Bölüm 32: Habersiz Yenilgi

1.6K 107 8
                                    

Bölüm 32: Habersiz Yenilgi

 

Süvarinin gözleri büyüdü. “Son Penta hükümdarlığı yıkım ile sonuçlandı. Bunu yapmana izin veremem Thurpagon.” Archanger gülümsedi. “O Penta asilerden çıkmıştı. Ben ise Thurpagon’um, hanedan soyundan. Halk bana isyan etmeyecektir.”

Süvari biraz düşündü. Ardından yavaşça doğruldu ve ellerini güverteye basarak ayağa kalktı. Sendeliyordu. Hala tam dengesini sağlayamıyordu. Sol dizini yere koyup kılıcını aldı. Kılıcını yere doğrultarak alnını kabzasına dayadı. “Emrindeyim, Kral Thurpagon.”

Tüm mürettebat şaşırmıştı. Az önce ölümüne savaşan süvari, Archanger’a bağlılığını sunmuştu. Archanger ayağa kalktı ve süvariyi kaldırdı. “Benim tebaam yok dostlarım var. Arkamda duran herkesi dostum sayarım. Ama dostumun adını bilmeliyim.”

Süvari başını kaldırdı ve ürkekçe Archanger’a baktı. “Adım Tolp. Tolp Hicherrin. Hillet Hanedanı’ndanım.” Archanger başını salladı. Peki, Tolp. Camprich’e neden katıldın? Yanılmıyorsam Hilet Krallığı’nda tek varis sensin.”

Tolp açıkladı. “Hilet Krallığı asırlardır adaleti savunuyor. Adaletsizlik konusundaki söylentiler gün geçtikçe arttı ve artık süvari olarak görevimi yapmam gerektiğini düşündüm. Seni durdurmanın tek yolu Camprich ordusuna katılmaktı ve işte buradayım, kandırıldığım yerde...”

“Evinden oldukça uzaktasın Tolp. Lakin barışı getirmek adına senden bir ricam olacak...” Tolp şaşırdı. Kekeleyerek, “Tabii, efendim. Ne olursa...” dedi.

Archanger son derece katıydı. “Lennos yanımda yer almayacağına göre Camprich ordularını başka türlü durduramam. Hilet’in ordularına ihtiyacım var.”

Tolp afalladı. “Barış getireceğime söz verdiğim halde, ordularımı savaşa mı sokmamı istiyorsun? Ama... Ama bu çok saçma...”

Archanger, Tolp’un omzunu kavradı. “Şayet Camprich düşmez ve ben başa geçemezsem ortada getirilecek bir barış kalmaz. Tabi köşe bucak saklanıp halkını köle tacirlerine düşürmek istersen o senin kararın. Ama bu zorbalık olur ve şayet hayatta kalırsam, karşına dikilirim.”

Tolp ciddileşti. “Emrinde kaç asker var?” Archanger dönüp baktı. “İkisi burada, ikisi de gemileri temizliyor.” Archanger güldü. Tolp iyice şaşırdı. “Beş kişi, Camprich’i mi fethetmeye kalkıyorsunuz?” Archanger hiç beklemeden verdi cevabı. “Aynen öyle yapıyoruz.”

Archanger arkasını döndü ve adamlarının yanına gitti. Sesini duyurarak, “An itibariyle Belat Adası’nda dost karşılanacaksın. Teklifimi düşün ve bize bildir.” Kılıcını tekrar kaldırdı ve Kintaro yükseldi.

Archanger ejderhasının sırtına bindiğinde, Tolp’un sert sesi duyuldu. “Belat diye bir yer kalmadı, süvariler siz gelmeden saldırdı.”

Kintaro sırtında Archanger ile güverteye indi.

“Kaç kişiler?”

“Emin değilim ama üç düzineden fazla.”

“Tüm süvariler gitti mi?”

“Penta’ya bağlılığını sunanların hepsi...”

“Peki, sen niye buradasın?”

“Seni durdurmak istedim.”

“Tüm donanma bunun için miydi?”

“Dikkatini bize yoğunlaştırıp, Belat’ı savunamaz hale gelmeni istedik. Üzgünüm, Thurpagon. Artık çok geç...”

Archanger Destanı: Birinci Kısım (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin