Genç adamın bayıldığı gören Gerald, sessizce iç çekti ve oturduğu koltuğa daha da yaslandı. O sırada yüzüğüne dokunan Gerald'ın elinde uzun sayılabilecek bir yazı parşömeni çıktı. Parşömenin ilk kelimeleri bir hikayenin başlarını anlatıyordu. Gerald, bakalım geçmişte seni intikam için yaşamaya itecek ne yaşadın genç Natiel diye düşünürken parşömeni okumaya başladı...
**
8 Yıl Önce Sei Şehrinde...
Saçları ensesine kadar uzanan, uzun boylu yakışıklı bir adam salonun ortasına yerleştirilmiş sandalyelerden birinde oturuyordu. Bu adamın oturduğu sandalyeye benzer 10 sıra halinde dizilmiş 50 kadar sandalye vardı. Her sandalye aynı kibar şekle ve güzel cilalanmış bir yüze sahipti. Ahşaptan yapılma bu sandalyelerin her biri değerli sayılabilirdi.
50 sandalyenin tamamı doluydu. Tek bir boşluk bile yoktu. Bu salon müzayede salonuydu ve tam olarak şu anda bu müzayede salonunda eşsiz bir parça açık arttırmaya sunulmuştu. Uzun siyah saçlı adamın yüzünün bazı yerlerinde kırışıklıklar belirmişti. Yine de onun yaşının en fazla 40 olduğu belliydi.
Bu adamın adı Seatl Rou idi. Sei şehrinin 4 lordundan biriydi. Irgath İmparatorluğu şehirleri üçe ayırmıştı. 3., 2. ve 1. seviye şehir olarak adlandırılan bu şehirler sahip oldukları en güçlü yetişimcilerin seviyelerine göre adlandırılırlardı. Bu imparatorluğun kurallarına göre 4 tane Gerçek Yıldız Alemine ulaşmış uzman yetişimciler imparatorluktan belirli bir alanı satın alarak burada yeni bir şehir kurabilirlerdi. Uzmanlar geliştikçe şehir de gelişirdi.
Seatl Rou 3. seviye bir şehir olan Sei şehrinin lordu ve Gerçek Yıldız Aleminin zirvesinde bir uzman olmasına rağmen bu 50 kişiyle aynı sandalyeye oturuyordu. Bu Kızıl Yıldız Salonunun prestijinin bir sonucuydu. Kızıl Yıldız Salonu bütün Irgath İmparatorluğundaki en büyük 5 güçten biriydi ve ekonomik gücü tamamen ellerinde tutuyorlardı. Ayrıca her türden eşya ve silahı da hem satışa sunuyor hem de satın alıyorlardı. En küçük olan 3. şehirlerde bile küçük de olsa bir karargaha sahiplerdi.
Ayrıca Kızıl Yıldız Salonu yıl içinde küçük şehirlerin her birinde bir defaya özgü özel bir müzayede yaparlardı. Bu müzayedede üst seviye birkaç eşya satarlar ve küçük şehirlerdeki lordlarla bile aralarını iyi tutarlardı. Bugünde bu müzayedenin zamanıydı ve müzayede sona yaklaşmıştı. Geriye sadece son bir eşya kalmıştı ama eskilerin dediği gibi en sonuncusu her zaman en güzel olanıdır.
Son eşyanın ortaya çıkmasıyla beraber aralarında Seatl'ın da bulunduğu insanlar topluluğu topluca bir iç çekti. Son eşya kıpkırmızı rengiyle parlayan bir kristaldi. Bu kristal en fazla bir yumruk büyüklüğündeydi ve dışarıya ateş büyüsünü yayıyordu. Buradaki herkes bu büyüyü hissedebilecek seviyedeydi ve hepsi kristalin içinden gelen bu büyü hissini fark etmişti.
Bu sırada sahnede bu kristalin yanında buluna beyaz şık bir takım giymiş orta yaşlı yakışıklı adam konuşmaya başlamadan önce insanların bu nesneyi incelemesine izin verdi. Adamın kel kafası beyaz renkli bir şapkayla süslenmişti.
"Bu ürün Ateş Elementi Kristali olarak bilinir. Eminim ki siz yüce yetişim uzmanları bunu daha önceden duymuşsunuzdur. Bu senenin başında Kızıl Yıldız Salonunun yüce efendilerinden biri olan Yüce Usta Qerz, bir atlama yaptı ve Ateş Elementi ruhuyla beraber Ruh Askeri Seviyesine ulaştı.", bu orta yaşlı adamın sözleri üstüne oradaki 50 kişi de yutkundu. Ruh Askeri seviyesi 11.Alemdi ve büyük usta Qerz'den önce o seviyeye ulaşmış kişiler sadece ilk7 bilgeydi. Tabi ki bu ilk 7 bilgenin arasından bazıları daha üst seviyelere de çıkmıştı.
Büyük Usta Qerz birçok diğer bilgenin aksine kendine bir klan kurmuştu ve bu klana Kızıl Yıldız Salonu demişti. Kızıl Yıldız Klanı Du Fei'deki bütün imparatorlukların içinde kendine yer edinmişti. Qerz ile beraber Du Fei'de 8 tane Gerçek Ruh Aleminde uzman olmuştu. Bu sırada orta yaşlı adam tekrar konuşmaya başladı:
"Onun bu gelişimi sonucunda ortaya büyük bir ateş madeni çıktı. Bu yüzden her küçük şehirde bir ateş elementi kristali satışa sunulacaktır. Bu kristalin başlangıç fiyatı 100 yeşil kristaldir.". Adamın sözlerini duyan birçok kişinin yüzleri düştü. Burada bu parayı çıkarabilecek kişi sayısı en fazla beş kişiydi. Sei şehrinin dört lordu ve şehirdeki en güçlü klanın varisi. O sırada siyah saçlı adamın yüzünde koskocaman bir gülümseme oluştu.
Eğer bu kristali alırsam bir sonraki seviyeye diğer lordlardan önce geçmek için bir şansım olur diye düşünüyordu. Onun fikrine göre diğer lordlar bu kristali almak için herhangi bir uğraş vermeyeceklerdi. Çünkü Sei şehrinin dört lordu arasında sadece Seatl Rou ateş elementine sahipti.
Yine de Sei şehrindeki en güçlü klan olan Mavi Işık Klanında birkaç tane üst düzey ateş elementi yetişimcisi bulunuyordu. Bu yüzden onlarla yarışmak zorundaydı.
O sırada genç zarif bir adamın sesi duyuldu, "105 Yeşil Kristal.". Bu kişi 20li yaşlarındaki bir genç adamdı ve gayet yakışıklıydı. Bu adam Mavi Işık Klanının genç varisi Niche Mavi Işıktan başkası değildi.
Seatl kaşları çattı. Direk 5 yeşil kristal mi yükseltmişti? Sanırım Mavi Işık Klanı bu kristali gerçekten istiyor diye düşündü.
"110 Yeşil Kristal!"
"115 Yeşil Kristal!"
"130 Yeşil Kristal!", çok istediğini belirtmek isteyen Seatl tüm gücüyle bağırmıştı ve içine ruhundan birkaç parça katmıştı. Bunun üstüne alandaki neredeyse herkes susmaktan başka bir şey yapamaz hale gelmişti. Hatta Seatl'dan önce konuşmuş olan iki lord da biraz korkmuştu.
Yine de korkusuz bir ses duyuldu. "150 Yeşil Kristal.". Bu kristalden vazgeçmek istemeyen tek kişi konuşmuştu, bu kişi Mavi Işık Klanının Genç Efendisinden başkası değildi. Orada bütün asilliğiyle oturuyor ve sanki 150 Yeşil Kristal onun için hiçbir şey değilmiş gibi konuşuyordu. Ama kendi zihninde yükselmemesi gereken bir miktarı biliyordu. O sırada Seatl'ın sert sesi tekrar duyuldu.
"200 Yeşil Kristal.". Bu salondaki herkes neredeyse kan kusmak üzereydi. 200 Yeşil Kristal bir lord için bile çok yüksek bir meblağdı. Yine de herkes bu kişinin yani Lord Seatl'in bütün Sei şehrinde bilinen bir kişiliği olduğunu biliyordu. O acımasız ama güvenilir bir adamdı. O yüzden dengesiz Mavi Işık Klanı yerine ona gitmesi herkesin tercih edeceği bir şeydi.
Mavi Işık Klanının varisi daha fazla uzatmadı, bunun üstüne müzayedeyi sunan orta yaşlı adam sonucu ilan etmeye başladı. "Bu kristal Sei Şehrinin 4.Lordu Seatl Rou'ya satılmıştır. Müzayedenin bu son ürünüyle müzayede sona ermiş bulunuyor, lütfen satın aldığınız ürünleri teslim almak için satış bürosuna başvurunuz. Kızıl Yıldız Salonu adına hepinize iyi günler diliyorum.".
Seatl satın alımını yapmak için büroya doğru ilerlerken Mavi Işık Klanının genç efendisi başka bir yöne doğru ilerledi.
**
Niche Mavi Işık karanlık bir köşede yaşlı bir adamın karşısında duruyordu. Karşısındaki bu yaşlı adam siyah bir cübbe giyiyordu. Cübbenin bazı yerlerinde gümüş işlemeler ve semboller vardı. "Demek Sei Şehrinin Lordlarından biri yüksek bir meblağ ödeyerek kristali satın aldı öyle mi? Genç Efendi Senton hiç memnun olmayacak. Sen Mavi Işık Klanına geri dön ve bir sonraki emirlerimizi bekle. Genç Efendi harekete geçmek isterse bütün Sei Şehri kaosa sürüklenecek. Bu kaosta muhtemelen Lordlardan biri hatta belki de birkaç tanesi hayatını kaybedecektir. Bu klanınızın yıllardır beklediği fırsattan başka bir şey değil.".
**
O sırada Seatl ödemeyi yapmış ve kristali elde etmişti. Artık geriye yapılması gereken tek şey kalmıştı. Onun yetişim yaparak güçlenmesi ve bunu herkesin görmesi gerekecekti. Eğer Üstün Yıldız Alemine ulaşabilirse işte o zaman güçlü bir figür olarak görülmeye başlanırdı.
**
Seatl Üstün Yıldız Alemine ulaşmak için yetişim yapmaya başlarken daha batıda bir şehirde...
"Kıytırık bir 3.seviye şehrin lorduna mı kaptırdınız kristali? O son kristaldi. Eğer ona sahip olsaydım Ruh Geliştirme Yoluna Ulaşımım çok daha çabuk olabilirdi. Lanet olsun!", konuşan kişi kırmızı saçlı kısa boylu genç bir adamdı. Pahalı ve lüks kıyafetler giymesine rağmen yüzü kalın kaşları ve biçimsiz yüz hatları yüzünden yakışıklı olmaktan çok uzaktı. "Çabuk olun ve bana Üstat Altı Altın Pençeyi çağırın!".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prudens - Bilgelerin Yeniden Doğuşu
FantasiaAntik Çağlarda bir tanrı can sıkıntısı sonucunda bir diyar oluşturdu. Sonradan Di Fuo adı alan bu diyarın çoğu azgın canavarlar, şeytanlar, saldırgan hayvanlar ve çok daha fazlasıyla dolu olsa da insanlar burada bir imparatorluk kurmayı başardılar...