"Sevdiğin herkesi kaybedeceksin Malia." Alnımdaki terleri hissedebiliyordum. Yüzümdeki endişeyi tahmin edebiliyordum. Bu sesin kime ait olduğunu merak ediyordum. Bu sesin yüzünü görmek istiyordum. Ne için rüyamda böyle bir şey görmüştüm? Rüya mıydı? "Çevrendekiler gidicek sen tek kalacaksın." Etrafıma bakmam yetmiyormuş gibi birde yukarılara baktım. "Ben tek kalmayacağım!" Diye bağırdım tüm gücümle. Annem Babam ölmüş olabilir ama, diğer sevdiklerim yaşayacaktı. Onlar için savaşacaktım. "Hayır. Öyle olmayacak!"
"Tamam sakin ol Malia! Kabus gördün!" Sandranın kolumu sallaması ve deşmesi dışında iyi görünüyordum. Kolumu ovuştururken sandraya döndüm. "Bana dedi o, o bana dedi, dedi o bana!" Bana garip garip bakmasını önemsemedim. Önüme döndüm oturur bir pozisyona geçtikten sonra derin bir nefes aldım. "Kim ne dedi?" Bunu bende bilmiyordum işte. Bu rüyanın amacınıda bilmiyordum. "Bil-bilmiyorum. Ben yalnız kalmak istemiyorum. Hayır senide kaybedemem ben!" Son gücümle yeniden bağırdım. Bana tuhaf tuhaf bakışlar attı. Şüpheli bakışlarda olabilirdi.
"Ölmeyeceğim. Yalnız kalmayacaksın." Gözümden yaş düşmesiyle anında kollarını açtı. Sarıldım sıkıca. Ailem yokken beni teselli eden oydu. Ben kafayı yemiş bir şekilde kendime zarar verirken beni durduran oydu. Ya oda giderse?
Yaşayamazdım. Beni durduran biri olmazdı. Hayata veda ederdim.
"Git elini yüzünü yıka. Sonrada kahvaltı yaparız." Dedikten sonra mutfağa gitti. Yataktan kalkarak lavaboya ilerledim. Yüzüme yıkadıktan sonra aynaya baktım. Dağılmış saçlarım, gözlerimin altındaki morluklar, gözlerimin içindeki kırgınlık durumumu açıklıyordu zaten. Gören olursa cevabı vermiş olabilirdim direk kesin.
Mutfaktan gürültülü hatta çok gürültülü ses geldi. Hızlı adımlarla, koşarak ilerledim mutfağa. Kimse yokt..
Ne?
"Sandra?"
Bacağına cam batmış bileğini bıçak kesmişti.
Yanına çöktüm.
Bu, bu da rüyaydı değil mi? Öyle dimi?! Öyle!
"Sandra! Sandra ölemeyeceğim dedin! Tek kalmayacaktım! Kalk!" Kıpırdamadı, gözünü açmadı..
En korktuğum şeydi zaten bu.
"Demiştim."
"Git başımdan!" Yine aynı ses içimde yankılanıyordu!
"Git!" Sandraya sarıldım. "Gitmedi! Burda o! Yanımda!" Mırıldanmalarım dışında ses yoktu.
"Malia! Uyan!" Sandranın sesi geldiğinde etrafa baktım. "Sandra sen öldün!" Hepsi hayal gücümdü. Kafamon içindeydi!
Gözlerimi tekrardan açtığımı farkettim. Yine aynı yerdeydim. Sandra yanımda, omzumdan tutmuş sarsıyordu.
Hiç bir şey demeden sarıldım. Şaşırsada kollarını doladı benim gibi. Ya bu da rüyaysa? Bugün neden böyle uyanmıştım ki?
"Buda rüya değil mi?" Gözlerinin içine baktım. Değil demesini bekledim. Buda rüyaysa, kabussa ve böyle devam ederse çıldırırdım.
Kafayı yerdim.
"Hayır, hayır saçmalama. Gerçek bu. Gerçek." Gülümsedim buruk bir şekilde. Gülümsedi.
"Her neyse hadi kalk elini yüzünü yıka sonra dışarı falan çıkarız. Gerçi benim ericayla işim falan var. Edwardta var tabii, kavga falan etmeyeceğiz." Dedi. Güldüm. Kafamı salladım. Banyoda işimi hallettikten sonra üstüme kot şort ve askılı giydim. Güneş vardı ve ortalığı yakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt kız
Teen FictionÖlüm canavarı, kurtların başı. Yıllardır ondan kaçarak yaşadım. Annemin babamın ölümü bu yüzdendi. Ne annemi ne babamı kurtarabildim. Bizi bulmayı başarıyordu bir şekilde, biz ise korkarak başka bir yerlere gidiyorduk. Bıkmıştım. Önüme benim gibi ol...