14.BÖLÜM•SANA ÇEKİLİYORUM•

8.8K 716 90
                                    

Çığlığımla arkasına dönen Arel ona doğru elinde sopayla gelen Karan'ı görünce gerildi. Ben ise endişeye kapılmış öylece duruyordum. Karan hızlıca Arel'in yanına ulaştığında sopayı havaya kaldırdı, indirecekken Arel onun kolunu yakaladı karnına tekme atınca Karan geriye doğru sendelemişti. Sendelemesiyle elinden düşen sopaya gözüm takıldığında Karan da oraya bakıyordu. Ondan hızlı davranıp sopayı elime geçirdim. Aslında kullanmayı cok istiyordum. Özellikle de Karan'ın üzerinde. Ama Arel ona dersini veriyordu. Sayısızca Karan'ın yüzüne indirdiği yumruklar sanki içimi soğutuyordu. Arel de birkaç darbe almıştı evet ama genel olarak dayak yiyen taraf Karan olmuştu. Arel Karan'ın üstünden kalkıp yanıma geldiğinde bu defa dayanamayıp ben Karan'ın yanına gittim.Zaten yerde yatıyordu.Birkaç saniye öylece baktıktan sonra bütün öfkemle karnına bir tekme geçirdim.

Birkaç kere derin nefes alıp yanına yaklaştım. Kısık çıkan sesimle fısıldadım. "Seni asla affetmeyeceğim Karan! Yaptıklarını hiç unutmayacağım ve senden hep nefret edeceğim!"

Zor çıkan sesiyle bana cevap vermeye çalıştığında ne dediği çok da umrumda değildi ama yine de anlamaya çalıştım. "Tekrar görüşeceğiz gökyüzüm!"Yine beni sinirlendirmeyi başardığında "Allah'ın belası!"diye tıslayıp ondan uzaklaştım. Adımlarımı koşarcasına atarken evden çıkmıştım. Arel arkamdan bana yetişip elimi tuttuğunda sesimi çıkarmadım. Şu an tek istediğim burdan uzaklaşmaktı. Kapıda bekleyen arabanın yanına ulaştığımızda beni arabaya bindirip kemerimi bağladı. O da yanımda ki koltuğa yerleştiğinde arabayı sürmeye başladı.

Ruhum çekilmiş gibi hissediyordum. Ne konuşacak halim vardı ne de hareket edecek. Yorgundum, çok yorgun. Ruhum yorulmuştu. Gözlerimi kapatıp başımı koltuğa yasladım. Hiçbir şey düşünemiyordum. Sadece uyumak ve herşeyi unutmak istiyordum. Buna ihtiyacım vardı.

Gözlerimi açıp başımı yan tarafa çevirdiğimde yola odaklanmış bir şekilde arabayı kullanıyordu. Ne o bir şey söylüyordu ne de ben. Direksiyonu sıkı sıkı tutan elleri belki onun da durumunu açıklıyordu. Sinirliydi, kızgındı. Ben de öyleydim Karan'a karşı olan nefretim kat ve kat artmıştı.

Başımı pencereye çevirip yolu izlemeye başladım. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlayınca daha fazla direnemedim ve kendimi uykuya teslim ettim.

•••

Duyduğum tıkırtılarla gözlerimi kırpıştırarak açtım. Nerede olduğumu çözmeye çalışırken gözlerimi etrafta gezdirdim. Burası kimin eviydi? Ben kendi evime kavuşamayacak mıydım bir türlü?

Üstümdeki ince örtüyü kaldırırken aklıma gelen şeyle duraksadım. Ben buraya nasıl gelmiştim? En son Arel ile arabadaydık ve uyuya kalmış olmalıydım. Ama Arel..yani beni.. Ah! Kucağında getirmiş olmalı! Bu düşünce yüzümün kızarmasına sebep olurken yerimden kalktım. Keşke beni uyandırsaydı!

Gelen sesleri takip ettiğimde mutfağa ulaşmıştım. "Vay arkadaş bu ne ya! Bir tost yaptım mutfak savaş alanına döndü! "Arel'in kendi kendine söylenmesini duyunca kıkırdamama engel olamadım. Mutfak gerçekten çok dağılmıştı. Üstelik sadece tost yapmıştı.

Sesimi duyup bana dönünce suratımdaki gülümsemeyi sildim. Bir inleme sesi duyduğumda gözlerimi ona çevirdim. "Hay senin ben!"deyip parmağına üflemeye başladı. Bunu görünce bu defa kahkahamı bastıramadım. Elini yakmıştı. Bu psikolojideyken beni güldürmeyi başarmıştı.

Yanına yaklaşıp "İyi misin?"dediğimde cevap olarak sadece onaylar anlamda başını sallamıştı. Birkaç saniye süren sessizliğin ardından dayanamayıp "Ben neden evimde değilim? Neden beni buraya getirdin?"dediğimde cevap vermedi. Niye susuyordu? Onu anlamlandıramıyordum.

ÇARESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin