Öğle yemeği sırasında yemeğinin haşatını çıkartıp ağzında otuz kez çiğneyerek midesine yolladı çaylak. Düşünceleri siniriyle bir olmuş üstüne doğru ilerliyordu sanki.Neden her şey onu buluyordu da kararsız kalmasını sağlıyordu? Özellikle hiçbir şey yapamayacak olması da cabası.
Tam anlamıyla sinir küpüydü ve onu görenler laf atmayı bırak bakmıyorlardı bile. Son yapılacak olan eğitime bile katılmamasını mazur görmüştü görevli savaşçı çünkü dünden biliyordu halini.
Dün Gece
"Gitmek istemiyorum hyung." Jungkook boş bardağını masaya koyup başını masaya yasladı. Oldukça fazla içmişti. Jimin'i düşündükçe daha da içiyordu. Onu tek başına bırakıp gitme düşüncesi başını ağrıtacak duruma getirmişti.
"Üzgünüm evlat." Görevli savaşçı bir bardak daha doldurdu ikisine. Bugünlük de böyle olacaktı, içmesine izin verecekti çünkü gözünü üzerinden hiç ayırmayacaktı.
Bitkin bir halde başını masadan kaldırarak baygın gözlerini savaşçının üzerinde tuttu. "Burada sürekli kalmamın bir yolu yok mu?"
"Kazanamayan çaylaklar bir sene daha burada kalabilir onun dışında asıl efendinin sözleri önemli." Biten bardağına bir kez daha doldurdu savaşçı, kendi yaşadıklarına da içiyordu kavuşmayacak ikiliye de içiyordu.
"Sence bir sene daha kalıp işleri daha beter ederek onunla zaman mı geçirmem gerek, yoksa şimdiden gitmeli miyim?"
"Bugün güzelce düşün çaylak, sadece iki günün kaldı."
Şimdi
Her şeyden habersiz Jimin arkasındaki yardımcılarla birlikte ön bahçede yürüyordu. Aklında tek bir şey vardı o da çaylak. Çocuğun ondan kaçmasını anlamasa da yinede gülümsemeye devam ediyordu, mutlaka öğrenecekti ve öğrendiğinde acısını çıkaracaktı.
"Duydunuz mu olayı?" Yardımcının biri diğerine fısır fısır laf söylerken Jimin de tepki vermeyerek yürümeye devam etti ve onları dinledi. Genelde asıl haberleri yardımcıların dedikoduları sonucunda alırdı.
"Duymadım, ne olmuş?" Öteki de aynı heyecanla diğerine sorduğunda Jimin daha fazla merak etti.
"Asıl efendi bu sene hiçbir gladyatörü yanında istememiş."
Yardımcının fısıltı sesini Jimin duyduğu an olduğu yere çakılı kaldı. Hiçbir gladyatörü istememiş de ne demek? Hiç kimseyi istemediyse Jungkook onunla kalamazdı, birlikte yaşayamazlardı. Ayrıca böyle bir olay varsa neden Jungkook'tan ya da savaşçıdan duymamıştı?
"Görevli savaşçıyı odama çağırın." dediği gibi tam gaz odasına yürüdü. Yardımcılar şaşırsada onaylayarak saygılarını gösterip efendilerinin sözlerine uyarak savaşçıyı çağırmaya gittiler.
Jimin tam bir sinir küpüydü. Bunca zamandır Jungkook ile her yakınlaşmaya çalışmasında çaylağın yanından ayrılıp gözüne gözükmemesinin sebebi bu muydu yani? Peki ya görevli savaşçı, her zaman yanında olup her şeyi anlatan kişiydi o. Şimdi niye herkes böyle davranıyordu, bu sorunun cevabını bulmak istedi.
Balkona çıkarak nefes almaya çalışsa da göğsü sıkışıyordu. Üstündeki kıyafetin ilk düğmelerini açarak havayı içine çekmeye başladı. Onu daha yeni affedip tekrar onu kazanmışken bir kez daha kaybetmeyi göze alamayacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gladiator |Jikook|
ФанфикGladyatör okuluna yeni getirilen Jungkook, en iyi savaşçı olup gladyatör olarak çıkmak için Jimin'in gözüne girmeye çalışacaktı.