1.3

621 38 4
                                    

Gray'e olanları anlattıktan sonra Juvia'yla vedalaştı ve Natsu'yu bulmak için yola çıktık. Geç olmadan Natsu'yu bulmalıydım.
Onu bir kez daha kaybetmeyecektim.
Artık Natsu'nun bile bizi ayırmasına izin vermeyecektim.

"Lucy, iyi misin?"

Gray endişeli gözlerle beni izliyordu.

"Seni böyle bir durumun içine soktuğum için özür dilerim."

"Bunu Natsu'ya borçluyum."

Merakla Gray'e bakmaya başladım.

"Borç mu? Siz Natsu'yla birbirinizi sevmezsiniz bile."

Gray sıkıntıyla nefesini dışarıya verdi.

"Annem kabus, babam da rüyaydı. Aslında melez olmalıydım ama tuhaf bir şekilde ne melez oldum ne de ikisinin yeteneklerine benzer bir yeteneğim vardı. Farklı bir şey her zaman korkutucu görüldüğü için anında ölüm emrim verilmişti. Ailem beni yıllarca sakladı. Ben de bu sırada gücümü kullanmayı öğrendim ama avcılar beni bulduklarında onlara karşı kazanamadım. Natsu da o avcıların arasındaydı. Beni döverek etkisiz hâle getirmişlerdi. Onlara karşı gücümü kullanmaya mecalim kalmamıştı ama fark etmiştim ki beni dövdükleri sırada Natsu sadece kenardan onları izliyordu.
Avcılar beni ormanın içinde sürükleyerek celladın yanına getirdiler. Artık her şeyin bittiğini düşünmüştüm ki Natsu'nun vücudundaki karaltıyı gördüm. Hep ismini duyduğum Şeytan'ın Oğlu beni kurtarmıştı. Oysa onun hakkında hep kötü şeyler duymuş ve kötü bir yaratık olduğuna inanmıştım ama hayatımı ona borçluydum. Etrafta bir süre gözükmemem gerektiğini ve bu yüzden bir süreliğine yanında kalmam gerektiğini söyledi ve bir şekilde sürekli kavga etsek de o günden beri birbirimizin arkasını kolladık. Şimdi nihayet ona olan borcumu ödeyebilirim Lucy. "

Gözlerim dolmuş bir şekilde Gray'i dinliyordum.
Gray haklıydı. Her ne kadar onun korkunç birisi olması gerekse de öyle değildi. Onu seviyordum. Her şeyiyle bambaşkaydı ve artık bitmesine izin vermeyecektim.

...

Gray'le, Natsu'yu ve annemin ordusunu bulmak için Kutsal Dağ'a çıktık. Natsu'dan öğrendiğim kadarıyla burada olmalıydılar.

Yemyeşil ve biraz da ıslak çimenlerin etraftaki muhteşem görünüşü o kadar büyüleyiciydi ki bir an her türlü sıkıntımı unuttum.

Kendimi o kadar kaptırmıştım ki beni düşüncelerimden koparan Gray'in omzumdan tutarak beni bir kayanın arkasına çekmesiydi.
Dikkatle baktığımda bir sürü küçük çocuğun güçlerini kullanmaya çalıştığını fark ettim. Etraflarında bir sürü nöbetçi kılıklı yetişkinler vardı.
Hiçbir çocuğun yüzünde tebessüm göremiyordum. Hepsi korkmuş ve üzgün gibiydi.
Annem böyle bir insan mıydı? Bu kadar kötü müydü? Onu daha önce tanımadığıma sevinmeli miydim?

Gözlerim etrafta Natsu'yu görmeyi beklerken kocaman bir çadırın içinden sarışın bir kadın çıktı. Dikkatle incelediğimde ona benzediğim gözümden kaçmadı. Annem. Annem olmalıydı. Tanıșmamız böyle mi olacaktı? Oysa aklımda bir sürü senaryo vardı.

Sarışın kadın etrafa emirler yağdırarak kaşları çatık bir şekilde yürüyordu.
Natsu çadırın içinde olmalıydı. Etrafta başka bir şey gözükmüyordu. Kayalar, büyük çadır ve çimenler...

Hybrid /NaLu (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin