Ayağımla ritim tuttuğum için artık acımaya ve ağrımaya başlamıştı. Hayır yani, bir kızı bekliyor olsam neyse derdim. Ama erkek. Ne yapabilir ki?
Ah doğru, hazırlanıyordu. Sabah Albertın yüzünü ben çizmiştim. Benimkine benzetmeye çalışmıştım. Ama yapamamıştım tabiiki. Saçma sapan hiç bir şeye benzemeyen şeyler çizmiştim. Neyseki yazım o kadar kötü değildi. Alnına 'sevimli Özür' yazmıştım onun gibi. Daha sonra ona benim kıyafetlerimden daha doğrusu pijamalarımdan ayarlayıp giymesini istedim. Kabul etmeyince tehdit etmek zorunda kalmıştım. O ben az sonra geleceğim demişti. Ama hiç ses seda yoktu. Vücudumun yarısı boya olmasına rağmen ben ona acımıştım. O bana yaparken acımamıştı. Adalet?
Depoda bir kaç insan vardı. Tahminen yirmi kişiden fazlalardı. "Çok şıkım." Gözlerimi biraz önce saymaya çalıştığım kişilerden alıp sesin olduğu yöne baktım. Kahkahalarımı elimle karnıma baskı yaparak durdurmaya çalıştım. Bana göz devirdi. Bir kaç kişi bize dönmüştü bile. Onlarda benimle aynı durumdaydı. Karşınızda kalpli bi pijama ve pembe bir badili Albert varsa gülmekten ölebilirdiniz. Tamam tatlı gözükebilirdi. Ama bu komik olmadığı anlamına gelmezdi. Saçları yine her zamanki gibi kendi halinde havalı duruyordu.
Birde kıyafetler ona küçük ve dar gelince daha da komik duruyordu gözde. "Seni öldüreceğim. Kes artık." Diye tıslarken yavaşça gülmemi sonlandırdım. "Tamam tamam. Ama bir dakika," dedikten sonra aklıma gelen şeyle telefonumu çıkardım. Ve ön kamerayı açarak ikimizin fotoğrafını çektim. Ben otuziki diş sırıtıyordum. Albertta yaptığımı yeni anlamış olacakki şaşkınca bakıyordu. Bunu ömrümün sonuna kadar silmeyecektim.
"Bu kadarıda fazla ama." Diyerek telefonumu elimden aldı. Son anda kilit tuşuna bastığım için telefon şifre isteyecekti. Bir şey yapmadan onu izledim. Yüzündeki hüzünlü ifadeyi gördüğümde tekrarda kahkaha attım. Telefonu alıp arka cebime koydum. "Baktıkça gülerim hem." Dediğimde daha da sinirlendi. "Hem tatlı olmuşsun, fena mı?" Diyerek omzuna hafif vurdum. Burada 'koçum' falan demem gerekirdi ama bu sevimliliği bozamazdım.
"Hay ben.." Diyerek başladığı cümleyi küfürle bitireceği için elimle ağzını kapattım. "Duymak istemiyorum o artı onsekiz küfürlerini." Dedikten sonra onu ters yöne döndürüp bize daha doğrusu Alberta bakan topluluğu gösterdim. "Hadi onlara söyle." Dedim. Onu tam ortaya çekiştirerek konuşması için gözlerimle 'hadi' dercesine işaret yolladım. Ofladı ve biraz bana yaklaştı. "Söylediklerini unuttum. Aklıma geleni söyleyeceğim, ona göre." Diyerek karşıma geçti ve tek tek etrafa bakındı. "Malia, senden çok özür diliyorum. Lütfen beni affet." Dediğinde gözlerimi devirdim. Tamam özür dilemesi iyiydi. Ama bu kadar sade olamazdı. Anlamış olacakki söylediklerini devam ettirdi. İçinden geçen küfürleri duysam kesinlikle intihar sebebim olurdu.
"bir daha sana öyle bir şey yapmayacağım." Yüzündeki ifadeyi gördüğümde acıdım. Yine.
"Tamam. Yeter bu kadar. Affettim." Dediğimde gözleri parladı. Ona gülerek baktım. "Sanırım gitmem gerekiyor." Diyerek depodan çıktım. Onu orda bırakmalıydım çünkü daha da rezil olacaktı. Herkes ona bakacak falan. Hem acımazdımda.
"Kaçırdım değil mi?" Sandranın telaşlı sesiyle güldüm. "Malesef." Dediğimde koşmuş olmalı ki derin derin nefes almaya başladı. "Nereye gittinde bu kadar koştun?" Diye sorduğumda zar zor konuşarak, "boşver de anlat şunu." Dedi ve eve gittik. Ona hepsini anlattığımda tabiki şu orman meselesini de anlatmıştım. En çok şu kalpli pijama işine çok gülmüştü. Kapı çaldığında kapıya ilerledim. Albert kendi kıyafetlerini giymiş yeni banyo yapmıştı. Saçları ıslaktı. "Kalpli sevimli pijamaların." Diyerek elindeki pijamamı bana uzattı. Güldüm. "Saol." Diyerek pijamayı aldım. "Sonunda affetin." Dedi. Konu açmaya çalıştığı belliydi. Kafamı salladım. "Malesef. Ama eğlenceli oldu." Dedim ve gülümsedim. "Görüşürüz?"
Oda bana görüşürüz dediğinde kapıyı kapattım. Pek konuşasın yoktu aslında. Sandranın banyoda olduğunu su sesinden anlamıştım. Ne ara girmişti bu kız?
Güzel bir gündü. Ve.. Onu o haliyle görmem de güzeldi. Benim için yapmıştı, onu affetmem için yapmıştı. Beni bu kadar sevmesi iyi miydi kötü müydü bilmiyordum. Ama şuan sadece gülümsemek daha iyiydi.
Kendimi ona git gide daha da yakın hissediyordum. Ve duygularımda ona karşı çoğalıyordu. Ama ne duyguları bilmiyordum.
Güzeldi bence bölüm. Sizce??
Vote yorum ltfn..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt kız
Fiksi RemajaÖlüm canavarı, kurtların başı. Yıllardır ondan kaçarak yaşadım. Annemin babamın ölümü bu yüzdendi. Ne annemi ne babamı kurtarabildim. Bizi bulmayı başarıyordu bir şekilde, biz ise korkarak başka bir yerlere gidiyorduk. Bıkmıştım. Önüme benim gibi ol...