nineteen / have you met harry?

1.5K 133 147
                                    

[ Jesse Ruben - This Is Why I Need You ile birlikte okuyabilirsiniz.]

2004 / Holmes Chapel

Simon, bahçe hortumuyla çiçekleri sulaması gerekirken beni suluyordu. Gülerek onun bana doğru tuttuğu hortumdan kaçıyordum. Soğuk su, saçlarımdan yere damlıyor ve gittiğim yerde iz bırakmamı sağlıyordu. Ben eve doğru ıslak bir şekilde koşarken, annem yanında bir kadınla evimizin kapısına geldi. Bir şeyler konuştukları için beni fark etmemişlerdi bile.

"Anne!" dedim ve kapıyı açması için biraz geri çekildim.

Bana döndüğünde yüzündeki gülümseme yerini dehşete bıraktı. "Dorothy Parker! Bu halin ne?"

"Simon beni de suladı." Belime kadar uzanan kahverengi saçlarımdan damlayan suları sıktım ve yerde minik bir su birikintisi oluşmasını sağladım.

"Bunu sonra konuşacağız küçük hanım, şimdi misafirimiz var. Anne benim çok yakın bir arkadaşım ve artık burada yaşayacaklar."

Gözlerim kocaman açıldı. "Ne yani bizim evimizde mi kalacaklar?"

Annemin yanında duran güler yüzlü kadın, ben bunu söyledikten sonra bir kahkaha attı. Eliyle ıslak saçlarımı okşadı, bana doğru bir adım attığında arkasında duran erkek çocuğunu gördüm. Annesinin arkasına saklanıyor ve somurtuyordu.

"Hayır," dedi kadın. "Evlerimiz yan yana."

Eliyle bizim yanımızda olan ve çok uzun zamandır kimsenin yaşamadığı evi işaret etti. İşte o zaman, evin önünde duran kocaman kamyonları ve içeriye taşınmakta olan mobilyaları görmüştüm.

Annem, arkadaşının arkasında bizi izleyen çocuğu elinden tutup benim tam önüme geçirdi. Birbirimize bakarken kaşlarımız çatıldı.

"Dorothy, Harry ile tanış bebeğim. Senden sadece bir yaş büyük."

Bir anneme, bir çocuğa baktım. "Ben bu şeref-" annem sahte bir öksürük sesi çıkardığında söylediğim kelimeyi fark ettim ve hemen toparlandım. "Yani Harry ve ben tanıştık zaten."

"Öyle mi?" dedi annesi, bu kadın bir gülücük makinesi gibiydi. Sürekli gülüyordu ama onun aptal bok oğlu benden nefret ediyor ve sürekli somurtuyordu.

"Evet. Harry benim oyuncak bebeğimi göle atıp, bana kötü sözler söyledi."

İşte o anda Harry, onu annesine ispiyonlamamın verdiği heyecanla saçıma yapışıp üzerime atladı. Islak saçlarım, onun küçük parmakları arasında yolundu ve ağırlığını taşıyamayıp yere düştüm. Yerde benim üzerimde oturuyorken annelerimiz tepki bile verememişti.

"Seni küçük domuz."

Kıvırcık saçlarını parmağıma dolayıp çektim ve onu üzerimden atmak için bir hamle yaptım. Dengesini kaybedip, yanıma devrildi ve bunu bir fırsata dönüştürdüm. Bu sefer ıslak elbisemle onun üzerine oturmuştum. Yüzümü yüzüne yaklaştırıp, o altımda debelenirken bir kar tanesi gibi beyaz ve dolgun olan yanağını ısırdım. Bir eliyle beni elbisemden itti.

Annem ne olduğunu kavrar kavramaz beni Harry'nin üzerinden aldı. Onun annesi de, Harry'i yerden kaldırdı. Yanağında bariz bir şekilde belli olan diş izlerime bakıp sırıttım. Harry dağılmış saçlarını düzeltti ve ben de kıvrılmış elbisemi.

Gülümsedi. Elini bana uzattı. Hiç düşünmeden elini tuttum.

"Kasabaya hoşgeldin Harry."

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin