***
Yasemin o kadar şaşırmıştı ki karşısındaki çekici adamın kibar ve beklenti dolu gülümsemesine karşılık veremedi. Ne işi vardı ki şimdi burada? Tamam kötü biri değildi. Hatta genellikle nazik ve Yasemin'e karşı aşırı ilgiliydi.
Bu adam normal ve zevk sahibi bir genç kızı bir bakışı ve birkaç güzel sözüyle pekala kendine aşık edebilirdi. Ama Yasemin pek normal sayılmazdı ve sebep her ne olursa olsun genç kızın istediği son şey kendisine ilgi duyan bir patronuna daha kendini anlatmaya çalışmaktı.
-Merhaba Yasemin. Dışarı çıkıyordun galiba.
-Hoşgeldiniz Selim Bey. Evet, dışarı çıkıyordum,siz..
-Habersiz geldiğim için kusuruma bakma ama benim için de süpriz bir karar oldu.
-Anlamadım.
-Ayakta mı konuşacağız? Eğer dışarıdaki işin acil değilse bana on-on beş dakikanı ayırır mısın? İnan çok tutmayacağım. Sana bir teklifim var.
-Tabi, buyrun. Ben, şaşırdım sadece. Ne yalan söyleyeyim merak da ettim.
Yasemin, uzun boyu ve hatırı sayılır cüssesiyle küçük evin küçük salonunu dolduran adam oturduktan sonra bir şey içip içmeyeceğini sordu. Adam teşekkür ederek kibarca reddetti. Her ne konuşmak istiyorsa heyecanlı olduğu belliydi.
Yasemin bir an onun evlenme teklifi edeceğini bile düşündü. Bu düşünce önce içten içe onu güldürdü sonra da korkuttu. En son adam konuşmaya başlayınca mantıklı olmaya çalışıp onu dinledi.
-Gelmeme bir anlam veremediğinin hatta biraz da rahatsız olduğunun farkındayım.
-Hayır, evet şaşırdım ama rahatsız olmadım. Lütfen siz de rahat olun.
Selim inci gibi dişlerini göstererek gülümsedi. Genç kadının kendine karşı hoşgörülü olmasını seviyordu. Önceden de böyleydi, onu reddetmesine rağmen hiç bununla alay etmeye ve aşağılamaya çalışmamıştı. Şirkette dolaşıp patronun peşinden koştuğuyla ilgili hava atmamıştı. Aksine onlar öğrenince işten ayrılmayı tercih etmişti. Adam bunun için hala kendini suçluyordu. Şimdi onun neden kendinden uzak kalmayı tercih ettiğini anlıyordu.
Ama bu sefer akıllanmıştı ve şimdi kendisine meraklı, saf bakışlarla bakan bu güzel genç kadını kaybetmeye hiç niyeti yoktu.
***
Tayfun annesinden öğrendiği bir nefes tekniğiyle sakinleşmeye çalışıyordu. Yasemin'e neredeyse uçarak gelirken bu sefer gerçekten umutlu ve kendinden emindi. Yasemin'den özür dileyecek, ona aşık olduğunu söyleyecek ve güvenini kazanmak için çabalayacaktı.
Evde olmama ihtimaline karşılık Ali'yi arayıp sormuştu. Çocuk tabi ki ne olduğunu merak etmişti. Tayfun ona neler olduğunu daha sonra anlatacağına söz verip, Yasemin'in evde olduğunu teyit ettikten sonra evlerine gitmişti.
Hem Yasemin'in evde olduğunu görmüştü hem de misafiri olduğunu. Selim'i orada görmeyi hiç beklemiyordu. Zaten nasıl düşünebilirdi ki? Yasemin gittiğinde kalbine saplanan bıçak, şimdi içerde çevrilmiş gibiydi. Bu kadar acı veren bir şeyin öldürmesi de gerekirdi ama yaşıyordu işte.
Yaşıyordu ve görüyordu. Gördüğü canını acıtıyordu ama gitmedi. Bekliyordu. Adam içeri gireli 5 dakika 18 saniye olmuştu. Kim bilir ne konuşuyorlardı? Belki de adam yine kadını rahatsız ediyordu. Bu durumda müdahale etmeliydi ama onu da yapamamıştı. Yasemin onu içeri davet etmişti ve gülümsüyordu.