1.Bölüm

13K 480 8
                                    

"Sonunda" Diyerek merdivendenin son basamağından indim. Karşımda duran ve bana yaklaşan kişinin Tad olduğunu anlamam uzun sürmedi. 

"Hoş geldin kızım" 

"Hoş bulmadım ihtiyar" O beni kolları arasına alıp sıkıştırınca nefesim içime kaçtı. 

"Nedenini biliyorum kızım ama başka bir işim olmasaydı seni buraya getiremezdim" 

"Beni bu kadar iyi tanımanı sevmiyorum" Homurdanarak arabaya bindim. Bizi gören herkes dönüp bir kez daha bakıyordu. Kolay değil. 4 Yıldır Londra sokakları sessizleşmiştir. 4 Yıl sonunda ben, namı diğer 'Belalı' Londra'ya geri döndü. Hiiç kolay değil. 

"Ne düşünüyorsun Allison?" 

"Hiç bir şey, gelelim konumuza nerede bu 5 dingil?" Gülerek konuştu. 

"Acemilerin evindeler, onlara bir görev vermeyi planlıyordum ama bunu sen daha iyi yaparsın diye düşündüm he kızım ne dersin?"

"Harika olur ihtiyar"

Eve geldiğimizde hiç bir şeyin değişmediğini söylemeyi çok isterdim ama maalesef. Son gidişimde bu evi yerle bir etmiştim. Değişmesi normal. 

"Aynı bir kız gibisin All" Kocaman bir kahkaha attım. Önceden erkek gibi olduğumdan bana Allison yada Ally derdi kız gibi olmam için. Ama şimdi kız gibi olduğumdan bana All diyor, çünkü eski halimi özlüyor. Oldukça karışık.

"Sen iyice bunamışsın ihtiyar" Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Simsiyah olan odamda tek bir şeyin yeri değişmemişti. Duvardaki gizli bölmeye iki kere tıklatıp kendime çektim. Silahlarım ve bıçaklarım hala buradaydı.  Gülümseyerek elime 2 tanesini alıp pantolonumun içine yerleştirdim.  Gümüş rengindeki silahı da alıp kot ceketimin kapattığı belime sıkıştırdım. 

Ne var? Öyle bakmayın. Londra'ya gelip hiç bir şey olmamış gibi davranamam. Sonuçta bundan 4 yıl önce büyük mafya meselelerine karıştım ve Tad her ne kadar borçlarımı ödese de hala beni öldürmek isteyebilirler. Aşağı inip Tad'in yanına oturdum. 

"Bana şu 5 gencin bilgileri lazım"

"Allison, çok fazla derine inmemelisin sadece bir uyarı yeterli olur" Dedi gözlerimin içine bakarak. Sanki böyle yapınca isteğimden vazgeçecektim. Gözlerimi devirip sert ses tonumla konuştum.

"Onlar bir çetedeler Tad ve biliyorsun ki bu bilgileri sen vermesen bile her türlü yoldan bulabilirim" Derin bir nefes alıp gazetesinde olan bakışlarını bana çevirdi ve bıkkın bir ses tonu ile konuştu. 

"Pekala Bara git orada ki Stephen sana her şeyi anlatır" 

"Zorluk çıkarmayı seviyor musun anlamıyorum ki ihtiyar" Diye homurdanarak evden çıktım. Garaja girip Tad'in yeni spor araba koleksiyonundan Pontiac Solstice Coupe'nin anahtarlarını alıp arabaya atladım.Anahtarı yerine yerleştirip tozu dumana katarak garajdan çıktım. Londra'da herkesin farklı bir araba kullanma stili vardır. En azından çevremdeki manyakların öyle. Ben ise arabanın arkasını kaydırarak viraj alan tehlikeli bir biçimde kullanıyorum. Sanırım bu yüzdende arabayı gören her kişi hava alanında olduğu gibi dönüp bir kere daha bakıyor. Geldiğimin haberi şehre yayılmış olmalı. 

Bara giriş yaptığım sırada Stephen'ı buldum direk. Beni baştan aşağı süzerek mırıldandı. 

"Sen kimsin?"

"Belalı" Gözlerimin içine baktı. İrislerinin içinden geçen korku ışıltısını görünce çarpık bir şekilde sırıttım. 

"All sen misin?" Ah Tanrım!

"Allison, her neyse benim istediğim bilgiler sendeymiş Stephen?" 

"Ne istediğine bağlı" 

"Şu 5 yaramaz çocuk... Çok kaşınmışlar. Haklarındaki her bilgiyi istiyorum. Eğer bir eksik olursa o kafanı kolunun arasına sıkıştırırım Stephen" 

"Pekala istediğin bilgileri vereceğim" 

" Tabiki de vereceksin" Sinir bozucu gülümsememi takınarak Barın iç kısmına geçtim. Barmenlere aldırmadan 2 tane farklı içki şişelerini alıp karıştırdım. İçkilerle oynamayı hep sevmişimdir. Sonu bazen hastanede bitmiş olsa da, umurumda değil açıkçası. 

"İşte burada hepsinin dosyası" Ne zamandan beri dosya tuttuğumuzu bilmesem de ince dosyalara göz attım. 

Louis William Tomlinson, Zain Jawadd Malik, Niall James Horan, Liam James Payne, Harold Edward Milward Styles.

"Pekala bu geri zekalılar hangi çetelere karışıp yaramazlık yaptılar?"

"Walsh çetesi ve Kriwy çetesi" 

"Ne kadar borç çıkardılar?"

"150.000 dolar kadar" 

"Onlara haber gönderin yarın Londra'nın çıkışındaki terk edilmiş otopark alanına gelsinler" 

"Pekala All" Doldurduğum içkiyi kafama dikleyip dosyaları elime aldım. Bar'dan çıkacağım sırada içerideki bağırışlar dikkatimi çekti. Kafamı Stephen'a çevirdiğimde korku dolu bakışları gözlerimle buluştu. Bir şey sakladıkları belliydi zaten. Hızlı adımlarla kapıyı itip zindana indim. Bir barın altında zindanın ne işi var demeyin. Ne iş yaptığımızı hatırlatırım. 

Sandalyede bağlı bir adam ve ona yumruklarını dizen bir Josh gördüğümde duvara yaslanıp zevkle izlemeye başladım. Stephen arkamdan gelip omzuma çarptı.

"Hey Josh o bur-" 

"Kapa çeneni Stephen" Josh kafasını kaldırıp bana baktı. Baştan aşağı beni süzüp konuştu. 

"Siktir. Hey, All aynı bi kız gibisin dostum!" Kanlı ellerini silip beni gıcık eden gülümsemesini yüzüne taktı.

"Şeytani güzelliğine bayıldım" Dedikten sonra kollarını etrafıma sardı. Geri zekalı. Bir şey demeden kollarımı beline doladım fakat emanetmiş gibi duruyordu.

"Cidden söylenenler doğruymuş... Belalı geri döndü" 

"Eski günleri özleyen tek kişisin sanırım" Diyerek yüzü kanlarla kaplı adama baktım.Burnunu ve elmacık kemiklerini kırmış, içeri göçertmişti. Elini omzuma koyup adama bakmamı durdurdu. 

"Eski günleri özledim Allison" İşte bu cümleyi bekliyordum bende. Eski günlerde ne yaptığımızı merak ediyorsunuz sanırım. Seks , adam dövme , gecelere akma... Gibi bir sürü pislik daha. Omzumdaki elini geri itip ona döndüm. 

"Bana dokunma" Arkama bakmadan zindandan çıkıp bara giriş yaptım. Çalışanların çoğu değiştirilmişti. Cebimden sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldım. Dudaklarımın arasına sıkıştırıp çaprazımdaki adamın masasında duran çakmağı alıp yaktım. Zehirli dumanı içime çekip arabaya ilerledim.  Hayır, eve dönmüyorum. Herkesin Belalı'nın geri döndüğünü bilmesi gerek değil mi?

Çete || TanışmaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang