Başlangıç

76 7 0
                                    

''Usta izini bulduk.'' dedi siyahlara bürünmüş orta yaşlı adam.

''Neredeler söyleyin bana nerede o vasıfsız oğlum olacak adam.''

Tahtta oturan adam o kadar sinirliydi ki tamamen kırmızıya bürünmüştü.

''Chua ormanının derinliklerinde küçük bir baraka da yaşıyorlar efendim. 4 kişi olduklarını tespit etti adamlarımız. Oğlunuz Jang eşi Zura ve arkadaşları Capar.''

Yaşlı adam elini çenesinin altına koyarak gülümseme ile baktı secde eden adama.

''4 kişi olduklarını söyledin ama 3 kişi saydın. Benimle dalgamı geçiyorsun kara, eğer öyleyse söyle sana dalga nasıl geçilir göstereyim.''

Siyahlara bürünmüş adam korkuyla açtı gözlerini ''Affedin ustam yemin ederim dalga geçmiyorum oğlunuz Jang kucağında bir çocukla barakadan çıkarken görmüş adamlarımız.''

Yaşlı adam ne diyeceğini bilemedi bir süre sonra yüzünde şeytani gülümseme ile gözlerini yumdu.

''Ahh Kara bundan daha iyi bir haber olamazdı benim için. Git Torunum haricinde herkesi öldür. Kellelerini bana getir odamda saklayacağım.'' Yaşlı adamın şeytani kahkahası yankılandı odada.

''Tamam efendim o zaman hazırlıklara başlıyoruz şafak vakti kelleleri elinizde olacak.'' dedi ve gölgelere karışarak yok oldu.

Bürküt'ün Zihni

Neredeyim ben?

Ben kimim?

Bura da ne işim var?

Neden etraf karanlık?

Neden tek değilmişim gibi hissediyorum?

Çocuğun zihninde ardı ardına sorular yankılanıyordu. Karanlıktı. Sadece saf karanlık.

''Biz biziz. Biz var olanız. Biz bütünüz.Biz her şeyiz.Peki söyle sen kimsin?''

Zeminde oturan adam ayağa kalktı ve seslerin nereden geldiğini aramaya başladı.

''Siz kimsiniz. Bir beden, Zihnin de 2 varlığı kaldıramaz. Biz neredeyiz.''

Adam cevap bekledi ama yoktu. Asırlar geçti sanki. Bağıracak iken sesler yankılanmaya başladı.


O sensin sen ise O,

O gelecek sen ise geçmiş,

O var olan sen ise var olmayan,

''Ne demek bunlar, biz kimiz.''

Ölümü es geçip milyonlarca gezegen gezdin,milyonlarca eve girdin,milyonlarca insan gördün,milyonlarca yıl gezip durdun ta ki bu bedene yerleşene kadar. Aç ruhunu gör cevapları en bilinmez hakikat'ın bile cevapları oradadır bilesin.

Zaman durdu, adam durdu, düşündü. 

Ben kimim?

Sorusu milyonlarca kez dönüp dolandı zihnin de ve en son duydu onların sesini.

Adam başını tutarak yere yığıldı. Milyonlarca bilgi adamın zihnine hücum ediyordu. Zaman geçti adamın acısı hiç dinmedi. Sonra bitti acısı gözlerini açtığında bir adam gördü karşısın da mutluluk ile bakıyordu kendisine.

''Bak Capar bir oğlum oldu.'' dedi işte o zaman her şey anlam kazanmıştı. 

Karanlıkta adam yerde oturmuş mutluluk ile bakıyordu etrafa. Tanrı onu affetmişti. 

Artık kim olduğunu unutup yeni hayatını yaşayacaktı ve o isim yankılandı etrafta.

Bürküt

Bilinmeyen Mekan

''Neden izin vermedin ölmesine, neden karıştın işlerime.'' 

Simsiyah saçları, Cehennem ateşi gözleri, iki metreyi aşkın boyu, dev cüssesi ile adam oradan oraya yürüyüp defalarca aynı soruları sorup durdu. Biliyordu cevap verecekti eninde sonun da

O var oldukça varsın,

Yazgıdan kaçamazsınız,

Bir ölür bir dirilirsiniz.

''ahhhh yaşlı bunak yaptı yine yapacağını. Hiçbir varlığın kaderiyle oynamayın der bir de kıçımın kaderi, ellerim de can verdiğin zaman işte o zaman gerçekten anlayacaksın benim kim olduğumu.''

Merhaba arkadaşlar biliyorum kafanız karışık 3 farklı hikaye gösterdim size ama ilerde anlayacaksınız. Kafanız karışmasın bu sadece ön gösteri gibi bir şeydi birkaç güne kitaba tamamen başlayıp 1. bölümü yayınlayacağım. Okuduğunuz için teşekkürler.

BürkütHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin