5~"Evet, bu yeterince iyi bir haber!"

1.7K 116 35
                                    

Lily bir okul gününe daha uyandığında içinde bir huzur vardı. Çünkü dün, o Eric denen çocuk Hogwarts'tan sepetlenmiş, ve bütün okul da bunu izlemişti. Lily bu yaptığının zalimce olduğunun farkında olarak hazla gülümsemişti. Ancak pişman değildi. Snow, hak etmişti.

Hala uyuyan Marlene ve Alice'e baktı. Marlene yorganına sıkıca sarılmış, kıvırcık saçları her yana dağılmış bir şekilde uyurken, Alice'in üstündeki yorgan çoktan yeri boylamıştı ancak o bunu pek umursuyor gibi görünmüyordu. Bacakları tuhaf bir açıyla bükülmüştü ve ufak bir horultu çıkartıyordu. Lily elinde olmadan kıkırdadı.

Marlene'in yorganını çekerken, ayağıyla Alice'i dürtmeye başladı. "Hadi uyanma vakti!" diye bağırdı. Marlene sızlanarak da olsa kalktı. Ancak Alice elleriyle kulaklarını kapatmış bir şekilde horuldamaya devam ediyordu.

Marlene esnerken "Onu ben hallederim." dedi boğuk bir biçimde. Ve saniyeler içinde üstüne atlayıp saçlarını çekiştirmeye başladı. Alice "Merlin aşkına! Seni kıvırcık domuz!" diye gıdıklamaya başladı Marlene'i. Marlene şekilden şekile girip kahkahalar atarken Lily de dayanamayıp gülmeye başladı.

Kahkahalarını ortak salondan gelen son derece şiddetli bir çığlık sonlandırdı. Başta Lily olmak üzere yatakhaneden koşar adımlarla çıktıklarında gördükleri manzara onları pek de şaşırtmamıştı doğrusu. 4. Sınıflardan bir kız kıpkırmızı bir yüz ve elektriklenmiş, kabarık saçlarla dururken, diğer köşede Çapulcular gülüşüyorlardı.

Kız asasını kullanmak yerine, James ve Sirius'a elleriyle vurmaya başladı. James bazı hamlelerden kaçsa da, Sirius aldığı darbelerle inliyor, ve Remus'un arkasına saklanmaya çalışıyordu. Ortak salondaki diğer kişiler de gülüşerek onları izlerken Remus dayanamayıp kızın ellerini yakaladı ve "Hey, tamam. Sakin ol!" diyip onu bir kenara çekti ve küçük bir asa hareketiyle saçlarını eski haline çevirdi. Kız onlara son bir bakış atıp ortak salondan çıktığında Sirius kendini yere atıp "Eli de amma ağırmış ha!" diye söylendi.

James onu izleyen Lily'yi gördüğünde "Az önce dayak yedim benimle ilgilenmeyecek misin Zambağım?" diye sordu. Lily saçlarıyla aynı renge büründüğünde ortak salonda fısıltılar oluşmuştu bile. Lily dün James'in Severus'a bulaşmasından haberdardı.

Sinirli adımlarla onun yanına yürüdü ve yüzüne bir tokat geçirdi. "Hey! Merlin aşkına bu da ne içindi?" diye söylendi James. Lily dişlerini sıktı ve "Ne için olduğunu çok iyi biliyorsun Potter!" diye tısladı adeta. Ve James'in yanından uzaklaştı. James "Bu tokat işine de iyice alıştı." diye homurdanırken ortak salondakilerin bakışları tekrar kendi işlerine döndü.

Remus "Haketmiştin." diye mırıldandığında, Sirius "Sümsükus'a bulaşmamıza karışmadığını sanıyordum?" dedi azarlar bir tonda. Remus biraz mahçup olup eliyle ağzına fermuar çeker gibi yaptı ve sustu.

Kahvaltı için Büyük Salon'a vardıklarında, etrafın baykuşlarla dolu olduğunu gördüler. James, kar beyazı baykuşunu hemen tanıdı. Bir mektupla, ona doğru uçuyordu. Baykuş usulca süzülüp James'in koluna kondu. "Bayadır görüşmüyoruz ha," dedi baykuşun gagasını okşarken. Mektubu aldı ve baykuş elini son bir kere gagalayıp, uçmaya başladı.

Mektup annesinden gelmişti. Zarfı elleri hafifçe titrerken açtı. Mektubun ne ile ilgili olduğunu az çok tahmine edebiliyordu. Yazılanları teker teker okudu. Haberler iyiydi. Sadece geçmişe dair şeyleri hatırlıyor ve ürpermesine engel olamıyordu.

Sirius bu durumu farketti ve "Hey dostum iyi misin?" diye sordu. James cevap vermedi. Sirius birden "Kylie ile ilgili mi?" diye sorunca James hızla başını kaldırdı. "Sen, onu nereden biliyorsun?" diye sordu.

ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin