AFRA-1-

68 6 2
                                    



-HİSSİZ-

Herkezin denize bırakıp kaybolmasını istediği duygulari vardir. Farklıdır herkesinki; aşk,nefret,korku,kıskançlık, güvensizlik ve bunlar gibi yüzlercesi.

Acı gerçek vardır ki ne kadar kaçarsanız kaçın gelip bulur seni o duygular. Aniden ağlamak istersin mesela ister sevinçten ister üzüntüden.

Korkuda öyle bir duygudur. İçten içe bitirir seni. Hedeflerinin ulaşmasını engeller, hayellerini kısıtlar.

Taki yok edene kadar..

Hayatım diğer arkadaşlarım gibi normel olmadığı doğrudur. Ama hiç bir zaman hayatıma isyan etmedim.

Çok kez bıktım yaşantımdan. Ama kendi canıma kıymaya çalışmak gibi bir girişimde bulunmadim.

Insan kendi canına kıyınca aciz mi olur?
Sizce de o insanı bu duruma düşüran daha aciz değilmidir. Daha acınası.

Küçük odamdaki eskimiş ve sıvası gelmiş duvarları incelerken alnımdaki acı kendini gösteriyordu.

Tek elim küçük kardeşim Nazlı nın saçlarındaydı. Nasılda masumdu.

Buruk bir tebessum oluştu dudaklarımda. Annem yaşadığı zamanlar mutluydum ben. Ufakta olsa mutluluk tatmıştım. Ama Nazlı hiç tatmadı. Doğduğunda beri hep mutsuzdu.

Babam onun yüzüne karımı sen öldurdün diyip dövdüğunde sadece 3 yaşındaydı

Küçük kardeşim yaşından dolayı hiç bir şeyin farkında değil. Umarım yeterince büyüdüğünde kendini suçlamazdı.

Ben annemin ölümunde kardeşimi asla suçlu görmedim. Ufacık bir bebekken bilemezdi böyle olacağını.

Kim bilebilirdiki.

Babam kolay yolu seçiyordu. Her zamanki gibi..

Şimdi oturmuş küçük odamda hayatımı düşünüyordum. Keşke güçlü kalabilsem diye kendime nasihat veriyorum.

Güçlü olmak nedir ki? İnsan nefretini kusamadığı sürece..

Çok sık düşunmem hayatımı. Sadece zor anlarımda,canım acıdığında,çok yaşanmışlıklarım olduğunda düşünürum.

Şuan ki nedenim de yaklaşık bir saat önce babamdan ölümune dayak yemiş olmam.

Nedeni çokta önemli değil. Babam ne zaman isterse o zaman zarar verirdi bize.

Bu seferki nedeni Nazlıyı okula göndermek istememdi. Tabiki de okutucaktı benim kardeşim.

Babam bana okucaksın da eve kim ekmek getircek dediğinde bu yaşananlarin bir tiyatro değilde gerçek olduğunu kavramıştım.

Hayat sahiden o zaman gülümsemişti bana (!)

Kendi çapımda küçük kardeşimi korumaya çalışırdım. Sürekli kendimi öne atardim. Bundan pişmanmıydım ASLA.

Nazlıyı odaya gönderir babamın sakinleşmesini beklerdim. Babam kimi zaman içtiği rakı şişelerinde sakinliğini bulurdu,kimi zaman beni öldüresiye döverken.

Ilk zamanlarda canım çok acıyordu. Şimdi ise göz yaşlarim kuruduğundanmıdir bilinmez acı hissetmez oldum.

Nazlı olmasa bütün bunlara katlanmazdım kaçıp kurtarıdım kendimi bu lanet hayattan. Kim isterdi ki bu hayatı.

Nazlı henüz çok küçük için kendimle beraber götüremiyordum onu. Bu yüzdendi bu sabırlarım.

İç çekerek düşüncelerimden sıyrıldım. Nazlının küçük kafasını yastığımın uzerine koydum ve bir anne şefkati ile üstünü örttüm.

AFRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin