UÇUYORUM ANEEEEYYYY

243 17 2
                                    


Multimedya:Nisa( Nehir'in Irmaktan sonra en iyi arkadaşlarından biri.)

Kimden:Doruk
Hazırlan seni almaya geliyorum.
Ama olmaz ki böyle ben bugün yataktan kalkmamayı düşünüyordum. Üzerime gündelik elbiselerimi giyip Doruk'un arabasına bindim.
"Nereye gidiyoruz."
"Süpriz olsun." Yol boyunca soru sormamak için kendimle savaş verdim. Oraya gittiğimizde Doruk gözlerimi kapadı. Açtığımda ben şok ben iptal ben vefat. Daha düz yolda yürüyemeyen beni buz pistine mi getirmişti.
"Doruk ben geri gidiyorum."dedim ve arkamı döndüm.
"Hiç bir yere gitmiyorsun ufaklık."
Patenlerimizi giyip piste girdik. Kenarlara tutunurken bile ayakta duramıyorken Doruk nasıl geri geri gidebiliyordu. Where is the adalet? Hayatımda hiç bu kadar düşmemiştim. Yıllardır bacak açma hareketini öğrenemeyen ben piste ilk adımımı atar atmaz öğrendim. Evet,alkışa gerek yok biliyorum her yerimden yetenek fışkırıyor. Uzun uğraşların sonucunda ayakta durmayı başardım kendimle gurur duyuyordum. Önce bir ayağımı sonra diğer ayağımı ilerleterek kaymayı öğrendim. Öyle dediğime bakmayın benimki sadece sürünmeydi.
"Doruk öğrendim,öğrendim." Diye bağırırken arka üstü düştüm. Bir daha oturabileceğimi sanmıyorum. Sanki çok oturduğun var da bir tarafların yerinde durmuyordu ohhh iyi oldu sana diyen Dürdaniye yine haklıydı ama dayağı hak ediyordu. Malesef canım acıyor sana güzel tekmelerimden atamıyacağım. Ama bunu yazdım. Unutmıycam o zaman duble tekme atıcam sana canım.
"Evet mükemmel kayıyorsun." Ona yavru köpek bakışı atıp
"Bana yardım edersin değil mi? Dorukcuğum."
"Dorukcuğum."
"Doruk."
Beni ellerimden tutarak kaldırdı. Dengemi kaybedip onun üzerine düşecekken beni tuttu. Eeee korktu tabi çocuk. Aslında düşsem iyi olurdu hep benim mi bir taraflarım ağrıyacak. Biraz da onun güzel canı acısın. Düşüncelerimi bir anons böldü.
"Buz pateni yarışmasına katılmak isteyenler A salonuna lütfen." Doruk yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdiğinde kendimi yarışmada buldum. Yani çok da iyiler yoktu bir kaç tanesinin iyi olduğunu kabul ediyorum. Ama diğerleri kötüydü hatta ruh öküzümü bile buldum. Çocuk kızı fırlattı ve kayarken dengesini kaybetti. Çocuk yere düştü kız da haliyle onun üzerine düştü. Suç çocukta almış yetmiş kilo kızı fırlatıyor amacı ne bunun yani . Akılsız başın derdini bir taraflar çeker. Yazık oldu bu benden de kötü yani. Sıra bizde aha sıçtık ben daha kaymayı bilmiyorum bulunduğumuz noktaya bakın. İşte başladık Doruk'a doğru kaymaya çalıştım. Doruk beni evirdi,çevirdi,itti,tuttu. Kimlerin eline düştüm ya korkuyorum aneeeyy,beynim burnumdan aktı aneeyy. Napıyo bu tuttu ve fırlattı. Ne fırlattı mı? Az önceki hazin son benim kaderimmiydi yoksa. Kesin yere çakılıcam. Ölürsem helvamı yemeyin siz helva yiyin diye ölmüyorum olum ben.
