Bölüm 3

1.5K 175 495
                                    

 Sabah olmuştu. Çoktan herkes kalkmış ve işinin başına koyulmuştu. Ben de bahçedeki koltuklara oturmuş, bekliyordum. Derken aniden birsinin boğazanı temizlediğini duydum. Kim olduğunu görmek için baktığımda ise Levi'yi gördüm. Onu görür görmez aniden ayaklandım. Sonuçta patronumdu. Burada boş boş oturmama kızabilirdi. "B-Ben de tam işimin başına koyuluyordum." dedim. Bana baktı ve "Boşver işi falan." dedi. 

 Elimi tuttu ve "Gel, seni gezdireyim." dedi. Beni buralarda gezdirme haşin erkeğim, başka yerlerde gezdir. Hıırrrğğğ! 

Belli bir süre sonra bana baktı ve "Gözlerini kapat." dedi. Bir an içimden güvenmek gelmese de yaptım. Gözlerimi kapatınca elimden tutarak beni bir yere götürmeye başladı. Belli bir süre sonra beni durdurdu ve "Gözlerini açabilirsin." dedi. Etrafıma baktığımda bir sürü meyve ağacı gördüm. Ellerini saçına götürdü ve "Ayvaları sevdiğini duydum." dedi. Etrafa baktım, cidden bir ayva bahçesi vardı. Ağaçlara bakarak "E-Evet, ayvalar güzeldir. Hele tuzlayarak yediğin zaman..." dedim ve seksi bir şekilde dudaklarımı ısırdım. Levi iyice dibime sokuldu ve "Ben de ayvaları çok severim. Ne kadar çok ortak noktamız var. Senin gibi birini biraz daha tanımak isterim." dedi ve göz kırptı.

 Ruh hali çok çabuk değişiyordu. Ona baktım ve hızla arkamı döndüm. Ellerimi belime koydum ve "Hani ben senin bacındım?" diye sordum. Ellerimi belime koydum ve tripli bir şekilde "Bacım dediğine mi yavşıyorsun sen?" dedim. Sinirliydim, bana bacım dediği zaman çok kırılmıştım. Sonuçta kaslarıyla değişik fanteziler kurmuştum o kadar.

 Sıçtığını anlamış olmalıydı. Bir şeyler bulmaya çalışıyordu ama sadece "Iıııhmmm" gibi şeyler çıkarıyordu. Cevap alamayınca "Ben gidiyorum." diyecekken hızla önümü kesti ve dibime sokuldu. Çok yakındık, burunlarımız değiyordu. Bu ani hareketi ile şok olmuştum. Ancak dediği şey beni daha da şok etmişti...

"Dünya ahiret bacımsın ama farz et ki uzaydayız."

 Ben bir şey diyecekken aniden elini belime attı ve beni döndürerek yatırdı. Bir eli belimi tutuyor, diğer eli de elimi sıkıca kavramıştı. Utangaç bir şekilde ona doğru bakarken "Ne dersin yavrum?" diye sordu. Bir süre bakışmadan sonra "E-evet." diyecekken aniden Hanji'nin "Levi!" diye bağırması ile ikimizde korkuyla irkildik ve bunun sonucunda Levi beni bok çuvalı gibi yere bıraktı. 

Hanji sevinçle yanımıza geldi ve "Beş çayı hazır!" diye bağırdı. Ne ara beş olmuştu amk? Neyse, zaten hikaye ile ilgili tek sorun zaman kavramı değildi. Levi "Tamam, birazdan geliyorum." dedi. Hanji ikimizde 'N'oluyor amk bunlara?" bakışları attıktan sonra gitti.

  Ben yere şap diye yapıştığım için toz olmuş üstümü çırpmaya başladım. İçimden "Öküüüzz!" diye geçirmiyor değildim. Levi bana baktı ve "Ah, özür dilerim. Aniden gelince seni unutmuşum." dedi. Elini uzattı ve beni yerden kaldırdı. 

---

 İçeri girdiğimizde Levi, Hanji ve Erwin masada oturmuş, çaylarını bekliyorlardı. Petra da bir köşede oturmuş elindeki tepsi ile onları izliyordu. Armin elime çay tepsisini tutuşturdu ve "Kanka, al sen götür. Benim işlerim var." dedi. Çay dolu tepsi ile salona yani yanlarına gidiyordum. Tam tepsi ile Levi'nin önündeyken bir şeye takıldım ve elimdeki tepsiyi ve  çayları beraber Levi'nin üstüne döktüm! 

 Levi aniden "Annassikkkimmm!" diyerek yerinden fırladı. Ben yere kapaklanmış bir şekilde ona bakarken Petra'nın güldüğünü gördüm. Acaba o mu yaptı...? 

(Yazar Notu:  KAS SHOW GELİYOOORRRRĞ KIZIIIĞĞMMMM! 

 Ben dizlerimin üstünde dikelmişken Levi'nin hızla gömleğinin düğmelerini açmaya başladığını gördüm. O, can halinde gömleğini çıkartırken ben ise ağır çekimde kısılı kalmış gözlerim ile onu izliyordum. Büyülenmiştim. Fazla güzel olan kasları beni benden alıyordu. Ben onu dikizlerken Petra aniden "Ayyh! Nasıl dökmeyi başardın?" diye çemkirmeye başladı. Levi üstünü masadaki bezle silmeye başlamıştı. Hemen kalkıp "B-Ben özür d-dilerim." dedim. Hanji bana bakıp "Bir şey olmaz canım! Cana geleceğine mala gelsin." dedi. Levi üstünü silerken konuşmakta zorlanarak "Önemli değil..." dedi. Ölüyor ve ıkınıyor gibi görünüyordu.

 Gözlerimi kaslarından alamıyordum. Her bölümde kaslarına övgü yağdırmalıydım.

Hah, neden mi?
Çünkü ben... maldım.

 Petra hemen ayağa kalktı ve Levi'nin yanına gitti. Sahte bir ses ile "Ayyy, canım. İyi misin? Bir şey oldu mu? Canın yanıyor mu?" dedi.

 Petra elindeki bez ile Levi'nin mükemmel kaslarındaki) nemi almaya başlamıştı. Levi ona baktı ve "Üstüme çay döküldü ama iyiyim... Bu ne biçim soru?" dedi. Aldığı cevap ile yüzüne uyum sağlayacak bir şekilde g*t gibi kalmıştı...

---------------

Herkese merhabaaa! Ben geldim! Çok fazla gelen istek üzerine Yebe attım. Veee size güzel haberlerim var! Köpeğim geri geldi! Mahkeme bizim istediğimiz gibi bitti ve sonunda yeniden kavuştuk. Neyse, umarım beğenmişsinizdir.

 Vote ve yorum atmayı unutmayın. Benim için çok değerliler!!! Sizi seviyorum, ŞEKERLERİM!

 Benim için çok değerliler!!! Sizi seviyorum, ŞEKERLERİM!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Titan-ı Memnu (Shingeki no Kyojin - Japanese Soup Opera)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin