48

981 81 11
                                    

Calum: Hatırlıyor musun?

Calum: Küçükken sürekli istediğin gibi gözükmediğini söylerdin

Calum: Hiçbir zaman hayal ettiğim gibi bir kız olamayacağım diye kendini üzerdin

Riley: Bunları sana anlatmazdım ki

Riley: Ashton ile konuşurdum

Riley: Sen nereden biliyorsun?

Calum: Ashton'ın benim en yakın arkadaşım olduğunu unutuyorsun bazen.

Riley: Evet bazen onu sadece kendim arkadaşım sanıyorum.

Riley: Demek o alçak bizim konuştuklarımızı sana anlatıyordu.

Riley: Yarın okulda kulağını çeksem iyi olacak.

Calum: Güler geçer sadece.

Calum: En büyüm destekçimiz olduğunu söyleyip duruyor geri zekalı.

Riley: Ona sadece ben geri zekalı diyebilirim, sus.

Calum: Ashton'ı da kıskanıp arkadaşlığınıza karşı çıkmamı istemiyorsan asıl sen sus bence.

Calum: Neyse ya

Calum: Niye lafı değiştiriyorsun ki?

Calum: Sürekli üzülürmüşsün işte kendini pek sevmezmişsin.

Calum: Tanrı biliyor, dışardan hiç öyle gözükmüyor, şaşırır kalırdım.

Calum: Ashton sana "gerçekten çok güzelsin, başka biri olmak istemeni anlayamıyorum" derdi, hatırlıyor musun?

Riley: Ashton hep ince bir çocuk oldu içten içe :')

Calum: O beyinsizin içten olduğu falan yok, kazmanın önde gideni.

Calum: Ona o lafları söyleten bendim.

Calum: Bende söyleyecek cesaret yoktu ama ne kadar mükemmel olduğunu bilmen gerekiyordu

Calum: Ben de Ashton ile iletmekte bulmuştum çareyi.

Riley: Bir işe yaramıyordu ki

Riley: Söylemesini istediğim kişi sendin

Riley: Güzel olduğuma inanmamın tek yolu senin söylemendi

Riley: Ama söylememiştin

Calum: Seni üzdüğüm için özür dilerim

Calum: Her şeyi telafi etmek için ne kadar çabaladığımı bilemezsin

Riley: Önemli değil Calum

Riley: Şu an olduğumuz yere gelmemizi sağladıysa, uğruna üzüldüğüm şeylere minnettarım.

Calum: Ve ben de Tanrı'ya benim gibi işe yaramaz bir adımı seninle ödüllendirdiği için minnettarım Ri.

In the Blink of An Eye || HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin