Joohyun-ah, sen söylerdin hep Dünya mavidir diye. Ben de sana inanmıştım. O basit kelimeler sesinle anlam kazanırken sana aldanmıştım. Sense en büyük hatanı yapıp mavi gökyüzünün ardında saklanan koyu yağmur bulutuna sığınmıştın.
Senin masmavi, umut dolu gökyüzünü kirletmiştim. Sen bir su damlası kadar değerliyken ben seni deniz suyu kadar acılaştırmıştım.
Olgunluğunla herkesi şaşırtırken neden benim gibi şımarık birini seçtin? Okul birincisiyken benim için okuldan kaçmıştın. İlk kez bir suç işliyordun. Heyecanın beni benden almıştı.
Evet bebeğim, hata yaptım. Seni sigara konusunda zorlamam doğru değildi. Fakat seninle aynı sigarayı kullanmak güzeldi. Senden hoşlandığımın farkında değilken biz dolaylı yoldan da olsa öpüşmüştük.
Çirkin dolaylı öpüşmelerimiz sigaradan aynı bira şişelerini kullanmamıza ilerlemişti. O iğrenç sıvı boğazından geçerken ilk yudumundaki acı kalbimin en derinlerinde kendini hissettirmişti. Seni kötü bene yakınlaştırmak çok saçmaydı.
Okulla bir alakamız kalmaz olmuştu. Ailenle olan sorunlarının suçlusuyum, evet. Keşke bunu daha önceden anlasaydım. Fakat her keşkem gibi bununla da şeytana yaklaşmıştım.
Yoongi hyungun peşinden bara girmiştim. O kalabalıkta seni kaybetmek ölüm gibiydi. Sonra anladım ki bir başkasının sana sahip olmaya çalışması ölümden de beterdi.
İlk defa bu kadar güçsüzdün, ilk defa bu kadar çaresizdin ve en önemlisi de ilk defa ağladığını görüyordum. Ağlamanın bir yandan beni mutlu etmesi neydi peki? Bana dokunduğun için mutlu olan bir şerefsizden başkası değildim.
Şimdi bile düşününce gözyaşlarının tenimde değdiği yerlerin yandığını hissediyorum. Dokunuşlarınla bedenimde oluşan o güzel çiçekleri gözyaşlarının yangınları soldurdu bebeğim. Lütfen yine sarıl bana.
Seninle devam ettiğim bu kötü yolda görmezden geldiğim şeylerden biri de güzel, beyazın en masum tonu olan kanatlarında oluşmaya başlayan tek tük siyahlıkları boşvermekti.
Benimle Seul'e kaçmanla birlikte hayatımız gibi sen ve ben iyice değişmiştik. Artık bizdik. Sen karanlığımı aydınlatan güneşim, biricik meleğim, benimleydin.
Sözde çıkıyorduk tabii. Yatak tek kişilik olduğu halde aramıza kilometreler girmişti. Pişmanım. Sana dediğim gibi aramıza giren dağları, ormanları ne olursa olsun geçeceğim deyip başardığım için pişmanım. Karanlık, derin çukuruma hoşgeldin bebeğim.
Kadifeden yumuşak ve elmasdan değerli saçlarını basit bir tarakla tarıyordun. Fakat benim yüzümden içtiğimiz sigara güzel saçlarını dumanıyla karıştırıyordu.
Dayanamadım. Aynı sigaralar gibi dudaklarında kendimi buldum. Hayatımın en doğru yanlışıydı. Bana karşılık vermenle yere basamaz oldum. Üzerindeki yerimi alırken öpücüğümüzü derinleştirmek gibi bir hataya daha düştüm.
Vücuduna bıraktığım morluklar sana yakışan en kötü şeylerdi. Beni seviyordun, ben de seni seviyordum. Birbirimizin olmaksa planımda yoktu. Fakat iyi hissettiriyordu.
Bebeğim yemin ederim ilkim olmasan bile sonumsun. Kimse senin gibi değildi. Kendime hakim olamadım. Aldığım zevk zirvelerdeydi. Bağımlın olmuştum tek gecede.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby || TaeRene
FanfictionBebeğim, sen en güzeliydin. Cenneti en çok hak eden de sendin. Bense senin siyahındım, beyazlarında gizlenen sinsi ve kötü siyah...