Bir dağ evindeyim şömine içimi ısıtıyor. Dışarıda kar yağıyor. Yatağın içinde oturuyorum. Bekliyorum ama neyi beklediğimi bilmiyorum. Arthur'un sesi kulağımda çınlıyor 'Bekle' diye bağırıyor. Tavan birden parlıyor ve sonsuz evren birden tavanda beliriyor içinde Arthur var. Birden gelmek istiyorum yatağın üstünde ayaktayım. Arthur hala bağırıyor 'bekle,' diye kapı birden açılıyor. İçeri giren Tori ve Erik. Arthur 'Clary hemen gel' diyor. Zıpladığım an Arthur kollarımdan beni tutuyor. Aşağı baktım ve uçurumun kenarındaydım. Arthur beni tutamıyor ve hızla düşüyordum.Arthur'un ağzından..
Kolnh'u alıp halının üzerine kuruyorum. Aradığımda Shaly açıyor. Morgus uyanamadı yada şuan açamıyor.
''Günaydın Shaly.''
''Günaydın Artz''
''Ah eski ismim ile birleştirmemi yaptın.'' Gülerek cevap veriyordu.
''Hah! Evet.'' bu beni iyi hissettirmişti hemde güldürmüştü.
''Shaly aslında aramamın sebebi. Staryel. Onun etkisi ne durumda.''
''Aslında tüm staryeller dikildiğinde etkisini gösterecek sinyal ile çalışıyor yani isteseniz'de istemeseniz'de dikeceksiniz.'' Ah kutsal ana aşkına.
''Tamam şimdi dikmeye gidiyorum tanrı aşkına.''
''Bu yüzümü güldürdü. Morgus pek sıcak bakmıyor sende benim gibisin onları önemsemiyorsun.'' kapattım hemen. Koşarak ormana gittim kimsenin olmadığından emin olduktan sonra hemen dikmeye başladım. Demir ucu iyice derinlere gömdükten sonra üst mor olan tarafını toprağın belli yerlerine uzattım. Topun üstündeki sinyal belirtisi çalıştı mor renkte parlıyordu. Şimdi sıra zor olanda. Staryel'in damarlarında damla damla serum enjekte etmekti. Uzun sürecekti. Sinyalde 3/2 yazıyordu yani Morgus'ın staryellerini söylüyordu. Kendimi suçlu gibi hissediyordum. Kimsenin gelmemesini umuyordum. Staryelin yerini anlamam için bir ağaçtan hesaplama yaptım seçtiğim ağaca staryelin demir metalini kazıdım. Sivri üçgen bir şeydi zaten. 14 adım çaprazlama nehire doğru. Artık serum bitmişti saat 05:20 beklediğimden daha kısa sürdü her 3 günde bir kontrol etmem gerekti sonrasında süreler uzayacaktı. 5 günde 1 gibi. Serumları yenilemem gerekti. Ah başıma bela açmasında korkuyorum. Eve spor yapıyormuş gibi dönüyordum insanların benden şüphelenmesini istemiyorum. Tam içeri girdim ve merdivenlerden inen Clary'i gördüm. Hemen merdivenin altına girdim. İzliyordum bahçeye gitti. Ne yapacaktı orada. Peşinden gittim mesafe aralıkları ile. Cam kapıdan baktığımda Erik ile konuşuyordu hemen odama çıkıp camı açtım azda olsa duyuluyordu.
Rüyamdaki düşüş sahnem hala içimi tuhaf hissettiriyordu. Merdivenden indim ve hemen bahçe kapısına gittim. Oradaydı. Okul kıyafetleri ile.
''Gelmene sevindim Clary.''
''Ne söyleyeceksen çabuk söyle uyumam gerek uykum senden daha değerli.''
''Peki. İlk önce sorularını alayım.''
''Neden beni aldattın ve neden ayrıldık.''
''Çünkü o Morlu çocuk aramızı açtı.''
''Ne yaptı mesela biraz açıklasana.''
''Dayanamıyordum anlıyormusun.''
''Dayanamıyorsun diye bu köpekliği yapmak zorunda değildin. Seni asla affetmeyeceğim.''
''O çocuk bir şeylerin peşinde olabilir Clary.''
''Hah konuyu hemen ona geçirme tekrar.''
''Bak hala seni seviyorum tamam mı. Hala kalbimdesin. Seni unutamadım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARS
خيال علميBaşka bir gezegenden gelen bir çocuk onun dünyadaki ismi Arthur. Ve bir kız. Sahiplenici ailenin kızı ve eyaletin en zeki kızı. Kaç milyar ışık yılı mesafeler artık bir araya geliyor. Clary'nin hayatı artık eskisi gibi normal gitmeyecekti.