İki kişilik küçük bir masanın üstünde iki kadeh ve bir şişe vardı. Bardakların içi eski bir şarapla doluydu.Bu bardaklar küçük bir termos kadar büyük sayılabilirdi.Şişe ise zarif bir şekilde işlenmişti.İçi kırmızı renkli bir sıvıyla doluydu.
Masada iki kişi karşılıklı oturuyordu. Biri genç ve yakışıklı bir adamdı. Sarı saçları omuzlarına kadar gelirken mavi gözleri doğrudan karşısındaki adamın gözlerine bakıyordu. Diğer adamsa daha yaşlı gözüküyordu. Kahverengi saçları uzunluğu tırnaktan bile kısa olacak kadar kısa kesilmişti.Köşeli yüzü çok yakışıklı olmasa da ortalamanın üstündeydi. Adam büyük nasırlı ellerini uzatarak bardağı tuttu ve tüm bardağı tek seferde kafasın dikti. "100 yıl neredeyse bitmek üzere. Büyük şifacının söyledikleri doğruysa ömrünün sonuna yaklaşmış olmalısın. Ne yapmayı düşünüyorsun?", konuşan sarı saçlı olandı.
O da önündeki bardağı tek dikişte içmişti. Ardından şişeyi aldı ve iki bardağı da tekrar doldurdu. İlk olarak karşısındaki adamın bardağını doldurdu, ardından kendi bardağına döndü. Bardağın yarısı dolmuşken şişedeki şarap dibini çekti. Böylece sarı saçlı adam şişeyi havaya fırlattı, şişe havadayken anında kayboldu ve onun yerine sarı saçlı adamın elinde tamamen dolu başka bir şişe belirdi. Ardından şişenin kapağını tek vuruşta çıkardı, bardağı doldurmaya devam etti.
"Ölümün benim için geldiğinin çoktandır farkındayım, Satel. Yine de bunu bu kadar çabuk kabul etmek konusunda istekli değilim ve olmayacağım da. Gerekirse tanrılara meydan okuyacağım ama yine de hayatta kalmak için her şeyi yapacağım. Tabi ki bunun için ilk önce kendime yetenekli bir öğrenci bulmam gerekiyor.".
Ardından yeni dolmuş bardağını tuttu ve tekrar bardağı kafasına dikti. Tek dikişte koca bardağın yarısını bitirmişti. Bu sırada sarı saçlı olan adam, Satel ortamı daha fazla germek istemedi. Bu yüzden konuşmaya başladı, "4.Bilge hakkında ne düşünüyorsun, saygıdeğer 2.Bilge?", özellikle son kısmı alayla söylemişti.
O sırada 2.Bilge olarak anılan kahverengi saçlı adam elindeki kadehi masaya sertçe vurdu. Bu ikilinin bazı problemleri ortadaydı.Bu darbenin sonucunda masa biraz titrese de kırılmadı. Bunun sebebi masanın bu dünyada bulunan özel bir ağaç türünden yapılmış olmasıydı. Meşe ağacının değişik bir türü olan bu ağaç türü dünyadaki en sağlam ağaç türü olarak sayılıyordu ve bu ağaca sarı renginden dolayı Güneşli Meşe Ağacı deniyordu. Aslında 2.Bilge Güneşli Meşe Ağacını tabi ki kırabilirdi ancak bunu istemediğinden sadece ses çıkaracak bir şekilde vurmaktan öteye geçmemişti. Güneşli Meşe Ağacından yapılma bir masa onun gibi bir adam için bile lüks sayılırdı ama Satel her zaman lüksü seven bir insan olmuştu bu yüzden yanında böyle bir şey taşıyordu.
"O kadının adını ağzına alma. 2.Bilge olmama ve bu dünyadaki en güçlü 2. Kişi olmama rağmen ben bile ona karşı kazanacağımı düşünmeye cesaret edemiyorum. O kadının gücü tam anlamıyla mantık dışı. Üstelik sadece 120li yaşlarda." Kahverengi renkli saçlara sahip olan adam bağırarak konuştuktan sonra masaya yeni vurduğu bardağı kaldırarak hepsini içti. Konuyu değiştirme sırası ona gelmişti çünkü o kadını her düşündüğünde daha fazla sinirleniyor ve kendinden geçiyordu."Sen de 7.Bilgesin, senin de onlar gibi toprak için mücadele etmen gerekmiyor mu? Neden buraya benim yanıma geldin?".
Sarı saçlı adam hafifçe iç çektikten sonra konuşmaya başladı, "Belki de beni eğiten ustamı ölmeden önce son bir kez görmek istemişimdir.". Gözlerinden kederli bir yalnızlık okunuyordu. Bu adam onu eğiten kişiydi. Bin yıldan kısa süre önce karşılaşmışlardı ve o zamandan beri sürekli beraber dolaşmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prudens - Bilgelerin Yeniden Doğuşu
ФэнтезиAntik Çağlarda bir tanrı can sıkıntısı sonucunda bir diyar oluşturdu. Sonradan Di Fuo adı alan bu diyarın çoğu azgın canavarlar, şeytanlar, saldırgan hayvanlar ve çok daha fazlasıyla dolu olsa da insanlar burada bir imparatorluk kurmayı başardılar...