♧Merhamet♧

129 15 74
                                    

Güneş'in ölü bedeni Okyanus'un ayaklarının altında serili haldeydi. Bay Sessiz, kan içinde kalmış olan eldivenleriyle yağmurluğunu çıkarıp genç kıza yöneldi ve bantlanmış olan alnını serbest bıraktı. Genç kız boynunun sürekli sabit tutulmuş olmasının acısıyla yüzünü buruşturdu.

"Bileklerimi de çözebilir misin?"

Yorgunlukla yeşil gözlerini kaldırıp siyah-mavi gözlere çevirdi. Yüzü solmuş ve gözlerinin altındaki karanlık halkalar biraz daha belirginleşmişti.

Bay Sessiz yavaşça kıza doğru eğildi ve genç kızın bileklerini çözdü.

Okyanus ayağa kalkmaya çalıştı ama saatlerce hareketsiz oturduğu sandalyeden kalkmak sandığı kadar kolay olmadı. Ayağa kalkmaya çalıştığı an dizleri acı birer çığlık attı ve geri sandalyesine düştü. Bay Sessiz bu durumu fark ettiğinde yavaşça genç kızın bedenini kavradı ve kızı kollarının arasına alıp odaya taşıdı.

Okyanus sessizce "Bu şekilde kaldırılmak çok utanç verici." Diye söylendi.

Bay Sessiz genç kızı nazik bir şekilde yatağa yatırdı. Okyanus yattığı an istemsizce yan tarafına bakıp bir cesetle karşılaşmayı bekledi. Neyse ki yatağın diğer tarafı gerektiği gibi boştu. Güneş batmak üzereydi. Ne kadar süredir arkadaşının çığlıklarını dinlemişti bilmiyordu. Etraftaki ürkütücü sessizlik mi yoksa çılgınca atılan çığlıklar mı daha iyiydi pek karar veremiyordu. Ama bildiği tek şey ikisi de birbirinden berbattı.

Akşam yavaşça tahtını geceye devretmek üzereydi. Gökyüzü gittikçe kızarıyor ve daha koyu renkler giymek için hazırlanıyordu. Güneş'in son ışıkları boş apartmanın gri, çirkin, beton duvarlarını aydınlatıyordu. "Keşke konuşabilsen."

Okyanus üşüdüğünü hissederek siyah ceketini kendine çekti. Yattığı yerde cenin pozisyonuna geçti. Maskeli bir şey demedi. Sadece yatağın kenarına oturdu. "Hala cevaplamadığın sorular var."

Genç kız burnunu çekti. "Babamı neden öldürdün? Beni neden kaçırdın?"

Başını çevirip omzunun üstünden Bay Sessiz'in sırtına baktı. "Veya ne zaman öldüreceksin?"

Bakışlarını geri çekip boş duvara odakladı. "Bunun gibi şeyler işte."

Elleri ile kollarını sıvazladı ve ısınmak için nafile bir çaba sergiledi. Camsız pencereden yansıyan Güneş ışıkları sırtına vuruyordu ve karşısındaki gri duvarda gölgesini oluşturuyordu.

Genç kız ile Bay Sessiz bir süre öyle durdular. Ancak durum garip bir hal almaya başladığından Okyanus konuşmaya başladı.

"Biliyor musun, eskiden gün batımına hayrandım."

Bay Sessiz oturduğu yerde yan dönüp Okyanus'a dikti gözlerini. Genç adamın göz altları kararan gökyüzünde biraz daha çirkin duruyordu.

"Çocukken sokakta oynadığım, dünyanın kötü ve acımasız olduğunu bilmediğim zamanlardan kalan bir hatıra gibi hissettiriyor bana gün batımı."

Genç kız kahve dalgalı saçlarından bir tutam alıp kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Bazen akşam saatlerinde eve doğru yürürken kendimi hala o sokakta oynayan çocuk gibi hissederdim. Annem başını pencereden çıkaracak.."

Sesi titredi. "V-Ve bana eve gelmemi söyleyecek gibi hissettirirdi. Ben de arkadaşlarıma veda edecek, merdivenlerden çıkacak ve eve gelecektim."

Genç kız burnunu çekti ama sebebi soğuktan değildi. Yanaklarını ıslatan göz yaşlarını hissetti ve bunu Bay Sessiz'den saklamak istercesine yüzünü kollarının arasına gizledi.

Bay SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin