetlerimi giydikten sonra saçlarımı maşa yaptım. Ağır denebilecek kadar bir makyaj yaptım. Doruk'un kornayı çalmasıyla merdivenleri koşarak indim. Kapıyı açtım. Doruk kaslarını belli eden bir tişört altına da saçları kadar siyah bir pantalon giymişti. Zaten bu çocukta sürekli siyah giyiniyor ya dolabı sırf siyah ya da bir tane pantalonu bir tane tişörtü var yani. Dedi Dürdaniye. Yorum yapmadan arabaya ilerledim.
"Selam" dedim.
"Selam güzellik. Sanki gereğinden fazla güzel olmuşsun."
"Çok konuşma da bin arabaya."
"Sakin ol biniyorum." Yol boyunca hiç konuşmadık. Arabadan indiğimizde Ufuk bizi karşıladı. Bana göz kırparak:
"Selam"dedi.
"Selam." Ufuk tam bir şey söylemek için ağzını araladığında Doruk'un beni bileklerimden tutup oradan uzaklaştırmasıyla Ufuk ağzını kapadı. Bu ne arkadaş herkes bir bilekten tutma meraklısı bileğim çürüdü be yeter artık.
"Dorki bunu neden yaptın?"
Ensesini kaşıyarak"Hoşuma gitmedi."dedi. Gözlerimi devirerek:
"Senin hoşuna gitmedi diye ben insanlarla konuşmıyacak mıyım ne kadar başına buyruksun ya." Partide Irmak'ı bulmak için nam-ı değer Dorki'nin yanından ayrıldım. Benim sade giyinmeme rağmen Irmak tüm şıklığı ile ortalığı yıkıp geçiyordu. Eeee kimin kankası olayı yine kendime bağlamayı başarabildiğim için Nehir Aksoy'a alkış.
"Irmak çok güzel olmuşsun bebeğim. Gören bir daha bakıyor partinin yıldızı belli oldu gibi görünüyor."dedim
"Sende çok hoşsun canım." Güzel bir müzik çaldığında tanımadığım bir çocuk Irmak'ı dansa kaldırdı. Harbiden ben neden bu çocuğu tanımıyordum. Büyük ihtimalle okula yeni geldiğim içindir. Ben bunları düşünürken Ufuk yarım gülümsemesiyle yanıma geldi ve beni dansa kaldırdı.
"Parti nasıl geçiyor?" Gözlerimi kaçırarak "iyi"dedim. Gözlerimi kaçırdığım zaman karşımda yeşil öfkeli iki çift göz görmemle rengim attı. Beni kolumdan tutup çekti. Yine bir koldan çekme ya ben size kolmu kesip veriyim istediğiniz kadar çekin.
"Irmak'ın yanına gittiğini sanıyordum." Dedi.
"Aslında Irmak'ın yanına gittim herşey bir anda gelişti."
"Hayat senin hayatın değil mi? Nasıl olaylar bir anda gelişti diyebiliyorsun."
"Aslında haklısın hayat benim kimseye hesap vermem istediğimle dans eder istediğim gibi yaşarım. Bu kimseyi ilgilendirmez ayrıca seni de ilgilendirmez." Dememle beni kendisine çekip dans etmeye başlammamız bir oldu. Al işte yine bir çekme al gırdın gırdın. Dansımız bittiğinde Doruk'a:
"Ben Irmak'ın yanına gidiyorum." Dedim.
"Bende geliyorum."
"Gerek yok ne olabilir ki?"
"En son Irmak'ın yanına gittiğinde olanları gördüm."
"Offf amma da konuştun ben gidiyorum." Deyip daha fazla konuşmasına fırsat vermeden kendimi Irmak'ın yanına attım. Bir de ne göreyim? Yine ne gördün diyen Dürdaniye ye ölümcül bakışlar attım. Irmak çoktan şarhoş olmuş.
"Ooo Nehir gelmiş hadi sende iç."
"Saçmalama kızım kendine gel bi elini yüzünü yıkayalım."
"İstemiyorum git başımdan. Ya da gitme sadece bir tane daha içelim sonra git."
"Irmak kendine gel."
"Gayet kendimdeyim ben. Sadece bir tane"
"Peki ama dediğin gibi sadece bir tane." Saçmalama Nehir sakın içme rezil ediceksin beni hani sen bişey olmaz da ben rezil olamam. Diyen Dürdaniye ye bir kadeh içki verdim başta kabul etmese de sonunda kabul etti. Merak etme Dürdaniyecim artık mantık kusamayacaksın hahahaha cadı gülüşü. Saçmalamayın tabikide bir tane içtim aslında saçmalayın çünki kaç tane içtiğimi hatırlamıyorum. Ufuk'un:
"Doğruluk-cesaretlik oynamak isteyenler gelsin." Diye bağırdı. Çimlere oturup çember yaptık. Yirmi iki kişinin arasından bana geleceğini pek zannetmeyerek oturdum. Irmak,Gülçin,Eda,Neslihan,Pelin,inci,Dorki ve Ufuk bunlar sadece tanıdıklarımdı diğer 13 kişi hakkında hiç bir fikrim yoktu. Oyun akıp giderken ben saçlarımla oynuyordum dediğim gibi yirmi iki kişi arasından bana geleceğini pek zannetmiyordum diye düşünürken şişe benim ve Pelin'in arasında durdu o soruyorsu ben cevaplıyordum.
