Hoşgeldiniz Duygular !

920 48 2
                                    

     "Malia, dışarı çıkıyorum gelmek ister misin?" Kafamı sallayarak yorganı üzerime tekrar çektim. "Hayır."

Sandra ofladı. "Canım sıkılıyor, bir şeyler yapalım mı?" Yeniden aynı cevabı verdim.

"O zaman Albert erica falan, onların yanına gidelim mi?"

Anında telaşla "hayır!" Dediğimde anlamıştı ki hemen yanıma geldi. "Tekrar mı aynı şey oldu? İki üç gündür yataktasın." Yalan söylemeliydim. Ama yalan söyleyemediğimi anlıyordu. Yüzümü görmemesi için gizledim yorgana ve konuştun.

"Ailemi ne olacak diye düşünüyorum." Yüzümü görmemesi iyi olmuştu. İnanmışa benziyordu. İnanmasa anında 'yalan söyleyemiyorsun' derdi zaten. Ama sustu. Derin bir nefes aldı. Uzun konuşacak gibiydi.

"Malia, onları düşünme. Biz de eninde sonunda öleceğiz zaten. Onlar bizi görebiliyor. Biz onları göremesekte. Eminim, iyidirler." Sarıldığında gözümden yaş akmasına sebep olmuştu. Duygusaldım. Sinirlendiğimde, üzüldüğümde, birisi bana hakaret ettiğinde ve kavga ederken.. Böyle biriydim. Ailemden sonra daha da bunalıma girdim. Sandr olmasaydı zaten, canavar beni de paramparça ederdi ve bu umrumda olmazdı. Ama şimdi, değişmişti.

Herşey.

"Ağlama." Dediğinde daha da şiddetlendi ağlamam. 'Sakın aşağıya bakma' dediğimde ki gibi.

Kollarımı gün yüzüne çıkardım ve ona sarıldım bende. Yüzümü görmüyordu ama hıçkırıklarım yetiyordu dolduruyordu odayı.

"Tamam tamam, yeter bu kadar duygusallık. Şimdi dışarı çıkacağız. Gözyaşlarını sil, bekliyorum." Dedikten sonra saçlarını düzeltti ve dışarı çıktı. Üç gündür buraya kapandığım yeterdi. Gerçekten depresyona girmiştim. Çikolata olmasada.. Abur cubur olmasada..

Yatak yetiyordu.

Banyoya gittikten sonra hazırlandın ve bende dışarı çıktım.

Sandra Erica ve Edwardla konuşuyordu.

Yanlarına gittim. "Merhaba Malia." Ericaya ve Edwarda gülümsedim. "Merhaba."

"Sandrayla konuştuk ve biraz ormanda yürüyüş yapacağız. Biz bize." 'Biz bize' kısmını bastırarak söylemişti. Düşündüm, yoksa.. Hayır! Söylemişti. Ericaya herşeyi söylüyordu. Cidden sinir bozucu.

Erica benim sinir olduğumu anlamış olacak ki hemen konuyu değiştirdi. "Hava da akşam üzeri. Serin. Güzel olur." Dedi.

Yavaş yavaş yürürken herkes birbirine bakıyordu. Kimse konu açmıyor bakışlarıyla konuşuyor gibiydi sanki.

"Her neyse çocuklar, ben gideyim. Siz devam edin." Dedikten sonra sandranın çağırışını duymamazlıktan gelerek yürümeye devam ettim eve doğru. Umarım o beni görmezdi. Geçen günlerdede zaten ondan kaçmıştım. Hep beni arıyordu. Onla konuşamazdım günden sonra. Dolunayı bekliyordum.

Daha günler olmuştu. Ay değil!

Koşarak evin merdivenlerini çıktım. Anahtarı cebimden çıkarırken kolumdaki dokunuşla anahtar yere düştü. "Pardon."

Albert!

Anahtarı yerden aldığım gibi yürümeye başladım. Gitmeden önce, "ben.. Sandra çağırıyor." Demiştim.

Kolumdan hızlıca koşup tekrar tuttu. "Benden kaçmayı kes!"

"Dediğim gibi sandra çağı-"

Sözümü kesti. Kurtulamıyacaktım ondan belliydi.

"Malia yeter artık! Sana aşığım dedim diyemi bunlar?! Ha?!" Korkarak kolumu çektim. Onun bağırması korkutmuştu yeterince. Korktuğumu gördüğü gibi özür diler gibi gözlerime baktı. "Özür dilerim." Kollarımı tuttu. Aşağıya kadar kaydırarak ellerimi ellerine kenetledi.

"Malia, seni sevdiğim kadar hiç birisini sevmedim ben. İnan bana. İstemiyor olabilirsin, sevmiyor, hoşlanmıyor hatta..." Duraksadı ve başka bir yere baktı. "Bana karşı boş olabilirsin, gözünde hiç bir şeyin olarak görebilirsin." Ellerimi sıktı. "Ama kaçma. Sadece düşün ve kaçma. Bir hafta düşünmeni istiyorum. Sadece bir hafta. Düşün ve bana bir yanıt ver. Tek isteğim bu." Dedikten sonra kenetlenmiş ellerimize baktı. İstemeye isteme çekti ellerini. Gözünden o kadar belliydiki uykusuzluğu.. Yorgunluğu..

Gidip sarılmak istiyordum. Kucağıma başını koyması mışıl mışıl uyumasını istiyordum.

Ama sadece istiyordum.

Derim bir nefes aldım. Bu hafta içimde düşünebilir miydim bilmiyorum. Hoşlantı? Belki olabilirdi. Sevmek? Olabilir. Aşık olmak? Zor.

Gerçekten beni diri diri gömmelerini istiyordum. Beni gömsünler de bir daha bulunamayım. Bu hafta içerisinde yanıt bekleyen birisi olmasın. Hiç kimse beklemesin beni.

Eve girdim.

"Pekala. Sakin ol Malia. Sakin ol. Sadece bir yanıt. Yanıt yani bu. Ya-nıt. Çok kolay söylemesi. Huh. Tamam." Dedikten sonra balkona çıktım ve sallanan sandalyeye oturdum.

Belki ondan hoşalabilirdim, sevebilirdim. Bilmiyorum. Belkide aşık olabilirdim. Ama bu aptallık olabilirdi. Biliyorum. Bunhaytata herkes aşık olmalıydı. Ama evlenmeyenlerde vardı tabi. Yalnız yaşayanlar. Onlar gibi olmak istemem. Ama şimdi değildi. Şimdi olmazdı.

Bir hafta içerisinde bu duygularla yaşayacaktım.

Yatağıma yer açmalıydım, çünkü baya bir duygum var. Evet!

Hoşgeldiniz duygular!

Ah duygular?.. (Vote ve yorum lütfen.) :)

Kurt kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin