Bölüm şarkısı: Bay T, Buci/ Jom Merzit
Bütün ailelerin ortak bir yanı vardır; peşinizi bırakmazlar. İyi ya da kötü... Hangi anlama çekerseniz çekin ailelerin var olma amacı budur.
Atan ve Estebe ailelerinin, soylarının tek ortak yanı buydu.
Lanetle birbirlerine koşulsuzca bağlanan iki ruhu, sonsuz yaşamları boyunca acı çekmeye, azap içinde yaşamaya ve kaderlerini tekrar tekrar yaşamaya mahkum ettiler. Denes tüm soyuna, tüm klanına topraktan gelen bir kadın için ihanet etti. Evrenin düzeninden sorumlu olan bir Lord olarak, o kadın için evrene kaos getirip savaş başlattı.
Denes'in hiçbir suçu yoktu; o sadece aşık olmuştu.
Cehennem koridorlarında süzülürken şu anda ne yaptığı ya da ne yapacağının bir önemi yoktu. Eve dönmüştü ama gerçekte evsizdi; kimsesizdi. Janseli'nin önünde sakince yürümesi, saçlarını tek omzunda toplamasına ve her dakika başı bir şeyler sormasına çok alışmıştı, yüzyıllarca. Bu onun için kocaman bir haksızlıktan ibaretti. Evren ona doğduğundan beri haksızlık yapıyordu. Ailesi, klanı, arkadaşları ve eşi... Karanlıklar Lordu olmayı kabul ettiği o gece her şeyin son bulması gerekiyordu. Her şey bitmeliydi çünkü Denes bu güçle çevresindeki herkesi korumalıydı, lanetlememeliydi.
Koridorlar bitmek bilmeyen bir yoldu sanki. Cehennem halkı Kraliçe'nin gidişini duymuş ve sessizliğe bürünmüştü. Bunun olacağını biliyorlardı ama Sedim'in zamanı ileri alıp her şeyi karmaşıklaştıracağı akıllarına gelmemişti. Cennetin bir süre işlerine karışmayacağı belliydi çünkü o gün onları büyük bir bozguna uğratmışlardı. Ordularının yarısından fazlası artık ölüydü; Mıchael'ın kanatları kopmuş ve yine ölmüştü. Işık Lordu bir gözünü kaybetmişti. Erebos'un suratında anlık bir gülümseme oluştu. Sedim'in sol gözünü oyarak yerinden çıkardığında aldığı haz hala zihnindeydi. Çığlığı, akan altın sarısı kanı... Ama cennet için hepsinden önemlisi yine kaybetmişlerdi; Karanlıklar Lordu'na karşı.
Kadim ruh İvol, Janseli'nin ölümüyle ortadan kaybolmuştu. Varlığı aynı kaybettiği ruh eşi gibi yeryüzünden ya da cehennemden silinmemişti ama yok olmuştu işte. Erebos duraksadı. Devam edemedi, zihninden geçen cümlenin ağırlığı bir anda gücünü yok edip savunmasız bırakmıştı. Gitmişti, yoktu. Yüzyıllardır herkesten koruduğu, tüm evreni karşısına aldığı o kız çocuğu yoktu. Onun yokluğuna hiçbir zaman alışamayacaktı ve bu hissin ona yabancı gelmemesi ölümden daha beterdi. Her reenkarne oldukları hayatta bu hissi tadıyordu. Hangisi daha acıydı? Her seferinde Janseli'nin öldüğünü bilmek mi yoksa laneti durdurmanın yolunu bir türlü bulamamaları mıydı? O an aklına bir fikir geldi.
Kendi varlığını öldürmenin bir yolunu bulursa, belki laneti durdururdu?
Zihninden geçen bu cümle ıstırap doluydu. Gerçekten böyle bir şeyi düşünmesi bile elindeki gücü nasıl kullanması gerektiğini bilmediğinin bir kanıtıydı. Cehennem Komutanı olarak yerine getirmesi gereken sorumluluklar varken, Janseli'nin ölümünü kabullenememişti. Gölge askerleri cennetin ordusunu ciddi bir ceset sayısıyla yendiğinde gururlanamamıştı bile. Varlığını sürdürmesinin anlamı artık yeryüzünde yoktu. Kalbi olan bir şeytana önce aşkı verip daha sonrasında elinden aldığınızda yeni doğan bir bebekten farksız olurdu. Kimsesiz kalır, ne yapacağını bilemez ve en nihayetinde ölümü dilerdi. Fakat Denes Estebe için bu imkansızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirya
Fantasy''Bir zebaniye kendini kaptırıp, cennetten muaf olan kızın hikayesi. Janseli'nin.'' *Kurgu ilk kez 2016 yılında yazılmaya başlanmış, daha sonrasında tekrardan yazılmaya başlanmıştır. Kurgusu şuan tekrardan d...