Bu benim ilk hikayem lütfen yorum yapin...
BÖLÜM -1-
Uyuyordum ve başucumda bir ses işittim sesin sahibi Grant'ti o benim kocam -aslinda eski kocam 5 yil once bosandik- ve simdi başucumda durmuş beni uyandirmaya çalisiyordu - Nee!! Buraya nasil girmiş - Gözlerimi açtim ve bundan emin oldum. O Grant'ti bi çiğlik attim Grant neye ugradigini sasirdi
Grant : Niye bagiriyorsun? Benim Grant dedi
Ayy bu arada ben Annabeth
Annabeth : Burada ne ariyorsun? Nasil girdin içeri?
-Hiç istifini bozmadan-
Grant : Anahtarim vardi. Sen kapiyi açmayinca bende merak edip girdim dedi
Ne yüzle geldiğini merak ettim sonuçta boşanmak isteyen oydu. Aslinda benim suçumda var her aşk Edward ve Bella'nin ki kadar sonsuz ve muhteşem olur saniyordum. 18 yaşinda evlendim. 5 yil sonra ayrildik aslinda bu durum biraz karişik. Grant'la boşanmamiz şöyle oldu : Evlenmiştim ve her çift kadar mutluyduk. Evlendikten 1 ay sonra annemler bize ziyarete gelmek istediklerini söylediler. Ama yola çiktiktan kisa süre sonra bir trafik kazasina kurban gittiler. Bu olayi zor atlattim. Bu olayi atlatmam Grant'in şevkati sayesinde oldu. Ancak Grant ayni zamanda hirsli biriydi. Yurtdisina cikmak istediğini söyledi ve beni birakip gitti. Kendimi çok yanliz hissettim. Ama onun geleceğini düşünerek bir kaç hafta geçirdim. Bir gün eve geldiğimde telefon çaldi ve Grant'in avukati konuştu. Kendimi sonsuz bir boşlukta gibi hisettim. Ve bu gün kendimi geliştirmiş ve ayaklari yere basan 23 yaşinda bir kadin olmuştum. Işte bu benim ve bu da hikayem...
2. BÖLÜM
Yatakta doğruldum ve bir toka alip saçima taktim.
Annabeth: Niye geldin?
Grant: Seni özlemiş olamaz miyim yani?
Birden şaşirdim hiçbir şey olmamiş gibi hayatimiza devam mi edecektik? Yani benim hayatim bu mu? Yillarca onun yokluğunu evimin her köşesinde hissettikten ve bu aciyi bastirmakta bu kadar zorlanmişken şaka gibiydi bu.
Grant : Şaka yahu. Işimi buraya taşiyorum ve seninle yeni bir sayfa açmak istiyorum
Annabeth : Yaa öyle mi?
Aslinda bu sözleri 2 yil öncesine kadar söylese hemen kabul ederdim. Ama şimdi olmaz. Bunu kabul edemezdim.
Grant : Yani tek söyleyeceğin bu mu?
Annabeth: Evet, şimdi evimden çikar misin? Işe geç kaliyorum. Grant 'i kapi disari ettikten sonra kendime bir kahve yaptim ve biraz şarki dinledim. Aslinda bu gün izinliydim. O yüzden moralimi hiç bozmadan günüme devam etmek istiyordum. Karnim acikinca kek yapmaya karar verdim. Aslinda pek hamarat değilimdir. Ama bir şeyler yaptim. Tam o sirada kapi çaldi. Gelen Emma 'ydi. O benim tek arkadaşim sanirim. Boşandiktan sonra bana çok yardimi olmuştu. Ve şimdi kapida dikilmiş bir şeyler diyordu. Konsantre oldum ve "Merhaba" diyerek onu içeri aldim. Çok heyecanliydi.
Annabeth : Ne bu heyecan?
Emma: Sabahtan beri ben ne konuşuyorum yahu uyan artik!
Annabeth : Kusura bakma. Tekrar söylesene şunu.
Emma: Hani ben uzun zamandir tatile gitmek istiyordum yaa işte patron bana izin verdi. Bir aylik tatile çikiyorum.
Annabeth: Senin adina çok sevindim.
Emma biraz durdu ve bana bakti bir sorun olduğunu anlamişti -altinci hissi kuvvetlidir de-
Emma: Ne oldu kizim sana? Yüzün allak bullak bir hal almiş.
Annabeth: Hiç sorma Grant geri dönmüş ve yeni bir-
Emma : Saçmalama! Asla öyle bir şey olmayacak.
Annabeth: Biraz dişari çikalim mi? Temiz hava almak istiyorum.
Hava çok güzeldi haziran ayinin ortalarindaydik. Hemen dolabimi açtim bir şort aldim,birde tişört işte hazirdim. Işin en zor kismi converse seçmekte. -Benim converse takintim var o yüzden ayakkabi dolabimda 20'den fazla converse var- Benim bu alişkanliğimi bilen Emma hemen bir converse çikardi ve bana uzatarak gülümsedi
Emma : Seni beklersek yarin anca çikariz evden dedi. Bende ona gülümsedim. Emma'yla nasil arkadaş olduk bilmiyorum.Çünkü çoğu konuda zit görüşlere sahibiz. Ama onu çok seviyorum. Apartmandan çiktik ki ne görelim...