■□■Melody■□■

55 9 5
                                    

Harry, kucağındaki bacaklarımı nazikçe okşarken bir yandan da kendince şarkı mırıldanıyordu. Gözlerini yummuştu. Huzurluydu. Ve bunu bana hissettirmekten çekinmiyordu.

Onun bu haline istemsizce gülümsedim. Harry çok iyi birisiydi. Kibarlığı ise onu isteyen binlerce kız için adeta biçilmiş bir kaftandı. Bazı geceler barlarda sahneye çıktığında kendi yazdığı şarkıları tüm benliğiyle okur, alkış aldığı zaman çocuklar gibi sevinmekten kendini alıkoyamazdı.

Oturduğum yerde doğruldum ve her zamanki yaptığım şeyi yaptım. Ellerimi uzun dalgalı saçlarına daldırdım ve mayışmasını sağlayacak bir yumuşaklıkla oynamaya başladım.

"Rosy!" diye mırıldandı birkaç dakikanın sonunda. Şarkısını yarıda kesmişti.

"Hmm!" Elleri şortumun açıkta bıraktığı yerlerde gezinirken cevaplamıştım onu.

Yumduğu gözlerini yavaşça araladı ve yüzünde çözemediğim bir ifadeyle bana baktı. "Başka kızlarla takıldığım halde neden her seferinde yanımda kalıp bana destek çıkıyorsun?"

Bu normal bir soru değildi. Bu içten içe Ben boktan bir herifim ve sen bana kızmıyorsun demekti. Haklıydı da. Biz Harry'le sevgili değildik ama arkadaş da değildik. Sadece arada takılır ertesi sabahta hiçbir şey yaşamamış gibi sonra görüşürüz der kaldığımız yerden devam ederdik.

Ama daima birbirimizin yanında olur, dertleşir, destek olurduk. Asla yaşadıklarımızı sorgulamazdık.

"Sanırım hoşuma gidiyorsun, Edward." dediğimde gülümsedi.

Bu aramızda bir şifre gibi birşeydi. Ben ondan Edward diye bahsettiğimde mutlaka gecenin sonlarında birbirimizi tatmin edeceğimiz anların yaşanacağını anlardık.

Aramızda bazı hisler vardı. Ama asla bunu birbirimize karşı dile getirmezdik. Sanırım ikimizde arkadaşlık temeli üzerine kurduğumuz ama bir türlü adını tam olarak koyamadığımız ilişkimizin bitmesinden korkuyorduk.

Üzerime doğruldu eğildi ve boynuma gıdıklanmamı sağlayacak minik bir öpücük kondurdu. "Beni asla terketme."

Yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve alnına düşen bir tutam saçı üfledim. "Unut bunu. Birgün benden sıkılacaksın, Harry."

Sözlerimle birlikte afalladı. Şaşkınlığını gizleyememişti. Duygulanmıştı. Göz çevresi hafifçe kızardığında parmak uçlarıyla çenemi kavradı.

"Saçma." dedi acı içinde gülerken. "Bana bir söz ver, Rosy. Beni asla bırakıp gitmeyeceğine dair bir söz."

"Bu kadar istekli davranma. Sonrasında başına bela olurum." dedim ortamdaki kasvetli havayı dağıtmak için gülerek.

"Söz ver, Rosy." dediğinde yüzümüz arasında neredeyse hiç boşluk kalmamıştı.

"Rosy sözü." Ona biraz daha yaklaştım. "Bana bu kadar alışma, Harry."

"Kalbime söz geçirebilirsem, denerim." Cümlesinin altındaki imayı irdelememe izin vermeden birbirimizin sıcaklığıyla yanan dudaklarımızı birleştirdi.

Her zamanki gibiydi. Nazik ve yumuşak. Öpücüklerimiz sonrasında şiddetini artıracak ve bizi yatak odasına götürmeye yetecek bir raddeye gelecekti.

Elleri bluzumun eteklerini hafifçe yukarıya doğru kıvırırken açıkta kalan tenimi okşamaya başladı. Koltukta yavaşça geriye doğru yaslandı ve hızla beni kucağına çekti.

Heyecanlanmıştı. Bunu altımda hissettiğim baskıdan algılamak çokta zor olmamıştı benim için. Tapılası pembe dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve boynuma doğru yavaş bir rota çizmeye başladı.

"Edward." diye inledim gözlerimi sıkı sıkı yumarken. Tenim gıdıklanırken bedeni üzerinde kıvranıyordum. Beni çıldırtmayı hep sevdiğini söylerdi. İşte yine aynısını yapıyordu.

Yavaşça bedenimi koltuğa yatırdı ve bacaklarını iki yanıma açarak üzerime çıktı. Üzerimdeki bluzu tek hamlede çıkararak yere fırlatırken aynı işlemi benimde yardımımla kendisininkine uyguladı.

"Seninleyken kendimi idare dahi edemiyorum." diye mırıldandığında şortumu iç çamaşırımla birlikte çıkarmış, parmaklarını siyah dar pantolonunun kemerine götürmüştü.

O gece bize eşlik eden tatmin dolu seslerimiz salonun duvarlarında defalarca kez yankılanırken kendimi hiç olmadığım kadar mutlu hiç hissetmediğim kadar huzurlu hissetmiştim. Harry'e olan duygularım yoğunluğunu arttırırken bunun yanlış olduğunu ve hiçbir zaman aramızda aşk denilen şeyin olmadığını hatırlattım.

Ancak çıplak göğsümün üzerinde uyuyan Harry dar koltukta kollarını belime dolayarak bana iyice sokuldu ve uykuyla uyanıklık arasında olduğu belli olan bir sesle mırıldadığında tüm düşüncelerimi saniyesinde def ettim.

"Sana karşı çok arsız düşüncelerim var, Rosy."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Single StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin