Tamı tamına 4 gün oluyordu, bu evden dışarı adımımı atmayalı. Hani herkesin içinde bir parça da olsa umut kalırdı ya?
İşte benim bu umudum yavaşça siliniyordu sanırım.
Bu odada aldığım nefes ruhumun derinliklerine işliyor, güzel olan tüm duygularımı çürütüyordu.
Karanlık içime ilmek ilmek işlenirken, sakince cenin pozisyonu alıp, gözlerimi kapattım.
Artık içimdeki olumlu yanım bile buradan kurtulamayacağıma inanıyordu.Hayatım sıkıcı hir hâlde geçip giderken, hayatıma girmesi bembeyaz gökyüzüme, karanlık bulutları sürüklemiş gibiydi.
Gözlerimden sonra yanaklarımla buluşan sıcak sıvı yere düşmüş ve minik bir ses oluşturmuştu.
Düşüncelerim bir rüzgâr gibi sarsıyordu sanki beni.Zaten hayatım tamamlanmamış bir puzzle gibi bozuk ve eksik iken o, tüm parçaları dağıtmış gibiydi.
En kötüsü de beni bırakmamaya kararlı olmasıydı. Onu tanıyalı dört gün oluyordu ama bu inatçı ifadesi aklıma kazınmıştı.Kapının açılmasıyla birlikte hızla doğrulurken, yüzümdeki ıslaklığı otomotikman elimin tersiyle silmiştim.
Çünkü beni güçsüz görmesini ve bundan cesaret almasını istemiyordum.
Gözüm elindeki yemek tepsisine kayarken dışarı sıkıntıyla bir nefes vermiştim.
Tamamen değil de, en azından bu ruhumu acımasızca boğan karanlık odadan kurtulmayı gerçekten isterdim.Önüme koyduğu yemeğe boş boş bakarken, karnımın fazlasıyla aç olduğunu farketmiştim. Şu dört gün boyunca ağzıma doğru düzgün bir şey girememişti.
Çorbamı birkaç kez yudumladığımda, gittiğini görmemle yemeyi bıraktım ve aklıma gelenleri ağzımdan dışarı firar ettirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENİN IŞIĞI (Askıya Alındı)
Teen Fiction"İyi değilsin." dedim soğuk bir tavırla düşüncelerimi dışa vururken. "Biliyorum." Verdiği kısa cevabı es geçtim ve gökyüzündeki karanlıkta kaybettirdim bakışlarımı. "İyi biri olmak istemem." dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım. Ara sıra esen rüzgar...