Bir küçücük aslancık varmış...
"Senden nefret ediyorum, Allahın belası!" Bir kadın sesi duyuluyor karanlıktan. "Senden de kızından da!" Ve koca bir gürültü.
Kırlarda ko-ko-koşar oynarmış...
"Allah benim belamı verseydi de seni tanımasaydım!" Diyor bir erkek sesi. "Lanet kadın!" Ardından kulakları sağır eden sesler.
Annesi onu çok çok severmiş...
Dudaklarım mezarı oluyor küçük bir kıkırtının. Ve tam o sırada, önümde birbirini yiyen çiftin bakışları bana dönüyor."Lütfen." Diye fısıldıyorum. "Rahatsız olmayın...devam edin." Ardından büyük bir kahkaha daha.
Babası ona ca-ca-canımsın dermiş...
"Allah belanızı versin..." diye mırıldanıyor kadın. Elleri dolanıyor saçlarına, bir kaç teli can veriyor avuçlarında habersiz. "...ölmek istiyorum." diyor son kez, öldüğünden bi haber.Sonrası müebbet yediğim karanlığım oluyor arkadaşım. Eli kelepçelenmiş hayallerimin küf kokan mahsenlerinden sallanıyor o ip, göklerden. Şeytan ininden sesleniyor, ölümü fısıldıyor... Cennet cehenneme sunuluyor, söndürmekten çok yakmak için.
"İnsanlar neden yaşarlar?" dudaklarım bir kaç kelimenin mührünü basıyor soluduğum zehire. Sorduğum bir soru değildi, o aslında yaşamak için ettiğim son yeminimdi.
"İnsanlar..." diyor o ses, imzasını atıyor hemen yanına. "...ölmek için yaşarlar."
Ölmek için yaşarlar...
♠♥♣♦
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
Teen Fiction"İnsanlar neden yaşarlar?" Dudaklarım bir kaç kelimenin mührünü basıyor soluduğum zehire. Sorduğum bir soru değildi, o aslında yaşamak için ettiğim son yeminimdi. "İnsanlar..." diyor o ses, imzasını atıyor hemen yanına. "...ölmek için yaşarlar...