-BEKLENMEYEN SÜRPRİZ-

336 54 61
                                    

     Bugün dünün aksine  daha güneşli ve ılık bir hava bizi bekliyordu. Yataktan kalkar kalkmaz  saate bakmıştım ve bu benim çok uzun zamandır en erken kalktığım saatti.  Saat tam tamına 7.29' du. Yataktan doğruldum ve güzelce gerindim.  Odamın perdesini açtım ve bu sayede odam gün ışığıyla doldu.

    Nedenini bilmediğim  bir huzur da dolmuştu içime gün ışığıyla birlikte. Canım ilk defa kahve  içmek yerine güzel bir kahvaltı etmek istemişti. Ve bende canımın  istediği bu kahvaltıyı yapmaya karar verdim. Odamdan çıkmadan önce tüylü  terliklerimi giydim ve hemen mutfağa gittim. Elim önce kahve makinesine  gitse de –alışkanlık olarak- hemen dolaptan bir yumurta aldım ve ocağa  haşlamak için koydum. Zeytini, peyniri, çikolatayı, balı, reçeli ve  babaannemin köyden gönderdiği ezmeyi de çıkarttım. O kadar yavaştım ki  çünkü yıllardır ilk defa kahvaltı yapıyordum. Aklıma süt veya çay içmek  geldi ama uzun zamandır içmediğim bu yüzdende tadını unuttuğum süt içmek  istedim. Dolapta var mı diye baktım ama tabi ki yoktu. Sırf bunun için  ocağın altını kapattım markete süt almaya gittim.

     Evden pijama ve sabahlıkla çıktım ama umurumda değildi sonunda çok güzel bir kahvaltı yapacaktım.

-Merhaba, bana 2 şişe süt verir misiniz?

-Tabi ki kızım, dedi yaşlı amca titrek bir sesle.

-Teşekkür ederim borcum ne kadar?

-5.50 kr evladım.

-Ya zam mı geldi süte?

-Yok, kızım hep böyleydi.

  Dedenin bu cevabını duyunca gerçekten uzun zamandır süt içmediğimi fark ettim.

-Buyurun.

  Kapıdan çıktım ve ani bir şekilde tekrar içeri girdim çünkü evde ekmek de yoktu.

-Pardon 1tane de ekmek rica etsem.

-Tabi ki.

Yaşlı amca elime kâğıt poşetle verdi. Ben en son küçük bir kızken kâğıt poşetle almıştım ekmeği. Bu sabah gerçekten güzeldi.

                                                       ****

- Aa. Pelin. Nerden çıktın sen ya?

-Gül...

      İkimizde birbirimize sarıldık yaklaşık 5 dakika boyunca ses çıkarmadan.

-Ya sen Washington'da değil miydin?

-Sürpriz yaptım işte.

-Ay bir tanem sana anlatacak öyle çok şeyim varkı.

-Ya sorma benimde sana anlatacak çok şeyim var, dedi biraz üzgün tavırla.

-Hadi gel mükemmel bir kahvaltı hazırladım. Kahvaltıyı yaparken konuşuruz. Olur mu?

-Olmaz mı be kanka olmaz mı, dedi muzip bir ifadeyle ardından elindeki bavulu bırakıp tekrardan sarıldı.

                                                         ****

     Kahvaltı öyle güzel  gelmişti ki sanki yıllardır hiçbir şey yememişim içmemişim de bugünü  beklemişim. Hele ki yanımda kardeşim –biz birbirimize kardeş deriz-  olunca daha da güzel oldu.

-Gül, Washington'da bir  nişanlı çift vardı. Devamlı kavga devamlı dövüş içindeydiler ama hiç  ayrılamadılar. Nedenini bilmem ama birbirleriyle değil nişanlı olmak  zorla gözlerinin içine bakıyor gibiydiler.

GÜZ GÜLLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin