(Medyadaki şarkıyla okuyunuz. İlk defa one shot yazıyorum. Yorumlarınızı esirgemeyin.)
Yine yürüyordum.
Yürüyordum her zamanki gibi sakin hastane koridorlarında. Loş ışıkların zar zor aydınlattığı bu iç karartıcı koridorlarda bana eşlik eden tek ses giydiğim beyaz ayakkabıların zeminle buluştuğunda çıkardığı tuhaf sesti. Ona da artık alıştığımdan yadırgamıyordum.
Nereye mi gidiyordum?
Bu sevimsiz ayakkabı sesinden çok değerli bir sese. Her duyduğumda kalbimin lunaparktaki oyuncakları izleyen küçük bir çocuk gibi atmasına sebep olan sese.
223 numaralı odanın kapısının önüne geldiğimde durdum. Her zaman olduğu gibi çöktüm kapının kenarına. Derin bir nefes aldım ve beklemeye başladım.
"İyi göründüğümü söylüyorlar, her şeyin üstesinden gelecekmişim."
İşte yine başlamıştı. Her gece, aynı saatte, hiç aksatmadan şarkılar söylüyordu odada yatan genç. Ve ben sırf bu gencin şarkılarını dinleyebilmek için çalıştığım hastanede haftalardır gece nöbetine kalıyordum.
Ne diyebilirdim ki, uykusuz kaldığım her saniyeye değerdi bu sesi dinlemek.
Her zaman yaptığım gibi bacaklarımı kollarımın arasına aldım ve gözlerimi kapayıp kendimi şarkıya teslim ettim.
"İyi göründüğümü söylüyorlar bana, bana...
Ama ben ağlayacakmışım gibi hissediyorum..."
Son cümlesi gözlerimi aniden aralamama sebep olmuştu. Hep hüzünlü şarkılar söylerdi ama bu defa çok daha farklıydı.
Sanki söyledikleri şarkı sözlerinden ibaret değil gibiydi. Sanki o sözler, o an kalbinden geçenler gibiydi.
Aniden kesti şarkı söylemeyi. Biliyordum, o gece bir terslik vardı. Ayağa kalktım ve kapıya biraz daha yaklaştım. İstemsizce endişelenmiştim.
"Bunu içimde zar zor tutuyorum.
Ama hiç kimse bilmiyor..."
Sesi... Sesi titriyordu. Hissediyordum. Gerçekten üzgündü. Üzüntüsü yansıyordu o narin sesine.
"Sanırım gülümsediğim için mutlu olduğumu düşünüyorlar..."
Hayır. Kesinlikle mutlu değildi. Aylardır hastanede kalan birinden Pollyanna tavırları beklemek anlamsız olurdu fakat daha önce söylediği hiçbir şarkıda hissedememiştim bu hüznü.
Ardından şarkının büyük bir kısmını atlayarak tek bir dize söyledi.
"Mutlu olmamın yolu yok, iyi olmamın yolu yok..."
Tek bir dize.
Yalnızca bu dizeyi söyledi. Sonrasında hıçkırıklara ve pencerelere çarpan yağmur damlalarına bıraktı yerini o güzel sesi.
Bir müddet dikildim olduğum yerde. Daha sonra arkamı döndüm ve tekrar sessiz koridorlara bıraktım kendimi.
Üzülmüştüm. Böylesine üzgün olması beni üzmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Day One Chance《Showki》✔
FanfictionKelebeğim... Seni benden alan yağmur, çok istesem geri getirmez mi seni bana?