Medya; Momoland - Bboom Bboom
Sonunda herkes bizi çocuk gibi gösteren ama aslında eğlenceli olan atlı karıncaya yerleştiğinde, oyuncak harekete geçmiş ve dönmeye başlamıştı.
Jisoo, Jennie, Namjoon ve Hoseok önde gülerek bir şeyler konuşurlarken Lisa ve Jungkook da koyu bir sohbete dalmışlardı. Jimin ve Taehyung ise bir süre sonra monotonluktan sıkılmış, birbirlerini iterek düşürmeye çalışıyorlardı. Moonbyul'un Hoseok'u gülümseyerek izlediğini gördüğümde kalbimin kırılmasına engel olamadım. Bu ikisinin arasındakiler kafamı karıştırmıştı. Hoseok, Moonbyul'un kalbini kıran şeyleri bilerek yapacak birisi değildi. Acaba Moonbyul sevdiğini söylememiş miydi?
Oflayarak çaprazımda olan Yoongi'ye baktığımda gözlerim şaşkınlıktan kocaman olmuştu. Çünkü, Yoongi uyuyordu. Etrafıma 'sen ciddi misin' bakışları atarken, atlı karınca da uyuduğuna inanamıyordum. Tamam, uyumayı seviyordu ama bu kadarını da beklemiyordum.
Gülerek önüme döndüğümde herkes hala kendi halindeydi, ve anlaşılan benden başka kimse Yoongi'yi fark etmemişti.
Atlı karınca durduğunda herkes inmiş, Yoongi de uyanmıştı. Vakit kaybetmeden dönme dolaba yöneldiğimizde dönme dolabın büyüklüğüne karşı şaşkınlıkla bakmıştım. Cidden, benim yükseklik korkum vardı ama dönme dolabı da severdim. Biz buraya eğlenelim diye geldik ama hayatımın korku dolu anlarını yaşıyordum resmen. Yine de hava da kararmıştı ve dönme dolap güzel gözüküyordu.
Göz açıp kapayıcaya dek herkes ikişer üçer dönme dolap vagonlarına binmişti ve biz Yoongi ile mal gibi kalmıştık. Durumu özetlemem gerekirse, tam olarak böyleydi.
Yoongi'ye baktığımda onun da bana bakıyor olduğunu gördüm ve aynı anda yüzümüzü buruşturduk. Şu an Yoongi ile bu dönme dolaba binmek istemiyordum ama başka çarem de yoktu. Bu yüzden gelen vagona bindim, Yoongi de karşıma geçmişti.
"Sen biraz yana kay istersen." dedim karşımda yayılmış olan Yoongi'ye.
'Neden' der gibi bir bakış attığında hınzırca gülümsedim. "Egon sığmaz oraya."
Gözlerini devirdi. "Sen ne kadar komiksin öyle? Hayran kaldım."
Onu umursamayıp manzarayı izlemeye ve tadını çıkarmaya çalıştım. Fakat gözlerim sürekli Yoongi'ye kayıyordu, buna engel olamıyordum. Belki de şu anda Yoongi'yi izlemek, manzarayı izlemekten daha güzeldi benim için.
Dönme dolap tam tepeye geldiğinde ikimiz de hayranlıkla etrafı süzüyorduk.
"Manzara güzelmiş gerçekten." diye mırıldandığında onu onayladım.
Ama dönme dolap aniden hareket etmeyi kesmişti ve tam tepede kalmıştık. Klişe bir olay yaşayıp, burada dakikalarca kalmazdık değil mi? Ah, benim yükseklik korkum vardı.
"Ne oluyor?" dedim tedirginle.
Yoongi benim aksime gayet rahattı. "Bir şey olmaz hareket eder birazdan."
Sakin olup derin nefesler almaya çalıştığımda ellerimi birbirine kenetlemiştim. Yoongi'nin beni izlediğini hissediyordum ama bunu umursayamayacak bir durumdaydım. Gözlerimi kapadığımda dönme dolabın vagonu sallanmaya başlamıştı. Bu yüzden ani bir hareketle çığlık atarak Yoongi'nin yanına oturdum ve kafamı omzuna gömdüm.
"N-ne yapıyorsun?" dedi Yoongi şaşkınlıkla.
"Sallanıyor," diyerek koluna daha çok yapıştım. Şu an tam bir fırsatçı gibi görünebilirdim ama gerçekten korkuyordum. Fobim vardı canım, ne yapayım yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real or not ❅ bts•bp ✓
Fanfiction"Seni neden bu kadar seviyorum, bilmiyorum." + Kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükkanı'ndan satın alınmıştır. Başlangıç: 14.07.2017 Bitiş: 09.04.2018 ©nemesislau2017