Kim Ji Young ; anakarakter.
Kim Tae Hyun ; Ji Young'un abisi.
Cha Seung Yoon ; Ji Young'la ilgilenen , evdeki görevli.
Lee Jung Woo; Ji Young'un okulundaki çocuk.
' Beni sevdiğin doğru mu ? ' diye sordum. Sesime hafif alay eklemiştim çünkü daha fazla rahatsız olmasını istemiyordum. Beni ikiletmeden evime gelmesi bile yeterince ilginçti . Aslında şuan çok rahat göründüğünü söyleyemezdim. Gözlerini gözlerime buluşturduğunda konuşmak için dudaklarını aralardı.
'' Bu saçmalık , neden buraya geldiğimi bile bilmiyorum! '' bağırdığının farkında değildi. Ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğin de peşinden gittim. Ayakta durmakta zorlandığı açıkça görülüyürdu. Kapıya gelemeden dengesini kaybetti. Yere düşmek üzereyken tutumuştum. Onu tutmamla birlikte dengemi kaybedip onunla beraber yere düşmem bir oldu. Kalp atışları gereğinden fazla hızlıydı. Elimden kurtulmak için çabaladığı sırada , kavga ederken yumruk yediğim yere vurmuştu. İstemedende olsa acıyla hafifçe inledim. Geriye çekildi ve acıyla buruşmuş yüzüme baktı. Başını önüne eğip ağlamaklı sesiyle konuştu. '' Bu doğal mı ? Bir erkeğin , başka bir erkekten hoşlanması? '' korkuyordu. Ona ' hayır. ' dememden korkuyordu. Yüzüme bakamıyordu. Bu dünyada insanların ön yargıları yüzünden öldürülen bir çok insan olmuştu ve şimdi o , benim ön yargılarım yüzünden ölmekten korkuyordu. Ben değişmiştim. Herkesin abim gibi olmadığını anladığımda '' Seung Hoon '' a duvarlarımı yıkmasına izin verdiğimden beri değişmiştim. Bana değer verenlere değer verir olmuştum. Farkına varmamı sağlayansa şuan önümde ağlamamak için sıktığı dudaklarıyla bana bakmantan çekinen , Jung Woo ' ydu. Empati yapamayan ben empati yapar olmuştum. Yeniden insanların benim gibi kırılmasından , terk edilmesinden korkar olmuştum. Buydu bana olan . Peki bu kadar çabuk olması doğalmıydı ? Bana değer verdiklerini söyleyenlere değer vermem, bu kadar çabuk değişmem doğalmıydı ? Umrumda değildi ! Tek istediğim bana değer verenleri incitmemekti. Abimin bana yaptığını onlara yapmamak. Ama bu ben değildim. İnsanları düşünen birisi değildim ben. Hangisi daha normaldi ? Onları duşunmem mi? Sadece izlemem mi ?
Sadece izlemen !
İç sesim bencilliğini haykırsada , kalbim kabul etmek istemiyordu. Ben herzaman iç sesimin deiklerini yapmıştım. Şu an da yapamamamın nedeni neydi ? Değişmek istemiyordum , eskisi gibi olmakta istemiyordum. Sadece olması gerekeni yapmak istiyordum. Herzaman yaptığım gibi , sorunsuz bir şekilde yaşamak... Belki insanlara değer verdiğimi kabul etmeliydim . Ama şimdi değil ! Onların doğrularından emin olmadan değil... Daha kendimi bile anlayamazken başkalarını nasıl anlayabilirdimki zaten. Belki kalbim artık bişeyler hissetmek istiyordu ve benim ona bir kez izin vermemle kontrolden çıkmıştı. Bilmiyordum...
Yüzünü kaldırdım ve dolmuş gözlerine baktım. '' Bu senin seçebileceğin bir şey değil. Sadece olduğun gibi yaşa , herkesin tek bir hayatı var. '' diyerek ayağa kalktım ve ona elimi uzattım. Ne değer verecektim , ne de karşılıksız bırakacaktım. Şimdilik...
Elimi tutuktan sonra geri yatağa oturdu . Yarasının iyileşmesine yardımcı olmak için krem arıyordum. Kremi bulurbulmaz küçük bir parça aldım ve dudağına sürmeye başladım. Tekrar kızarmıştı. O, bugün garipti. Benimle konuşmaktan kaçınan çocuk evime gelmişti ve sesini çıkarmıyordu. Ona , onun normal olduğunu söyledikten sonra bana hiç bir şey sormamıştı. Onun gibi olup olmadığımı sormamıştı. Neden ona karşı iyi olduğumu sormamıştı. Ya da neden onu evime getirdiğimi...
'' Merak ediyormusun ? '' dedi.
' Neyi ? '
'' Sorunun cevabını . '' kızarmış yüzü mümkünmüş gibi daha çok kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlardan Oyuncak
Dla nastolatkówAğlıyordum, neden ağladığımı bilmeden ... Belki yaşayamadığım çocukluğum için ağlıyordum. Belki de sahip olamadığım ailem için ağlıyordum. Terk edilişim yüzündendi akan göz yaşlarım ... İlk defa, geriye umudum kalmamıştı. Onunla beraber yok o...