Come With Me

35 2 0
                                    

Aklımda tek kalan şey ağlamaklı olan gözlerdi.

Ayaklarım Marry'e direniyordu ama beni sürüye sürüye eve kadar getirmişti.Cebimden anahtarı aldı ve kapıyı açtı.Ben hala orada bekliyordum.

''İçeriye gir!!!''diye emir verdi beynim kelimeleri netleştirmeye çalışırken tekrar kolumda bir basınç hissettim.Kolumdan tuttu ve koltuğa attı.

''Hadi ama Lou kendine acı çektirmeyi bırak,bu olanların hiçbiri senin suçun değil''diye uyardı ben ise hala ellerime bakıyordum.Bugün yaşanan o anı unutmak için her şeyimi verirdim ama unutulmayacaktı.O kahverengi gözler bana baktığında ölüp ölüp dirildim.Aniden Marry'nin sesiyle irkildim,

''Lou bana bakar mısın?''dedi ve hafifiçe başımı kaldırarak gözlerine baktım ama aklım hala Clary'deydi.

''Lou olan oldu bunları düşünme artık kendine eziyet ediyorsun''dedi sanki beni anlamıyordu halbuki beni en iyi o anlıyordu.

''Ne olan oldu Marry olan şey Cerina beni öptü hemde Clary'nin yanında birde kız kardeşi''dedim yutkunduğumda boğazımın acıdığını hissettim sanırım fazla bağırmıştım.Marry'e bağırmak hayatımdaki en kötü şeylerden birisiydi ama beni sinir etmişti bu olay nasıl unutulabilirdi ki..

''Clary her gün Andrew'i öptüğünde ne oluyor''dedi afallamıştım.Haklıydı ama isteyerek öpmüyordu yüzümde ki kasların gerildiğini hissettim ve daha fazla kızmamak için odama çıktım.Merdivenlerden hızlıca çıktığımda odamın kapısını açtım ve hızlıca kapadım.Ses kulaklarımda bir süre daha yankılanmaya devam etti.Üzerimdeki giysileri çıkardım ve havluyu belime sarıp küveti doldurdum.Su yavaşca yükselirken olay gözlerimin önüne geliyordu ve Marry'nin sözleri oldukça sertti.Su istediğim yüksekliğe gelince çırılçıplak bedenimi suda gömülmesini izledim.Su düşüncelerimden ayıran tek şeydi.Birde Clay...Onun yanındayken geçmişi,bugünümü,yarınımı hepsini unutuyordum.Sanki zaman duruyordu ve geçmiyordu.Sonsuzadek onunla olmak istiyordum.

Gözlerimim yavaşca kapandığını hissettim ve karanlığın içinde kayboluşumu izledim.Kahverengi gözler her yerdeydi ve içinde göz yaşları vardı.Clary!! diye bağırıyordum ama sesim çıkmıyordu hareket edemiyordum.Sadece bana bakıyordu.Zümrüt gözler karşıma çıktı ve mutluluktan parlıyordu.Bunu nasıl yapabilirdi? Tekrar eğildi ve beni dudağımdan öpmesiyle sıçradım.Suyun yarısını yere dökmüştüm.Tanrım ne kadardır burdaydım.Su sanki benliğimi benden almıştı buz gibi olmuştu.Havluya tekrar sarındım ve gecenin geç saatleri olduğunu hissettim.

İyice kurlandıktan sonra havluyu yere attım ve gri eşofmanlarımı giydim.Telefonu elime alarak Clary'i aradım.Çaldı çaldı ve sonunda açtı.

''Ne oldu?''demişti ah bu ses beni öldürmek için yeterliydi.Bu ses için bile cennetten kovulabilirdim.

''Konuşmamız lazım''dedim.

''Konuşacak bir şeyim yok''dedi.

''Benim sana ihtiyacım var''dedim.

''Benim de zaman ihtiyacım var''dedi.

''İyi o zaman ben oraya gelene kadar düşün''dedim ve suratına kapadım.Emir vermeyi sevmezdim ama buna mecburdum.

Odamdan çıkarak aşağı indim.Sessiz olmalıydım.Marry'nin sorularına maruz kalmak istemiyordum.Kapıyı yavaşca kapadım ve dışarıya adımı attım.Yolda giderken ne söyleyeceğimi düşünürken kelimeleri aklımda toparlayamıyordum.Yol kısa sürmüştü ve karşımda beyaz bir gecelikle Clary'i buldum.Ağlıyordu...

Yanına giderek sarıldım ve dudaklarımı dudaklarında hissettim.Hiçbir karşılık vermedi.

''Lou dur''dedi.Ah bu ses bu anda bile beni çıldırtmaya yeterliydi.

''Clary yapma ben öpmedim o geldi öptü sonuçta beni suçlayamazsın.Seni sevdiğimi biliyorsun lütfen bu cezaya beni mahkûm bırakma''dedim.Bunca şeyi nasıl söylemiştim hala kendime inanamıyordum.

''Sen gittikten sonra Cerina ban sürekli senden bahsetti.Bunun benim canımın ne kadar yaktğını bilemezsin''dedi.

''Ne yani Clary sen hergün Andrew ile öpüşürken ben bu acının yüz katını çekiyorum.Sen ona her dokunduğunda benim canımdan can gidiyor.Sen onu her öptüğünde beni diri diri toprağa gömüyorsun.Sen onun o safir renkte gözlerine baktığında ben nefes alamıyorum''dedim.Bu sözler benden mi çıkmıştı?Gözlerine bir kere daha baktım göz yaşlarına boğulmuştu.

''Neden ondan ayrıl mıyorsun?''dedim.

''And'in hiçbir suçu yok ona bu acıyı yaşatmak istemiyorum.O senin kardeşin senin de istemediğini biliyorum''dedi.Elbetteki istemiyordum.

''Bana hergün yaşatıyorsun?''dedim.

''Biliyorum zaten en kısa zamanda bunu bitireceğim ama Cerina.O sana aşık.Benim kız kardeşim sevdiğim adam aşık''dedi.Onu ne kadar seviğini biliyordum.

''Beni seviyor musun?''dedim.

''Herzaman''dedi.

''Pekî bana güveniyor musun?''dedim.

''Herzaman''dedi.

''O zaman Clary bu lanet şehirden,bu lanet kişilerden,ilişkimizi yasak olmadığı yere gidelim''dedim.Bu soru üzerine çok şaşırdı gözleri iyice büyümüştü.Ben ise ne söylediğimi hala idrak edemiyordum.

''Clary Clewater benimle birlikte bu şehri terketmeye ne dersin?''dedim... 

BÖLÜMÜN GEÇ GELDİĞİNİN FARKINDAYIM,ARTIK SERİ BÖLÜM ATACAĞIM... 

You Are My Weaknes And StrenghtsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin