Yalnızdı Yong Hwa. Yanında arkadaşı olmasına rağmen yalnızdı.Duyguları yalnız,sahipsizdi.Ne anne sevgisi,ne de Işıl 'a olan aşkı. Hepsini sahipsiz bırakmıştı.Hiç kimsede aradığı şevkati bulamamıştı.Bulduğunda ise acınmaktan ötesine geçememişti.Bu ara hissettiği tek duygu acınma duygusu idi.
Dong Hyun, biricik misafirine kahvaltısını hazırlamıştı.Yong Hwa ise banyoda elini yüzünü yıkıyordu.
Dong Hyun :-Yong, haydi gel yemek hazır.
Yong Hwa :-Geldim. Dedi ve yemek masasının önünde dikilip kaldı.Bakıyordu.
Dong Hyun :-Bir şey mi oldu?
Yong Hwa :-Bunlarımı yiyeceğiz?
Dong Hyun :-Eveeet!
Yong Hwa :-Ya Dong, ben bunları yemem!
Dong Hyun :-Neden acaba veliaht prens?
Yong Hwa :-Sevmemde ondan.
Dong Hyun :-Senin sevmem dediğin bu şeyleri ben her sabah yiyorum.Doğrusu sen evde ne yiyorsun merak ediyorum.
Yong Hwa :-Saymamı ister misin?
Dong Hyun :-Aman kalsın.Peki istediğin bir şey varsa söyle, onu hazırlayayım sana.
Yong Hwa :-Gerek yok.Biraz atıştırıp,çıkalım.Zaten öyle çok uykum var ki bir şey yiyebileceğimi sanmıyorum. Dedi ve masaya oturdu.
Dong Hyun :-Işıl sana nasıl katlanıyordu acaba?İnan çok merak ediyorum.
Yong Hwa :-Sen de Işıl 'cı oldun başıma.
Okula gelmişlerdi. Yong Hwa, geçip sırasına oturdu.Oturur. oturmazda etrafa baktı. Gözleri mâlum kişiyi arıyordu.Dong Hyun, yanına geldi.
Dong Hyun :-Dersin başlamasına yarım saat var.Kantine gidip birer kahve içelim mi?
Yong Hwa :-Cebimde hiç param yok.Kredi kartlarım iptal.
Dong Hyun :-Saçmalama lütfen.Ben ne güne duruyorum?Biz iyi günde de kötü günde de birbirimizin yanında olacağız.Gerçi bu söz nikâh sözü gibi oldu biraz ama biz böyle bir arkadaşız.
Yong Hwa gülümsedi:-Teşekkürler Dong Hyun. Sen benim tek ve gerçek arkadaşımsın.Ben yine de burada kalayım.
Dong Hyun gülümsedi :-Pekâlâ. Dedi ve çıktı sınıftan.
Yong Hwa :-Ne kadar işe yaramaz bir adammışım meğer.Babamın parası,annemin şirketi olmayınca bir hiç oluveriyormuşum,yeni anladım.Belki de bu dersi,çok önce almam gerekiyormuş.Artık gözümün önüne baksam,iyi olacak.Bazı şeylerin değerini bilmenin zamanı geldi. Diye düşündü.Düşünürkende dün gecenin vermiş olduğu uykusuzlukla,sırasının üzerinde uyuya kaldı.Başı kollarının üzerinde orada öylece uyuyordu.
O anda Işıl ve Eun Sun sınıfa girdiler. Birden,Yong Hwa 'yı gördü Işıl.Durdu ve ona baktı.
Işıl :-Belliki dün gece uyuyamamış.
Eun Sun :-Onu düşünmeyi bırakır mısın artık? Dedi ve kolundan tutup sırasına oturttu.
Işıl :-Ama Eun Sun!
Eun Sun :-Işıl, bana bak.Bu çocuk,seni herkese rezil etti.Anlıyor musun? Ondan uzak duruyorsun.Yoksa gidip,bütün okula senin onun dadısı olduğunu söylerim.
Işıl :-Yok artık.
Eun Sun :-Yaparım.Neyse.Ben bir lavaboya gidip geliyorum. Sen otur şuraya.Sakın kalkma.Dedi ve çıktı.Işıl ise yerine oturdu.Kitabını açıyordu ki tam,dönüp Yong Hwa 'ya baktı.O masum yüze.Uyurken öyle tatlı görünüyordu ki.Aşkı depreşmeden geri döndü.Kitabını açtı.Birden,Yong 'un defterinin yanında olmadığını fark etti.Notları nasıl alacaktı ki?Yavaşça kalktı yerinden.Bir defter,bir de kalem bıraktı önüne.Hemen geri yerine geçti duyduğu bir kaç ayak sesi ile.Dong Hyun, elinde iki tane kahve ile girdi sınıfa.Uyumakta olan Yong Hwa 'yı gördü ve gülümsedi. Sonra kitap okumakta olan Işıl 'a baktı.Tam ona seslenecekti ki Eun Sun, sınıfa girdi.
Eun Sun :-Aferin sana. Bıraktığım yerdesin.
Işıl :-Ne haddime sizin emrinize karşı gelmek komutanım.Tehditinizden sonra ne mümkün itaat etmemek.
Eun Sun :-Aferin sana.
Ders başlamıştı.Işıl, tahtaya bakıyordu. Yong Hwa, ise kendisine.
Dong Hyun :-Nereye bakıyorsun sen?
Yong Hwa :-Bir gece ayrı kaldım ve onu özledim.
Dong Hyun :-Sen ciddi ciddi aşıksın bu kıza.
Yong Hwa, defteri aldı ve not tutmaya başladı.
Dong Hyun :-Seni ders ile ilgilenirken görmek ne güzel.
Yong Hwa :-Artık, bazı şeylerin değerini daha iyi biliyorum diyelim.
Dong Hyun :-Sevindim. Bu defteri evden mi getirdin?O telâş ile iyi gelmiş aklına almak.
Yong Hwa :-Ben getirmedim.Aslında, sen bana verdin sandım.Sıranın üzerinde duruyordu bir kalem ile.
Dong Hyun :-Hayır, ben bırakmadım.
Yong Hwa, deftere dikkatlice baktı.Sayfalarını çevirdi.İçinde ki yazı tanıdık gelmişti.
Yong Hwa :-Dur bir dakika.Bu Işıl 'ın defteri.
Dong Hyun :-O mu bırakmış?
Yong Hwa :-Galiba.Dedi ona doğru bakarak.
Eve gelmişlerdi Yong Hwa ve Dong Hyun. Yong Hwa, mutfakta bir şeyler yapıyordu.
Dong Hyun :-Yardım istemediğine emin misin?Diye seslendi oturma odasından mutfağa.
Yong Hwa :-Gerek yok.Bu akşam yemek benden.Elimin ne kadar lezzetli olduğunu göreceksin.
Dong Hyun :-Yine de yardım etseydim.
Yong Hwa :-Dong,tuz nerede?
Dong Hyun :-Üçüncü çekmecede.
Yong Hwa :-Bulamıyorum.Yok burada.
Dong Hyun :-İyi bak.
Yong Hwa :-Yok işte.
Dong Hyun :-Oraya koyduğuma eminim.Dedi ve kalkıp mutfağa girdi.Ama şok geçirebilirdi o an gördüğü manzaranın karşısında.Donup kalmıştı.
Yong Hwa :-Dong, sen iyi misin?
Dong Hyun :-Haaaaaaaaaaaayııııııır!
Yong Hwa :-Ne bağırıyorsun?
Dong Hyun :-Bu mutfağın hâli ne Yong Hwa?
Yong Hwa :-Temizleriz ne olmuş?İnsan bi teşekkür eder arkadaşı yemek yaptığı için.
Dong Hyun :-Bu mutfak,mutfak olalı böyle zulüm görmedi.Bu ne hâl böyle?
Yong Hwa :-Benim güzel yemeğimden yeyince unutursun hepsini.
Dong Hyun :-Umarım dediğin gibi olur ve bu kirli mutfağa değer.
Yong Hwa :-Başarılı aşçılar,biraz dağınık çalışırlar.Lezzetli yemek yemek istiyorsan,bunlara katlanacaksın birazcık.
Dong Hyun güldü:-Dediğin gibi olsa iyi olur seni pasaklı aşçı seni.
Işıl ve Bayan Mi Ja, yemek masasına oturmuşlardı.İkisi de pek bir şey yiyemiyorlardı.Ortak düşünceleriydi Yong Hwa.
Bayan Mi Ja :-Ne yiyordur acaba?Dedi birden ağızından kaçırarak.Işıl, ona baktı.
Işıl :-Hazır yemekte yiyemez.
Bayan Mi Ja :-Şimdiye pes edip,eve gelmesi gerekiyordu. Bu sefer kararlı olmalı.
Işıl :-Galiba benim gitmemi bekliyor.
Bayan Mi Ja :-Onu çok bekler işte.
Işıl :-Efendim,ben gitsem iyi olacak.Hem Yong Hwa 'da yokken,dadılık yapacak biri yokken yani...
Bayan Mi Ja :-Jung Yong Hwa ister gelsin,ister gelmesin,sen burada kalacaksın. Bir daha bu konunun açılmasını istemiyorum.
Yong Hwa ve Dong Hyun ise o muhteşem ötesi yemekten yemek üzere masaya geçtiler.
Yong Hwa :-Bir aşçılık harikası yemek üzeresin ona göre.Kendini şanslı hissetmelisin çünkü,bu yemeği bu güne kadar tadan kimse olmadı.Sen ilksin.Dedi ve yemeği masanın üzerine koydu.
Dong Hyun güldü:-Amma da reklam yaptın.Üzerindeki önlüğü de çıkar gel artık.
Yong Hwa :-Geldim!
Dong Hyun :-Görüntüsü bir şeye benzemiyor ama,tadına bakacağız artık.Dedi yemeğe bakarak.
İkiside tabaklarına birer kaşık yemek aldılar.Çiğnediler,çiğnediler sonra durup,birbirlerine baktılar. Bir anda ikiside itiş kakış ile,çöpe doğru koşmaya başladılar.
Dong Hyun :-Bu da ne böyle? Hayatımda hiç bu kadar iğrenç bir şey yemedim.
Yong Hwa :-Aşçılığı zirvede bırakıyorum.
Dong Hyun :-Bence o seni,çoktan bırakmış.Ama tebrik ederim seni,hiç kimse bu kadar iğrenç yemek yapamaz.Dedi ve bir şişe suyu kafasına dikti.
Yong Hwa :-En kısa zamanda bir yemek kursuna gitsem,iyi olacak.
Dong Hyun :-Dışarıdan söylemeye ne dersin?
Yong Hwa :-Sen kendin için söyleyebilirsin.Benim yiyecek hâlim yok.
O anda kapı çaldı.Yong Hwa ve Dong Hyun, birbirlerine baktılar.
Yong Hwa :-Beklediğin biri mi vardı?
Dong Hyun :-Hayır. Dedi ve kapıyı açmaya gitti.Açtığında ise gördüğü kişi gerçekten de beklemediği bir kişiydi.
Yong Hwa:-Kim miş gelen?Dedi ve kapıya gitti. Gördüğüne o da şaşırmıştı.Ne gel diyebildi,ne de gelme.Kısacası konuşamadı.
Işıl :-Merhaba!
Dong Hyun :-Işıl! İçeri gelsene.
Işıl :-Teşekkür ederim. Dedi ve içeri girdi.Yong Hwa ile birbirlerine bakmıyorlardı.Elindekileri masanın üzerine bıraktı.
Dong Hyun :-Bunlar ne?Çok güzel kokular geliyor.Dedi ve poşetlerin içine baktı. Tam dört çeşit yemek vardı saklama kablarının içinde.
Işıl :-Yersiniz diye düşündüm.
Dong Hyun :-Ellerine sağlık.Çok güzel görünüyorlar.
Yong Hwa :-Gerek yoktu.Biz yemeğimizi yapmıştık.
Işıl, masanın üzerinde ki yemeğe baktı. Bir kaşık alıp,kokladı.Bir anda öğcüdü.
Işıl :-Iyy,bunu mu yiyordunuz?Kim yaptı bunu?
Dong Hyun :-Güney Kore'nin en iyi aşçısı.Dedi Yong Hwa 'yı göstererek.
Işıl gülümsedi :-Anladım.Bunu yiyemediniz,sen dışarıdan söylemek istedin,Yong Hwa kabul etmedi öyle değil mi?
Dong Hyun :-Aa nasıl bildin?
Yong Hwa :-Onun bilmediği şey yoktur.
Işıl :-Öyle. Jung Yong Hwa hakkında az çok,her şeyi biliyorum. Ben gitmeden,o eve gelmeyeceğini de.
Dong Hyun konuşmanın nereye gideceğini anlamıştı.
Dong Hyun :-Ben sizi yalnız bırakayım. Dedi ve mutfağa gitti.
Işıl, Yong Hwa 'nın karşısına oturdu.İçini dökme vakti gelmişti.
Işıl :-Bana kızgın olduğunu, yüzüme bakmayışından anlayabiliyorum.Ama buraya senden özür dilemeye geldiğimi sanma.Zaten,ben bile bilmiyorum neden geldiğimi.Söylediğin o sözlerden sonra senin benim hakkımda ne düşündüğünü açık ve net olarak anladım.Sana düşündüğün gibi biri olmadığımı anlatacak değilim.Belli ki sen beni yanlış tanımışsın.Ya da ben sana kendimi yanlış tanıtmışım.
Yong Hwa,Işıl'ın karşısında sesizce oturuyordu.Onu dinlemeye vermişti kendini.Bir şey derse,ya da terslerse filân,kalkıp gitmesinden korkuyordu kendince.Kısacası,bir gececikte olsa onu özlemişti ve hemen gitsin istemiyordu.
Işıl devam etti:-Neden sürekli sana acıdığımı söyleyip duruyorsun,inan onu da anlamış değilim.Ama artık senin ve benim iş ilişkisi içinde olsa,bir arada olamayacağımız belli oldu.Senden,evine geri dönmeni istiyorum.Annen,yani Bayan Mi Ja, senin için endişeleniyor. Hem de çok.
Yong Hwa :-Dönmeyeceğim.
Işıl :-Biliyorum dönmezsin.O yüzden,sana söz veriyorum,eve döndüğünde ben evden ayrılacağım.
Yong Hwa, başını kaldırdı ve Işıl 'a baktı.Işıl hâlâ başı önde konuşuyordu.
Işıl :-Yemin ederim gideceğim küçük bey Jung Yong Hwa.
Işıl, adı ve soy adını bir arada kullanmıştı Yong 'un.Bu onun gayet ciddi olduğunu gösteriyordu.Ayağa kalktı yavaşça.Kapıya doğru yöneldi. Yine de dönüp son kez,Yong Hwa 'ya baktı.
Işıl :-Annenizi daha fazla bekletmeyin lütfen.Dedi ve çıktı.
Dong Hyun, mutfaktan geldi :-Bayan Mi Ja diyor ama kendisi de bir o kadar endişelenmiş senin için.
Yong Hwa:-Sen bizi mi dinledin?
Dong Hyun :-Sizi değil.Işıl 'ı.Sen sus pus oturdun karşısında.Seni tanıdığımdan,daha korkakmışsın.
Yong Hwa :-O ne demek öyle?
Dong Hyun :-Geçip,karşısına sana aşığım diyemedin.Kolundan tutup,kendine çekip...
Yong Hwa :-Öhö!Sen ne kurguluyorsun bizimle ilgili kafanda acaba?
Dong Hyun :-Kendine çekip sarıl diyecektim.Senin için fesat.Neyse,gel şu lezzetli yemekleri yiyelim.Kızcağız üşenmemiş,getirmiş buraya kadar.
Yong Hwa :-Canım istemiyor.
Dong Hyun :-Şimdi de evden ayrılacak diye mi üzülüyorsun?Kurtuluyorsun işte.
Yong Hwa :-Evet kurtuluyorum.Dedi ve masaya oturdu.Hırsla yemeğinden bir kaşık aldı.
Dong Hyun :-Hırsını yemekten çıkarma istersen.
Yong Hwa :-Olur,senden çıkarayım o zaman. Dedi ve yemeye devam etti.
Dong Hyun :-Yemek güzel olmuş ama değik mi?
Yong Hwa :-Evet güzel olmuş.
Işıl, eve gelmişti.Odasına çıktı yavaş yavaş.Masasına oturdu.Elinde yazdığı mektubu çeviriyordu.Sonra ayağa kalktı ve kıyafetlerini bavula doldurmaya başladı. Bir anda Yong Hwa 'nın o yağmurlu günde üzerine örttüğü hırkası çıktı dolaptan.Belliki dalgınlıkla koydu onu dolaba.O günü anımsadı.Yong 'a aşık olmamaya çalıştığı o yağmurlu günü.Yatağın üzerine bıraktı. Diğer kıyafetleri toplamaya devam etti.Bir anda Bay Kim kapıya vurdu.
Bay Kim :-Küçük hanım gelebilir miyim?
Işıl telâşlanmıştı.Eğer kendisini kıyafetlerini toplarken görürse,Bayan Mi Ja'ya söyleyebilirdi.O da gitmesine izin vermezdi.
Işıl :-Bir saniye!Dedi ve bütün kıyafetlerini, Yong Hwa 'nın hırkası da dahil,bavula doldurup,dolaba soktu.Bay Kim kapıda bekliyordu.
Işıl :-Gelebilirsiniz.
Bay Kim içeri girdi:-Küçük hanım, hanım efendi sizi çalışma odasında bekliyor.
Işıl :-Hemen geliyorum.
Işıl, Bayan Mi Ja 'nın odasına geldi. Kapıya vurdu ve içeri girdi.
Işıl :-Beni istemişsiniz.
Bayan Mi Ja :-Akşam yemeğinden sonra nereye gittiğini sorabilir miyim?
Işıl :-Şeye gittim.Ben...
Bayan Mi Ja derin bir nefes çekti içine ve lâfâ girdi.
Bayan Mi Ja :-Işıl, neyin var senin?Nerede o disiplinli dadı?
Işıl :-Özür dilerim.Ama ona yemek götürmeseydim,bu gece uyku tutmayacaktı.
Bayan Mi Ja gülümsedi:-Peki, ne yapıyordu bizim büyük afacan?Nasıldı?
Işıl :-Yemek yapmaya çalışmış ama becerememiş.Dedi gülümseyerek.
Bayan Mi Ja :-Demek,kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmeye başlamış.Umarım yaşadığı bu hayatın kıymetini anlamaya başlamıştır.
Işıl :-Umarım.
Bayan Mi Ja :-Sana gitmemeni söylediğime bakma.O inatçı keçiye yemek götürdüğün için teşekkür ederim. Yoksa aç mı?Tok mu?Diye düşünmekten,ben de uyuyamayacaktım bu gece.Dedi gülerek.
Işıl gülümsedi :-Siz bir annesiniz.Böyle düşündüğünüzü biliyordum.Ya da tahmin etmiştim diyelim.
Bu gece gök yüzü pırıl pırıldı.Yong Hwa'yı yine uyku tutmamıştı. Işıl olmadan bir gece daha.Üstelik,Dong Hyun 'un horlaması ile inleyen bir gece.Yanından kalktı arkadaşının ve dışarı çıktı. Merdivenlere oturdu biraz, gecenin soğuna rağmen.Sıkılmıştı içeride.Bütün düşünceler üzerine geliyordu sanki.
Yong Hwa :-Onun bana acımasından nefret ediyorum. Yarın akşam evime dönüp, bu işe,bu duygulara bir son vereceğim.Onu unutup,eski hayatıma geri döneceğim.Kendimi okuluma vereceğim meselâlOnu unutup.Dedi ve birden o gece onu öpmek için yaklaştığı ve Işıl 'a aşık olduğu anı anımsadı. Ayağa kalktı ve kaçarcasına içeri koştu.Bir kız için bu duyguları hissederken,unutmak nasıl olacaktı,kendisi bile bilmiyordu ki.
Ertesi gün olmuştu.Yong Hwa, erkenden uyanmış,koltuğun üzerinde oturuyordu.
Dong Hyun :-Günaydın.Erken kalkmışsın galiba.Uyanınca yanımda göremedim seni.Dedi gülerek.
Yong Hwa :-Evet erken kalktım.Uyuyamadım yine.
Dong Hyun :-Sebebi ben miyim yoksa Işıl mı?
Yong Hwa :-Her ikiniz.Bir karar aldım.Eve döneceğim.Önüme bakacağım bundan sonra.Işıl 'ı da unutacağım.
Dong Hyun :-Önüne bakman güzel de sevgili dadını unutma fikri işe yaramaz.
Yong Hwa:-Görürsün sen.
Dong Hyun :-Göreceğiz.
Okula gelinmişti.Işıl ve Eun Sun, kantinde oturuyorlardı.Biraz uzaklarında da Yong Hwa ve Dong Hyun oturuyorlardı.
Dong Hyun :-Öyle yabani davranırsan kızı elinden kaçırır,böyle uzaktan bakarsın.
Yong Hwa :-Ona bakanda kim?
Dong Hyun :-Seeen!
Yong Hwa :-Ben unutmaya çalışayım,sen bana onunla ilgili lâf sok.Arkadaşıma bak sen.
Dong Hyun:- Böyle mi unutacaksın onu?Karşısına oturup onu izleyerek.
Yong Hwa :-Yavaş yavaş bırakıyorum diyelim.
Dong Hyun güldü:-Diyelim bari.
Eun Sun :-O evden ayrılman gerçekten de iyi bir karar.
Işıl :-İyi herhâlde.
Eun Sun :-Garip davranıyorsun Işıl. Nerede o Yong Hwa 'nın kafasına çanta ile girişen Işıl, nerede sen? Woo Bin, sen ve Yong Hwa ile ilgili düşündüklerinde haklı mı acaba diye düşünmüyor değilim.
Işıl :-Hangi konuda?
Eun Sun :-Anlamamazlıktan gelme lütfen.
Işıl :-Woo Bin haklı değil merak etme sen.
O anda Woo Bin,onları gördü ve kendilerine doğru gelmeye başladı.
Işıl:-Woo Bin'i çok andık galiba.Buraya geliyor.
Eun Sun :-Oda ne yapışkan çıktı öyle?
Işıl :-Ben kaçıyorum Eun Sun.Sonra görüşürüz.Dedi ve koşarak oradan ayrılıyordu ki,karşıdan gelmekte olan Kyu Jung ile çarpıştı.Birden,belinden tuttu Işıl 'ın.
Işıl :-Ah!Çok özür dilerim.
Kyu Jung :-Ne bu acele bakayım?
Işıl geri çekildi:-Bir yerin acıdı mı?Dedi gülümseyerek.
Kyu Jung :-Beni bırak,asıl senin bir yerin acıdı mı?
Işıl :-Yok bir şey olmadı.
Yong Hwa ve Dong Hyun, onlara bakıyorlardı.
Dong Hyun :-Ne yapıyor bunlar?
Yong Hwa :-Şimdi de ortalık yerde,sarmaş dolaş.Anladık sevgilisiniz de bu kadar da olmaz ki.Dedi kıskançlıkla.
Dong Hyun :-Sen Işıl 'ı unutmaya çalışıyorsun ama görüyorum ki onun umurunda bile degilsin Yong'cuğum.
Yong Hwa :-Allah Allah.Sen ne ara bu kadar sivri dilli oldun acaba?
Dong Hyun :-Yalnız Işıl zevkli kızmış.Çocuk çok yakışıklı.
Yong Hwa :-Bu çocuğu her gördüğünde bunu söylüyorsun.Senden şüphelenmeye başlıyorum artık. Yoksa gözün mü var onda?
Dong Hyun :-Karala,karala beni.Doğru söylüyorum ya ne de olsa.
Yong Hwa :-Doğru söylemiyorsun.Direk onu övüyorsun.Kız arkadaşında yok.Yoksa?
Dong Hyun :-Yok artık. İftiranında böylesi.Sen ne sanıyorsun beni?
Yong Hwa :-Neyse boşver onları.Sonuçta herkes,kendi hayatını yaşar.
Haklıydı Yong Hwa. Herkes kendi hayatını yaşıyordu.Yaşıyordu ama hayatına soktukları ile birlikte.Belki de çıkarmaya çalıştıkları ile birlikte.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KÜÇÜK DADIM
FanfictionKORE DRAMASI TADINDA Haylaz mı haylaz Koreli bir gencin,Türk bir dadı ile imtihanı. "Her erkeğin içinde bir çocuk vardır.Her kadının içinde de bir anne. İşte bu yüzden kadınlar erkekleri ilelebet taşıyabilirler."