Üç Ay Sonra
"Bütün okul seni konuşuyor Maral!" Güldüm. "Türkiye Latin Dans birincisi olduğunun farkında mısın acaba? Ben senin yerinde olsam bol bol havamı atarım."
Sırt çantamın askılarını avuçlarımın içine alıp İclal'e döndüm. "Abartacak bir şey yok İclal."
"Bak bir de mütevazi." Gözlerimi devirdiğimde gülerek yanağımdan makas aldı. "Nasıl abartmayayım? Kankam Türkiye birincisi!"
"Önceden de güzel dans edebiliyordum, sadece yaz tatilinde kendimi daha çok geliştirdim o kadar." Gülüşerek sınıfa girdik. Bugün okulun ilk günüydü ve ben şaşırılacak derecede mutluydum.
İclal ile en arka sıraya geçtik. Yaz tatili boyunca hiç görüşememiştik lakin sürekli telefon ile iletişim kurmuştuk. Onun için en yakın arkadaşım diyebilirdim. Çantamdan ajandamı çıkarıp masanın üzerine bıraktım.
"Sen neler yaptın yaz tatilinde?" İclal gülerek ellerini çırptı.
"Hazır mısın bombaya?"
"Ne bombası bu?"
"Biz..."
"Evet?"
"Biz Yiğit ile çıkıyoruz." Ağzım iki karış açılmıştı. Yanlış duymuyordum değil mi? Hani bu yaz mezun olan Yiğit'ten bahsediyordu. "Ağzını kapa, sinek kaçacak." Eliyle çenemi yukarı doğru ittirdiğinde güldüm.
"Ciddi misin? Sen ve Yiğit sevgilisiniz yani?" diye sordum doğru duyup duymadığımı idrak etmek istercesine.
"Çok imkansız mı gözüküyor Maral?" Alınmış bir ses tonuyla konuştuğunda gözlerimi devirerek omzuna vurdum.
"Öyle demek istemedim. Ben çok şaşırdım. Ne bileyim böyle bir şey beklemiyordum. Haber bile vermedin."
"Yüzyüze konuşup tepkini görmek istedim." diyerek önümdeki ajandayı kendine doğru çekti.
"Yüz ifademden ne kadar şaşırdığımı anlamışsındır. O yüzden diyorum ki nasıl oldu? Bir anlatsan." Salak salak sırıtmaya başladığinda güldüm. Aşık kız tipi.
"Bak şimdi anlatıyorum, beni iyi dinle. Okulun son günü Yiğit'in yanına gittim. Pat diye çocuğa açıldım."
"Oha."
"Sus ta dinle." dedi gözlerini devirerek. "Yiğit bayağı şaşırdı tabii. Böyle bir şeyi beklemediği her halinden belliydi. Biraz sohbet ettik. Sonra bana numarasını verdi. Yaz tatili boyunca mesajlaşdık."
"Sonra?"
"Çıkmaya geçen hafta başladık. Aramızı yapan biri var!" O kadar heyecanlı anlatıyordu ki onu dinlerken ben bile gülüyordum.
"Kırdın beni İclal. Bana söyleseydin ben yapardım aranızı. Neden başka bir çöpçatan buldun?" Elimi sanki kalbimden hançer yemişçesine göğsüme yasladım.
"Sen mi yapacaktın? Güldürme beni. Şu dans yarışmasına katılmak için gece gündüz çalışıp kendini nasıl harap ettiğini bilmiyoruk sanki. Bana vakit ayırmazdın." Haklıydı, omuzlarımı silktim.
"Ama değdi. Resmen Türkiye birincisi oldum!" dedim gülerek.
"Orası ayrı."
"Ee kim bu çöpçatan?" Kollarımı göğsümün altında birleştirip arkama yaslandım.
"Aral." Yüzümdeki gülümseme kaybolurken, tüm keyfim kaçmıştı. Onunla görüşmüş ve haber vermemişti.
"Aral mı?" diye sordum. "Hani şu benim sevdiğim Aral. Bence bir yanlışlık var. Başka birinden bahsediyor olmalısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dudaklarım Parçalandı
Short StoryTecessüs'ün ikinci kitabıdır! Hazal; Sen Maral'ı kaybettin. Hazal; Hani şu minik elleriyle yaralarını örtmeye çalışan kız.