"Uçuyorum aneeeyyyy." Diye bağırdım. Sen uçmuyorsun uçuruyorlar ben olmasam bu kızın hali yaş. Bir şey bilmiyor. Diyen Dürdaniye'ye çok güzel karşılık verdim. Karşıdan bir uçak geldi ve dan tam Dürdaniye'ye Dürdaniye çole gitti ohh ölsün susuzluktan. Hayal gücüme bakın uçak çarpınca ölmüyor susuzluktan ölüyor. Sonunda yere indim. Aslında Doruk'un kollarına beni tutmuştu. Helal be sana. Sonra bilerek yere düştü ben de üstüne düştüm. Sanki bilerek yapmışız gibi poz verdik. Onun gözlerine bakarken dalmışım. Siren sesiyle pistten çıktık. Hadi ama son yarışmacı olamazdık. Kürsüdeki kadın isimler saymaya başladı 3. Doruk ÇEVİK ve Nehir AKSOY. Babam böyle güzel pasta yapmayı nereden öğrendi? Attı kay kay bana bay bay ben bayılıyorum artık ayılınca yayına devam ederiz canlarım. Kendimi yumuşak bir yerde bulunca kendimi bayılmaya iyice kaptırdım. Gözlerimi açtığımda iki çift göz bana bakıyordu tabiki ben de ona ne sandınız? Boynumda ağırlık hissettiğimde boynuma baktım. He madalyaymış sıkıntı yok. Ne ? Madalya mı hem de altın.
"Gerçek mi lan bu?" Diyip ısırdım. Az kalsın dişi kırıyorduk. 3.'ye altın madalya verildiğini ilk kez görüyordum. İyi ki de gördüm. Bu madalya ile ile evlenebilir miyim acaba. Doruk gülmekten kırılırken
"İyi misin?" Dedi.
"Tabikisi ne sandın?" Dedim ellerimi havalı bir şekilde saçlarımdan geçirirken.
"Ben orda olmasam şuan tabikisi diyebilicekmiydin acaba."
"Ne demek istiyorsun?"
"Ben güçlü kaslarımla seni tutmasam kafanı bir yerlere çarpabilirdin."
"O zaman iyiki varsın kas ve ego yığını."
Sadece içtenlikle gülmekle yetindi. Sabah okula giderken madalyamı tabiki de taktım saçmalamayın herkesin altın madalyası var sanki belediye dağıtmıyor olum. Saçımı küçük gibi iki yandan atkuyruğu yaptım. Okulda ellerim arkada bağlanmış şekilde madalyamı da formamın üzerine çıkartarak madalyamı sallaya sallaya yürüyordum. Karşıdan çakma sarı çiyan ve yanında en az on erkek geliyordu. Hı hepsini toplasan bir Dorki etmez.
"Yazık ya yalnız kalmış korkudan kimsede yaklaşamıyordur sana tahmin ediyim annen bile eldivenle seviyordur seni." Dedi çakma sarı çiyan. Evet kitapların gücü adına şimdi güzel laf sokucam iyi dinleyin beybilerim.
"Basit kişiler hep ilgi görür,kaliteli kişiler hep yalnızdır. UCUZ MALIN ALICISI ÇOKTUR bebeğim buradaki ucuz mal sen oluyorsun bir tanecik çakma sarı çiyanım." Bu arada lafı iyi soktum helal olsun iyi oturtturdum. Umarım dersinizi almışsınızdır beybilerim. Kitaplar sihirlidir. Ne kadar kitap okursanız o kadar cahillikten kurtulur güzel laf sokarsınız. Ama ben böyle iyiyim diyorsanız sizde böyle sarı çiyan grubunda ağzı açık uçak görmüş masum olmayan köylü rolünde olursunuz canlarım. Ablanız star beybilerim. Bu güzel bir kamu spotu olur pardon bunu televizyonda yayınlayabilirmiyiz? Ellerimi havalı bir şekilde saçlarımdan geçirip bir dakika ben saçlarımı toplamıştım. Bunu unutun böyle bir şey olmadı. Ellerimi havalı bir şekilde saçlarımdan geçirmeyip düz bir şekilde gittim. Böyle bile havalıyım kabul edin...

Bu bölümün de sonuna geldik. Bölümde baya ego kastım. Bölümü  beğendiyseniz yorum yazıp oy vermeyi unutmayın. Kendinize iyi bakın. SEVİLİYORSUNUZ...

VOTE+YORUM=İNANILMAZ MUTLULUK💕💕💕💕💕💕💕

Allahım Kurtar Beni: LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin