HAVAS HASTANESİ [BÖLÜM 4]

13 1 0
                                    


Ama yoktu. Gitmişti...

Ne kadar daha o soğukta öylece dikilip durduğumu bilmiyorum. Neden bu kadar düşündüğümüde bilmiyorum. Tek bildiğim onun tanıdık gelen yüzüydü. Ama onu daha önce hiç görmediğime emindim.

Rüzgarın sertçe yüzüme çarpışı ile kendime gelmiş ve burada daha fazla beklememem gerektiğini anlamıştım. Soğuk havayı sevmememden kaynaklanan bu hareketlilik beni rüzgarın gittiği yöne doğru ilerlememe sebeb oldu. Nereye gitmem? Ne yapmam? Nasıl düşünmem gerektiği hakkında en ufacık bir fikrim yoktu. Hayatıma hiç birşey olmamış gibi davranmak benim için hiç kolay olmayacaktı. Öyle de yapamazdım zaten. Çünkü unutmam mümkün değildi. Acaba ne kadar yaşayabilecektim? Ya da yaşayacağım zamana neler sığdırabilecektim? Hiç yaşayamadığım çocukluğumu mu? Yaşlanmış kalbimin yer aldığı gençliğimi mi?

Ya ilerisi? İlerisi yoktu.

Oysa nasıl da inanmıştım geleceğimin bir geçmişi olacağına?

Durmuştum...

Hem umutlarımın merkezi hem de ümitsizliğimin son durağına varmıştım.

"Havas hastanesine."

Annemin adı süslemişti soğuk duvarlarını. Annemin sevgisiyle planlanıp benim varlığımla temel taşı atılmıştı. Babam doktorluğuna yeni başladığı sıralar babasınında yardımını alarak bir hastanenin yapımına karar vermişler. Nasıldır bilinmez ama bir mimar adayı olan annem, işinde acemi olmasına rağmen bu işi üstlenmiş. Babamın hayalini annemin gerçekleştirmesi ile hayaline ortak olmuş. Artık bir hayalin iki parçaları haline gelmişler. Zaten annemle de tanışmaları bu sebebden doğmuş. Gün geçtikçe yol aldıkları bu amaçları, sevgileri için bir araç haline bürünmüş. Hastanenin yapım aşaması başladığı sıralar düğün hazırlıklarına da başlamışlar. Herşey bu kadar güzel ve hızlı ilerlerken benim varlığımı öğrenmeleriyle güzel olan daha da güzelleşmiş gözlerinde. Tabi onlarda bilemezdi bu mutlu hikayenin geleceği bu noktayı.

Bazen onlardan sadece kendimi sorumlu tutuyordum. Belki ben olmasaydım annem ölmeyecekti. Benim doğumumdan bir kaç gün sonra hastanenin açılışı gerçekleşecekmiş. Bunun için yapılan hazırlıklar sırasında annemin doğum sancısı ile hastaneye gitmişler. Fakat geri dönememişler. Elmas ninenin anlattığına göre annem gayet sağlıklı bir kadınmış. Böyle bir sonucu kimse beklemiyormuş ama doğum sırasında annem hayatını kaybetmiş. Babamın zor günler geçirmesine sebeb olan bu ölüm haberi yinede hastanenin açılışına engel olmamış.

Annemin yokluğu bu acı hatıraları bana her defasında hatırlatıyordu. Ben unutacak olsam bile havas hastanesinin varlığı buna engeldi. Ve yine nasıldır bilinmez ama bu hastaneden medet umuyordum.

Unutmuyordum.

Unutamıyordum...

Kalp ritimlerime paralel olarak ayaklarımı hızlandırdığımda buraya nasıl geldiğimi bile hatırlamıyordum. Ama geri adım da atamıyordum. Hastanenin girişine doğru yöneldim. İçeri girdiğimde danışmana gidip:
"Babam odasında mı?" diye sordum.

"Arya hanım, babanız bir ameliyata girdi. Çıkması uzun sürebilir."

"Sorun değil, benim odasında beklediğimi iletirsiniz." deyip babamın çalışma odasına doğru ilerledim. İçeri geçtiğimde üzerimdeki montu çıkartıp askıya astım ve herzamanki oturduğum koltuğa geçip başımı arkaya yasladım. Gözüm çalışma masasında duran çerçevede ki fotoğrafa ilişti. Bu fotoğrafa her baktığımda gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Babamla annemi aynı karede görmek bana iyi hissettiriyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇALINAN RİTİMLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin