Arkadaşlar ilk bölüm için yorumlarınızı görmek istiyorum. Eğer beğenmezseniz anlayayım ki hikayeyi sileyim :D :D Ama beğenmenizi umuyorum.. :*
Onu duyabiliyordum. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Oysaki bir kız sesi duyduğuma emindim. Aslında sesin sahibini tanıdığıma da emin değildim.. O kadar boğuk bir sesti ki... Sanki içeriden birisi konuşuyormuş gibi...
Boğuk ve cüretkar...
Tam aradığım kız. Ancak böyle bir haldeyken bile çapkınlığımı konuşturmam çok saçmaydı. Birkaç haftadır bu kızın sesini duyuyordum ve korkmaya başlamıştım artık. Ne dediğine gelirsek... Sadece kelime kelime konuşuyordu. İlk duyduğum an 'İNANILMAZ' diye fısıldamıştı. Fısıldamak da değildi bu Tıslamak... Diğer kelimeyi iki gün sonra duydum. 'MUHTEŞEM'... Bu kız bana mı asılıyordu? Benim kadar yakışıklı birine görünmeden durmak zor olmalı... Ama konumuz bu değil şu anda..
Bugün duyduğum ses kelime değil cümleydi.
"HARİKA BİR KURBAN"
Harika olduğumu biliyordum ama kurban kelimesini anlayamamıştım. Şu an ayağa kalkıp bağırsam annem ve babam dışarı çıkabilir ve beni tımarhaneye kapatabilirlerdi. Zaten bana pek de bayıldıkları söylenemezdi. Bütün bunlar arasında tekrar ses duydum.
"KURTAR!"
Bir dakika! Bu o kız değildi... Farklı bir sesti ve bir çocuğun bağırışı gibiydi.. Sonra eski kız yeniden geri döndü.
"DUYMADIN MI SENİ AHMAK?"
"Neyi?" diye fısıldadım. Gerçekten deliriyordum. Eğer bana cevap verirse ne yapacağımı bilmiyordum. Ki cevap da verdi..
"KURTAR!"
Ama bu ses yine çocuk sesiydi. Neler oluyordu böyle!
"Benle oyun mu oynuyorsun sen?"
"HAYIR ÖZEL ÇOCUK!"
"Bu ses nereden geliyor?"
"TİLT KÖPRÜSÜ..."
Dediği köprü evimizin iki sokak aşağısındaydı. Eğer bir şey olsa duyacağımı düşünüyordum.
"Gerçekten böyle bir ses gelm..."
"İMDAAAT!!KURTARIIN!"
Ayağa kalktım ve bu sesin gerçek hayattan mı yoksa hayal gücümde kurguladığım seslerden birisi mi olduğunu düşündüm. Beyin süzgecimden geçtikten sonra gerçekten duyduğumu anladım. Bir küfür savurup bahçe kapısından dışarı çıktım..
Evden çıktığımda sokak farklı bir görünüm alıyordu. Bizim evimiz üç katlı büyük bahçeli bir villaydı.. Burada herkesin evi böyleydi aslına bakarsanız. Ama bu sokak insanlar evlerinin bahçelerinden çıktıktan sonra yabancılık çeksin diye varlar sanki.. Arkama baktığımda evin bahçesindeki koca ağaçlar korkutucu görünmeye başladı. Sokakta ilerlemeye devam ettim. İlerledikçe kararıyordu ve gece insanın üstüne karanlık bir örtü gibi çöküyordu...
Kıyametin habercisi gibi...
Ayrıca köprüye yaklaştıkça çocuğun sesi artıyordu.Soğuk havanın yüzüme tokat gibi çarpmasına izin verip koşmaya başladım...
Çocuk çok şiddetli bağırıyordu ve hala inanamıyordum. Tilt köprüsü her gece işlek olan bir caddede bulunur. Gece diyorum çünkü insanların sabahlara kadar gezip eğlenebileceği mekanlar vardır. Ve şimdi bir çocuk kendini yırtarcasına bağırıyor ve kimse duymuyor. Ne büyük ironi ama!
Köprünün başına geldiğimde herkes oraya toplanmış aşağısındaki nehire bakıyordu. Birden içimde beliren öfkeyle bağırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ses
Fantasy3 boyut... Vampirler, cadılar ve kurt adamlar.. Merkezde ise seçilmiş, paylaşılamayan bir çocuk... Peki ya bu çocuğu bu kadar paylaşılmaz yapan özelliği ne?