"Doğruluk mu? Cesaretlik mi?"dedi.
"Doğruluk"
"Doruk ile aranda ne var?"
"Sorum açık ve net Nehir bana cevap ver."
"Peki, cevap veriyorum hiç bir şey yok." Etraftaki gergin havayı dağıtmak için Ufuk:
"Bu kadar yeter. Sıra karaoke de."
"Birliyim birliyim birinci benim." Diye bağırdım. Başladım şarkımı söylemeye. Şarkımın adı tabiki de 'Ali Babanın Çiftliği' eee kafam güzel olunca ilk bu şarkı geldi aklıma. Hem şarkının hakkını yemeyin biliyorum sizin de çocukluğunuz bu şarkı ile geçti😂😂. Başladım şarkıyı bağırarak söylemeye:
Ali babanın bir çiftliği var,
Çiftliğinde kuzuları var
'Meee meee'diye bağırır.
Çiftliğinde Ali babanın.Ali babanın bir çiftliği var
Çiftliğinde inekleri var
'Möö möö' diye bağırır
Çiftliğinde Ali Babanın...Şarkı bittiğinde gururla selamımı verip sahneden indim. Tabiki de gururluyum kaç kişinin önünde mükemmmel bir şarkı soyledim biliyor musunuz? Bende bilmiyorum nasıl sayıyim en az yüz kişi var. Sahneden inmemle Pelin'in üzerime içkiyi bocalaması bir oldu. Gülerek:
"Ayyy pardon canım ya bilerek oldu."dedi ağzını yaya yaya konuşarak.
"Yolarım lan seni kertenkele bacaklı bukalemun suratlı çakma sarı çiyan." Dememle sırtına atlamam bir oldu. Şuna bakın ya türkçede tam bir kara leke. Tabi onun vücudu ağırlığıma dayanamadı ve yere yapıştı. Bende böylelikle daha kolay yolabilirim.
"Iyyyy kalksana be üstümden." Dedi. Peki ben ne yaptım? Aldım içkiyi bir güzel üzerinden aşağıya döktüm. Bir adet sinirli ve şaşkın Doruk'un beni tutup geri çekmesiyke kavgamı yarıda bırakmak zorunda kaldım.
"Bırak bıraksana ya ona daha gününü göstermedim."dedim.
"Ufaklık seni bırakmamı aklında bile geçirme seni bırakırsam öldürürsün."
Dorukcuğum sninle anlaşalım şimdi sen dışarı çık beni bekle uzun sürmez sadece beş dakika merak etme öldürmeyeceğim şimdi müsadenle bitirmem gereken bir kavga var."deyip çırpınmaya başladım.
"Bu arada Doruk benim." Dedi pelin. Bir anda gözüm seğirmeye başladı. Zihnimde Pelin'in son söylediği 'Doruk benim' sözleri yankılanıyordu.
"Hahahayt güleyim bari. Bittim kızım sen Allaaaahhhh tutmayın lan beni yedim seni. Doruk'un ayağına basarak kollarından kurtulmayı başardım ve Pelin'in dip boyası gelmiş olan saçlarına yapıştım. Bu arada Dorkimin canı inşallah çok acımamıştır. Kıyamam ya. Birazcık karşılıklı birbirimizi yolduktan sonra Doruk'un un kaslı kollarının beni bulmasıylabu sefer gsrçekten kavga bitmişti. Söyliyimde içimde kalmasın bari.
"Bu arada dip boyan gelmiş." Dediğimde harkes 'ooooo'lamaya başladı. Ne yani bunu mu bekliyorlardı? Bir saattir birbirimizi yiyoruz bir şey demediler dip boyası dediğimde herkesin çenesi iki seksen açıldı. Pelin son dediğime baya köpürmüş olmalı diye düşünüyorum. Bu arada Doruk eliyle ağzımı kapamıştı eeee o da anladı sözlerimle adam öldürebildiğimi bana bulaşmıycaksınız olum. Doruk'un arabasına bindiğimde ilk kim konuşacak diye merak ederken merakım fazla uzun sürmedi.
"Sanki bugün fazla hırçındın."
"Ne bekliyordun?" Dedi.
"Bilmiyorum yani Doruk benim denince bi farklılaştın gibi."
"Sus da yoluna bak."
Didişirken ne zaman uyuyakaldığımı hatırlamıyorum. Sonrası karanlık...Baya uzun bir bölüm ile karşınızdayım. Bence baya komik bir bölüm oldu umarım siz de beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Kendinize iyi bakın...SEVİLİYORSUNUZ...
VOTE+YORUM=İNANILMAZ MUTLULUK💜💜💜💜💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allahım Kurtar Beni: Lise
Humor"Ayyy pardon canım ya bilerek oldu"dedi ağzını yaya yaya konuşarak. "yolarım lan seni.O çakma sarışın saçlarını teker teker yolarım"dememle birlikte sırtına atlamam bir oldu.Tabi onun vücudu buna dayanamayıp yere yıkıldı.Bende böylelikle daha kolay...