17. Bölüm: "Dilsiz Yürek"

325K 11.3K 2.7K
                                    

İnstagram hesabım: yusraergn
Tiktok hesabım yusraergunkitaplari

Keyifli Okumalar ☘️

Birine kaptırdıysan gönlünü bir kere, bırakmak, oradan söküp atmak çok zordu. Sevmek insana yaşadığını hissettirse de sevmenin yanı sıra acı çekmek ise bir o kadar insana öldüğünü hissettiriyordu. Acı ve aşk birbirlerine çok zıttı ama asla birbirlerinden kopmazlardı. İnsanı çelişkilere sürüklerdi. Fakat eğer bir insan hem seviyor hem de seviliyorsa ve bunun yanında bu sevgide acı yoksa, ondan mutlusu olamazdı. Bu insanlardan olmayı çok isterdim ama hayatın hep şansız ve kötü tarafını gördüğüm için sadece istemekle kalmıştım. Hiçbir zaman evleneceğimi sanmazdım, hele ki sevdiğim, gönlümü kaptırdığım adamla. Hayatın bana sunduğu bu durum iyi mi oldu kötü mü oldu, bilmiyordum. Kalbimin sahibi olan adam artık benim kocamdı fakat bu beni acılara sürüklemekten başka bir şeye yaramamıştı. Şimdi ise yanıp kavrulduğum acı ateşinden tekrar küllerimden doğduğumu hissediyordum. Yanmaktan kanatlarını zar zor kurtaran o kuş, çırpınarak tekrar uçmaya başlamıştı. O kuşun adı da umuttu, o umudun sahibi de Yiğit'ti.

Şu an kafasını boynuma gömen ve bana sıkıca sarılan bu adam, kalbimin kalbine sonsuz bir iniş gerçekleştirdiği tek adamdı. Kalbimi ondan almam imkânsız görünüyordu. Aramızdaki mesafelerin yavaş yavaş yok olduğunu görebiliyordum. Kalbimin içindeki kuşlar, yine kanatlarını çırpmaya başlamışlardı. O kadar hızlı çırpıyorlardı ki kanatlarını, kalbimin bedenimden firar etmesi an meselesiydi. Bir anda bana olan yakınlığı ve kurduğu cümle ile ne yapacağımı bilemedim. Ellerim hâlâ öylece havada asılı dururken bir süre sonra dayanamayarak her daim istediklerine onları kavuşturdum. Yiğit'in yumuşak saçlarına! Parmaklarım siyah, gür ve yumuşak saçlarının arasında en güzel gezintisine çıkmıştı. Tenime değen saç telleri içimdeki duygularımın yoğunlaşmasına neden oluyordu. Şu an boynuma batan sakalları ise beni rahatsız etmiyordu, aksine çok hoşuma gitmişti. Yiğit hastalığın vermiş olduğu yorgunlukla uyuya dalmıştı. Sıcak nefesi boynuma vuruyor, içimden kalbime doğru bir şeylerin akıp gitmesine neden oluyordu. Biliyorum ki ben bu adama bitip tükenmeyen, sonu olmayan bir sevdayla bağlı ve tutukluydum. Parmaklarım hâlâ saçlarını usulca okşarken, etrafa yayılan kokusunu derin bir solukla içime çektim. Aldığım soluk ile göğsüm havalanırken, Yiğit'in üzerimde olan başı da havalanmıştı. Yüzümde silemediğim ve dudaklarıma asılı kalmaktan memnun olan bir tebessüm vardı. Ben elimi saçlarında gezdirdikçe onun da gevşediğini ve yüzünü boynuma daha çok gömdüğünü hissettim. Uyuyordu fakat bunu içgüdüsel olarak yapmıştı. Burnumu saçlarının arasına daldırdım ve kokusunu bu sefer yakından içime çektim. Şu an sanki bir rüyada gibiydim. Hayallerimi yaşıyor olmak bile beni hâlâ gerçekliğine inandıramıyordu. Diğer elimi Yiğit'in teninde gezdirdim ve ateşini kontrol ettim. Çok şükür ki ateşi düşmüştü. Onu ilk defa böyle güçsüz ve bitik bir hâlde görüyordum. Koca cüssesine aykırı bir şekilde bu hastalığa yenik düşmüştü. Tıpkı küçük bir çocuk gibiydi ve küçük bir çocuğun annesine sığındığı gibi bana sığınmıştı. Şu an o kadar huzurluydum ki, hayatımda hiç bu kadar huzurlu olduğumu hatırlamıyordum. Sevdiğim adama dilediğim ve istediğim gibi sarılabiliyordum. Bu durumda ondan biraz faydalanmış olacaktım belki ama başka türlü de ona böyle yakın olamazdım. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen kalbime itiraz etmedim. Sarıldım, sevdim ve kokladım... Hâlbuki ben ondan uzak duracağımı söylememiş miydim? Yapamamıştım, bir kere daha aşka yenilmiştim.

Uykuya daldığımı bile hatırlamazken, gözlerim hâlâ kapalı bir şekilde yatıyordum ama bilincim çoktan açılmıştı. Saçlarımın arasında gezinen elle mayışmış, tekrar uykum gelmişti. Fakat saçlarımı kimin okşadığını görmek için gözlerimi yavaşça araladım ve kafamı hafifçe kaldırdım. Gülen yüzüyle ve sıcak bakışlarıyla bana bakan Yiğit ile göz göze geldim.

SESSİZ GELİN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin