18) AİLE

224 48 110
                                    

İYİ OKUMALAR

Hayatta kaç dileğiniz olurdu? Ne kadar çok şey isterdiniz? Ben söyleyeyim milyon ya da katrilyon tane. Peki, kaç tanesi gerçekleşirdi? Yarısı! Şu anda da tam olarak o oluyordu.

Lavinya'nın hayatı boyunca en çok istediği şey aşık olmaktı. Filmler ve dizilerde gördüğü aşkları istiyordu. Şimdi onlara sahip olamasada ölmek gözünü korkutmuyordu. Çünkü istediği o duyguyu tadıyordu.

Duyduğu kelimeler doğruydu. İstediğine ulaşmıştı ve hatta daha iyisi karşılıklı sevgiydi bu. Peki, şimdi ne cevap verecekti? Bilinmezlikte kaybolmanın bir diğer eşi de Araf'tı. Lavinya bu bilinmezliğe şu kısacık hayatında hazırmıydı?

"Bende..." Ağzından başka kelimeler dökülemiyordu. Sanki rüyadaydı ve uyanmaktan korkuyordu.

"Kendini mi seviyorsun?" Araf'ın cümleleri arabanın içerisinde asılı kalmışken Lavinya ne diyeceğini şaşırmıştı. Araf, Lavinya'yı kendisinden birazcık uzaklaştırarak suratını elleri arasına aldı.

"Söylemek zorunda değilsin. Beni sevdiğini biliyorum." Lavinya kırmızının renklerinde gezinirken gözlerini Araf'tan kaçırdı. Araf onun bu haline küçük bir gülümseme ile karşılık verdi.

Araf kısa bir süre Lavinya'nın utandığında ne kadar tatlı olduğunu düşünsede sonra nerede olduklarını hatırlayarak ellerini çekti. Derince bir nefes ortaya koyarak arabanın kapısını açtı ve inmeden önce konuştu.

"Hadi güzelim ailenle küçük bir işimiz var." Lavinya önce cümledeki güzelim kelimesine takılmıştı ve hemen ardından olanlar beynine dank etti. Ailesinin yanına Araf ile gelmişti. Daha da kötüsü birazdan ailesi bütün olanları öğrenecekti.

Hızlıca arabadan inip Araf'ın yanına geçti.

"Her şeyi öğrenecekler?" Olacakları bildiği halde Araf'tan destek bekliyordu Lavinya çünkü birazdan ailesi ile büyük bir tartışmanın ortasında bulacaktı kendini.

"Artık zamanı gelmedi mi sence de?" Lavinya umutsuzlukla başını salladı. Evet, zamanı gelmiş ve geçiyordu ama kendisini buna hazır hissetmiyordu işte.

"Daha fazla burada oyalanırsak biz eve girmeden anne ve baban bizim yanımıza gelecekler." Lavinya bu sefer tepki vermemiş öne doğru atılarak yürümeye başladı. Her bir adımda içinde dev volkanlar oluşuyordu. Sanki içinde bir yanardağ vardı ve patlamaya hazırlanıyor gibiydi.

Kapının önüne geldiklerinde Lavinya içindeki hissi yok saymaya çalışarak zile doğru uzanarak uzunca bastı. Artık kalbinin ritmi değişmeye başlamıştı. İçinde korku ve endişe hat safhada ilerliyorken kapı açılmıştı. Bu sefer kapıyı açanın Lavinya'nın tabiri ile Dilara ablası olması onu çok mutlu etmişti.

En son bu eve geldiği zaman gözlerinin önünden geçip gidiyordu. Resmen bir hırsız ya da ajan gibi evi aramıştı ve bu ona kendisini kötü hissettiriyordu. Sahi bulduğu kimliğe ne olmuştu? En son Araf almıştı ve o günden sonra Lavinya kimliği bir daha görmemişti zaten üzerinden de kaç gün geçmişti ki?

1... 2... 3...

"Dilara ablam, annemler evde mi?" Dilara abla gülümseyerek Lavinya'ya elini uzatıp onu içeriye doğru çekerek sarıldı.

"Ah, deli kız içerideler tabi nerede olacaklar bu saatte? Asıl sen hesap ver bakayım nerelerdesin? Özledim seni." Lavinya sanki son kez Dilara ablaya sarılıyormuş gibi sıkı sıkı sarmıştı kollarını. Şu anda içi kan ağlıyordu çünkü içindeki volkan patlamaya yüz tutmuştu en küçük şeyde patlamak için hazır duruyordu.

VAHŞET / GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin