SENDEN ÖNCE BEN
🐝 ME BEFORE YOU 🐝Cep telefonunda yirmi iki mesaj vardi.Ve ilki saat 03:42 de New York'tan gelmişti.Hukuki bir meseleyle ilgilydi.Garaja binen asansöre bindikten sonra gece gelen haberlerle ne olup bitdigini anlamaya çalisti.
"Gunaydın bay Traynor"
Guvenlik gorevlisi kabininden cikti.Bu soğuğa karsi korunakli bir kabin olsada aslinda aşagida korulunacak bir hava da yoktu. Leon baze guvenlik gorevlisinin kapali devre televizyon ve hiç kirlenmeyen 60.000 sterinlik arabalarin parlak taponlarına bakarak saatler boyunca ne yaptigini merak ediyordu.
Deri ceketini giydi ve, "Dişarı nasil Mick?"diye sordu."Fena.Bardaktan boşanırcasına yağmur yağiyor".
Leon duraksadı."Öyle mi?Motor havası değil yani?"
Mick başını salladi."Hayir efendim şişme botunuz yoksa binmeyin derim.Ya da ölmek istemiyorsanız.
Leon motoruna bakip kiyafetini çikardi.Motorun ön tarafında ki gözu açip giysileri oraya koydu ve kitledikten sonra anahtarlari Mick'e attdi.Mick tek eliyle anahtarları tek eliyle kolayca yakalamişti.
"Kapinin altindan atarsin olur mu?"
"Sorun degil!Size bir taksi çağirma mi itermisiniz?"
"Hayir.Ikimizin de islanmasina gerek yok."
Mick otomatik kapiyi açan dügmeye basti ve Leon eliyle teşekur ederek dışari cikti.
Sabahın ilk saatlerinde hava karanlik ve gok gurultuluydu.Saat henüz yeddi buçuk bile degildi fakat Londranın merkezinde trafik simdiden yogunlasmisti ve yavaş ilerliyordu.Leon montunun yakalarini yukari kaldirip kavsaga dogru yurumeye basladi.Leon hangi sokakta durursam daha iyi olur diye düşünurken telefonu caldi.Arayan Rupert'di."Geliyorum.Taksi bulmaya çalışıyorum."
Yolun karsi tarafinda turuncu isikli bir taksi gozune çarpti ve taksiyi kendisinden baska kimsenin gormedigini umarak ona dogru ireliledi.Leon tarafin gurultusu icerisinde "Seni duyamiyorum Rupe"diye bağirdi."Bir daha söylermisin?""New York'tan Jelff'i araman lazim.Hâlâ uyumadi senin aramani bekliyor.Dün gece sana ulaşamadik.
"Sorun nedir?"
"Hukuki bir pürüz.Bir paragrafta uygulayamadiklari bir iki madde...imza...kagitlar..."Yağmurda lastikleri kayan arabalarin sesi karsi tarafin konusmalarini bastiriyordu.
"Anlayamadim."
Takside onu gormustu.Yavaslayip yolun karsi tarafina kucuk su birkintidi sıçratarak durdu.Arabayi fark edip öne atilan baska bir adam ise Leon'un ondan once davranip taksiyi yakalayacagini anladiginda hâyâl kirikligiyla yavasladi.Leon sinsi bir zafer duygusuna kapilmisti."Caliy'e söyle kagitlari hazirlayip masama koysun."diye bağirdi."On dakika icinde orada olacagim!".Iki tarafada bakip koruyarak taksiye dogru son birkac adim attdi."Blackfriars'a demek uzere dudaklarini aralamisti bile.Yağmur yakasindan ve kollarindan iceriye dogru süzüluyordu.Yürüyecegi mesafe çok kisa olsada ofise vardiginda sırılsıklam olacakti.Belki sekreterini gonderip gomlek aldirmasi gerekebilirdi.
"ve Martin gelmeden şu durum degerlendirmesini halletmemiz gerekiyor..."
Leon keskin korna sesiyle basini kaldirdi.Onunde duran taksinin parlak siyah kapisini gore biliyordu.Şöför Leon'a bakmak icin camini indirmeye baslamisti.O an Leon görüs alaninin tam ucunda ne oldugunu anlayamadigi korkunc bir hizla kendisine doğru gelen bir sey gordu.Ona dogru donunce kisa bir an icin gordugu seyin uzerine dogru geldigini fark ettdi ve artik kacis mumkun degildi.Şaşkın bir halde avuclarini acti ve Iphone cep telefonu yere dustu.Bir çiğlik duydu;belkide kendi çiğliğiydi.Gordugu son sey deri bir eldiven,kask altinda bir yüz ve adamin gozlerinde yansiyan sok aniydi.Bir patlama gerceklesmis ve hersey yerle bir olmustu.
Ve sonra karanlik....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Önce Ben>>HiLeon
FanfictionYaşamın once detayları Hilal'den sorulur. Otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? Çalıştıgı kafeye gelip gidenler nasil bir hayat yaşiyor?Parlak yeşil elbisenin altina ne renk kilotlu çorap giyilir?Onda bu sorularin hepsinin cevabi var.Kolayca mu...