4. Bölüm

15 9 2
                                    


O gece olacaklardan habersiz yatağıma uzanmıştım. Kızlara  anlattıklarımı  düşündüm onlara cinayetten bahsetmemistim, çünkü biliyordum ki zaten çok iyi değillerdi bir de ortada dolaşan bir katil olduğunu düşündüğümü bilseler iyice paranoyaklasabilirlerdi.

Kafamda bunları düşünüp günün özetini  geçerken birden Ha Eun'un sesinin gelmediğini hissettim. Artık zaten ilk zamanlarda ki gibi çok gelmiyordu.
Hafif hafif kısık kısık oluyordu sesi, daha çok rüyalarımda oluyordu. Aslında bu biraz iyi oluyordu sanki o hiç ölmemiş gibi hissettiriyordu.

Böyle düşünürken uyku iyice bastırmış ve kendimi rüyalar alemine bırakmıştım.

Güneşin doğmasına birkaç saat kala büyük bir gürültü duydugumu düşünerek gözlerimi açtım. Etrafıma baktığımda her yer karanlıktı gece yatmadan önce yaktığım gece lambam yoktu. Sadece penceremden sızan ince ay ışığının cılız ışığı vardı ve o da pek bir işe yaramıyordu. Hızla etrafıma bakınmaya başladım öyle hızlı başımı sallıyordum ki. Sanki birisi beni izliyormuş gibi hissediyordum bir çift gözün beni takip ettiğini düşünüyordum. Ama onu asla göremiyordum. Böyle devam ederken kulağımda duyduğum ses ile dondum "Soo Min, Soo Min doğruluk mu yoksa cesaretlilik mi oynamak ister misin?" Bu Ha Eun'dan başkasının sesi değildi. "Seninle artık oyun oynayamayız" dedim titreyerek. Ondan korkuyordum sonuçta  o ölmüştü. "Yani bu arkadaşını üzeceksin öyle mi Soo Min?" dediğinde artık Ha Eun'dan eser yoktu ses kalınlaşmıştı ve sanki kulağımın dibindeymiscesine tıslıyordu. "Yine tekrar üzeceksin arkadaşını Soo Min. Hep yaptığın gibi degil mi? Sahi onu gerçekten sever miydin Soo Min?" dediğinde büyük bir cesaret göstererek "Onu her zaman severdim" diye tısladım. Bunu duyunca büyük bir kahkaha attı. Bu çok rahatsız ediciydi bu yüzden ellerimi kulaklarıma koydum ve bacaklarımı kendime doğru çektim zaten yatağımın duvar tarafındaki   köşesindeydim oraya iyice sindim. "Soo Min güldürme beni , madem o kadar seviyordun neden olanları ilk duyduğun zaman başkalarına söylemedin? Onu bu kadar sevdiğin için mi ?" dediğinde çok hak vermiştim ona , o zaman neden söylememiştim ki olanları başkalarına?
"Vicdan azabın seni kudurtuyor değil mi Soo Min? Belki de, belki de sen de kendini asmalısın. Mesela şu duvardaki kancalı şey seni taşıyabilir mi?" diye tısladığında  tavana baktım bu şey benim odamda var mıydı sahiden? "Soo Min? Neden sessiz kalıyorsun? Yoksa söylediklerim mantıklı mı geldi? Güzel bir kaçış yolu değil mi? Soo Min artık senin de sonunun Ha Eun gibi olması gerekmiyor mu? Senin de Ha Eun kadar aciz yapayalnız kalman gerekmiyor mu? Bunların hepsinin sonunda o lanet vicdan duygusu uçup gidiyor. Sence de ölmen gerekmiyor mu?" dediğin iyice terden sırılsıklam olmuş sırtımı duvardan çekerek yatağımın yanında bulunan bir defteri boşluğa doğru fırlattım,  ağlamaya başladım o çok korkunçtu ve ben çok aciz durumdaydım zayıflığımı biliyordu ve kullanıyordu. O an terapistin sözleri aklima geldi

"Eğer görüntü veya ses duyarsan bil ki onlar gercek değildir. Aslında hepsi sensindir. Senin benligindir. Unutma dunya da bir insana zarar verebilecek en tehlikeli canli yine kendisidir."

O an bağırmaya başladım "Sen gerçek değilsin. Beni biliyorsun çünkü aslında sen benim ta kendimsin. Sen benim zayifliklarimdan baskasi değilsin. Gerçek değilsin. Gerçek değilsin anlıyor musun? Asla gercek olmadin  Ha Eun yok. Sen yoksun. Yoksun. Şu an burada değilsin. Bu kötü bir rüya. Lütfen git. Seni özlemeyeceğim."

Gözlerimi açtığımda aydınlık bir odada yatıyordum. Yavaşça etrafa baktığımda yan tarafimda da birinin dergi okuduğunu gördüm. Koluma baktığımda ise serum takılı olduğunu gördüm. Öylece etrafima bakınırken demin yanımda  dergi okuyan çocuk yatağımın  başına dikildi. Yavaşça  başını sağ omzuna doğru yatırdı. Onunla birlikte ben de aynı hareketi yaptım. Daha sonra yine aynı hızla başını sol omzuna yatırdı ve ben de aynısını yaptım gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Iyice yaklaştı ve elini uzattı "Merhaba, ben Jung Ho Seok ve tanıştığıma memnun oldum." dediğinde cevap vermek istiyordum  ama dilimi yutmuş gibiydim...

Carpe NoctemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin