Bölüm 41

130 18 16
                                    

Malezya'da gelen haberle tüm evde bayram havası esiyordu. Yoon Hee, Kore'den güvenle ayrılmış Türkiye ye doğru yol alıyordu.
Hare de bu sevinci paylaşırken, Yoon Hee nin odasını bile hazırladığı müjdesini verdi.
Genç kız heyecanla Deniz i çekiştirip hazırladığı odaya doğru götürdü.
"Kore li kardeşimin zevkini bilmiyorum ama elimden gelenin en iyisini hazırladım. Umarım beğenir."

Pembe ve tonlarında hazırlanmış odada büyük sayılabilecek bir yatak, toz pembe dolaplara uyumlu ve rahat bir  koltuk vardı. Yatağın üzerindeki beyaz cibinlik ise odaya bir prenses geliyor izlenimi vermişti.
Deniz in soğuk tavırları karşısında Hare şaşkındı.

"Beğenmedim mi? Defne de gelirken sipariş ettiğim yatak örtüsü getirecek. Göreceksin daha da güzel olacak."

"Boşuna zahmet etmişsin!"

"Niye? Güzel olmamış mı? Yoksa pembeyi sevmez mi?"

"Hiç sanmıyorum. Yuni böyle şeylere pek alışık değil. Bunca hazırlığa değmez."

"Ne demek değmez?"

"O bunları anlamaz demek."

Hare tuhaf tuhaf bakıyordu.
Deniz açıkladı.

"Yani, Yuni senin gibi değil. Belki senden çok bana benzediğini bile söyleyebilirim."

"Ne demek bu?"

"Görünce bana hak vereceksin O erkek gibi. Öyle büyümüş yıllarca kimliğini saklamış herkesden. Uzunca bir süre ben erkek bildim. Kazara öğrendin bir kadın olduğunu."

"Olsun artık mecbur değil işte."

 "Bu yatak, dolaplar yerdeki tüylü halı hep abartı anlıyor musun? Onların bir koltukları yoktu mesela. Değil cibinlik gördüğünü, Yatakta bile daha önce yattığını sanmıyorum. Boşuna bu kadar hazırlanmışsın."

Hare tüm hevesini kaybetmiş olarak konuştu.

"O zaman daha çok yorulacağım desene."

"Neden ?"

"Senin için yoktan bir kadın yaratacağım da ondan. "

Deniz "İşin zor!" derken,
Hare de göreceğiz diye yanıtladı.

"Benim ona sadece bir can borcum var ve gelince bundan fazlasını almayacak."

"Onu istediğini sanıyordum. Öyle konuşuyorsun ki seni anlayamıyorum."

"Benim istediğim sizin boş işlerle uğraşmamanız. Sana ve bu boş düşünceyi senin kafana sokan anneme daha öncede defalarca söyledim. Benim Yuni yı istediğim falan yok. Benim ne istediğimi çok iyi biliyorsunuz."

Hara Deniz'in susmasını işaret etti.
"Senin istediğin yanlış. Sana layık olmayanı  sevemezsin."

"Ne demek bu?"

Hare susuyordu. Dolan gözlerini saklamak için  gitmek istedi.

Deniz onu kolundan yakalayıp tekrar sordu.

"Bu ne demek dedim!"

"Ben seni istemiyorum demek!."

Deniz, Hare nin gözünden süzülen yaşı o an farketti. Genç kadının akan yaşı silerek konuştu.

"Ben buna inanmıyorum! İnanmak istemiyorum. Dilin başka söylüyor. Gözlerin başka konuşuyor. Benden ne saklıyorsun?"

Hare "Hiç birşey!" diye yanıtlarken ard ardı arkasına akan göz yaşlarını artık tutamıyordu.

Deniz Hare nin gözlerine bakarak tekrar sordu.

"O halde neden ağlıyorsun?"
Hare gitmek istedi Deniz ise ısrarcıydı.

"Ne sakladığını söylemeden gitmene izin vermeyeceğim!"

Hare susmaya devam etti.
Deniz daha ısrarcı olup Hare nin kolunu sıkıca tutup onu sallarken,
"Konuşsana!"
diye bağırıyordu.

Hare sessizliğini korurken dışarıdan  Stella'nin sesi duyuldu.

"Yeter artık Hare yi rahat bırak!"

"Ne sakladığını öğrenmeden olmaz!"

Deniz pes etmemeye kararlıydı.
Hare Stella'ya yalvaran gözlerle bakarken anne yüreği daha fazla dayanamayıp büyük sırrı açıkladı.

"Çünkü​ senin  çocuk sahibi olmanı istiyor."

Deniz merakla Stella ya bakıyordu.

Hare susmasını istedi ancak Stella açıklamaya devam etti.

"Hare nin asla bir çocuğu olmayacak. Bebeğiyle birlikte anne olma şansını da kaybetti."

Hare, koşarak oradan uzaklaşırken Stella Deniz e tüm detayları anlatıyordu.

"Baban onu bulduğunda çok kötü durumdaymış. Doktorlar kanamayı durduramayınca rahmini de almak zorunda kaldılar. O nerdeyse ölüyordu."

"Neden bana söylemediniz?"

"Hare istemedi."

Deniz annesine kızıyordu.

"Sizin de işinize geldi değil mi ?"

Susma sırası Stella daydı.

"Konuşsana anne! Benim nasıl acı çektiğimi görmüyormuydun? Bir şansım varmış. Ama ben bunu bilmiyordum."

"Bu Hare nin seçimiydi."

"Benim adıma kimse karar veremez! Bunun benim için önemi varmı sanıyorsunuz?"

"Şimdi önemli olmadığını düşünebilirsin ama zamanla bu büyük bir sorun olacak."

"Yanılıyorsun anne hepiniz yanılıyorsunuz."

Bunlar Deniz'in ayrılırken söylediği son sözleri oldu.

CAMDAKİ iZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin