Y/N: Kısa bir bölüm... Çünkü saat 02:13. İyi okumalar! Her zamanki gibi yorumlarınızı bekliyor olacağım.
---
Yoongi kalabalığın arasından sıyrılarak bir yere saklanabilmek için servetinden bile vazgeçebilirdi. Tüm gözler onun ve babasının üzerindeydi ve Yoongi bu durumdan hoşnut olmasa da zoraki bir gülümsemeyle kendilerine selam veren herkese ilgi göstermek durumundaydı.
"Min Seo-Joon!" Parti davetlilerin yarısı gibi bu adam da takım elbisesinin içinde boğuluyormuş gibi duran orta yaşlı bir adamdı. Yoongi başını diğer yöne çevirerek kalabalığın arasında bakmaya değecek birini aradı gözleriyle. Görüş alanının sadece yaşlı insanlarla dolu olduğunu fark ettiğinde babasının yanından biraz uzaklaşarak bir parça güven duygusu hissedebilmek için arkadaşının numarasını tuşladı.
"Yoongi, şu an neden beni aradığını sorabilir miyim?" Jaehee hattın diğer tarafında olsa da Yoongi onun sinirli yüzünü görebiliyordu adeta.
"Bana neden burada olmam gerektiğini hatırlatman için." Yoongi kadehindeki şampanyadan bir yudum alarak sahte gülümsemesiyle etrafı seyretmeye devam etti.
"Çünkü yeni bir alışveriş merkezi açıyorsunuz. Bir mirasçı olarak iş ile ilgilendiğini göstermen gerekiyor Yoongi. Biraz girişken ol. Eminim şu an bir köşede tek başına dikiliyorsundur, haksız mıyım?"
"Ama ya iş ile ilgilenmiyorsam?"
"Yoongi."
"Jaehee."
"Şimdi telefonu kapatıyorum."
"Jaeh-"
Ve Jaehee telefonu kapamıştı.
Yoongi, Jaehee'nin sadece yardım etmeye çalıştığını biliyordu. Keşke kendine olan güvenini ayakları altından toparlayıp üzerine geçirebilseydi. Kendini başkasının yardımı olmadan giyinemeyen bir çocuk gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. Bu karşılaştırmada farklı olan tek şey giyilen şeylerdi. Ufak bir çocuğun giymeye çabaladığı şey bir kazak, Yoongi'nin giymeye çalıştığı şey tonlarca sorumluluktu.
Anlık kararı üzerine kadehini bir köşeye bırakmış, hızlı adımlarla ve kimsenin kendisini görmemesi içi dua ederek kendini en yakın tuvalete atmıştı.
Aynadaki yansımasını görmekten kaçınarak kabinlerden birine kendini kitledi, klozetin kapağını indirerek üzerine oturdu.
Hadi ama Yoongi, düşündü.
"Bundan nefret ediyorum." Sessizce mırıldandıktan sonra ellerini saçlarında gezdirmeye başlamıştı. Nazik hareketlerle şakaklarına masaj yaparak kendini sakinleştirmekti amacı. Ve neredeyse işe yarıyordu. Ta ki tuvalette yalnız olmadığını fark edene kadar...
"Ben de." Yan kabinden gelen ses Yoongi'nin yerinde hafifçe sıçramasına neden oldu. Tüm gerginliği tekrar üzerine yıkılmıştı. Ya şimdi hızlıca diğer kişiye görünmeden tuvaletten çıkacaktı, ya da diğer kişi çıkana kadar orada kapalı kalacaktı.
Parti sahibinin oğlu olarak bulundukları partiden nefret ettiğini birilerinin bilmesi hoş karşılanmayabilirdi.
Ama Yoongi az önce düşündüğü iki seçeneği de bir anda gözden çıkartmaya karar verdi.
"Neden buradasın?"
"Ben de kendime bunu soruyordum."
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turning Point | 태기
FanficKarmaşık bir dizi olay sonrasında Yoongi ve Taehyung'un kader ipleri birbirine dolanır. Bu, iki adam için de bir dönüm noktası olacaktır. ㅡKTH&MYG