Gece uyumakta zorlanmış yatakta dönüp durmuştu. Gözleri görmediği için kendini yanlız hissedip korkuyordu. Kimseye belli etmesede korkusunu içi hep tedirgindi. Sabah Dilek onu hazırladıktan sonra Ahmet in aldığı değneği verdi. Yürürken kolaylık olması için.
Kenan ve Dilek mutfakta konuşmuşlardı. Kızın bir süre kalacağına az da olsa ikna etmişti. Kahvaltıda Kenan kıza bakıp içinden söyleniyordu. Dilek yemek yemesinde yardım ettikten sonra Haluk ve Can çantalarını odalarından getirdiler. Melek ayağa kalkıp değneği ile yürümeye çalıştı. Haluk koluna girip yardım edince kendini daha da güvende hissetmişti. Haluk un kolundan sıkıca tuttup okula doğru gittiler.
"Seni gördüklerinde mutlu olacaklar"
"Sevilen biri miydim"
"Evet... Herkes seni severdi. Can sen Melek ile git ben sınıfa gidip süprizi söyleyim"
Melek, Can'ın koluna girip yola devam etti. Haluk koşarak sınıfa girdi. Herkes kendi halinde takılıyordu. Öğretmen masasına vurup herkesin dikkatini çekti.
"Herkes burada değil mi?"
"Evet ne oldu?"
"Şimdi bi kız bizim sınıfa gelecek. O benim ikizim yani değil ama kız hafızası gelene kadar beni ikizi sanmali anladınız mi? Kıza iyi davranın gözleri de görmüyor kaza sonrasi onu mutlu etmeye çalışıyoruz. Bu arada Gonca sen onun en iyi arkadaşı olacaksın "
"Neden ben?"
"İlk aklıma sen geldin. Ona dostum gibi davran olur mu? Yalanı ortaya çıkaranı asla affetmem hem müdürün de haberi var olacakları siz düşünün"
İçeri Can ile Melek girince herkes sustu. Haluk kafasıyla hadi diye gösterince herkes Melek e sarılıp ozledikelrini söyledi. Melek hiç bu kadar sevildiğini hissetmemişti. Yüzündeki gülümseme Haluk ile Can'ı da mutlu etmişti.
Derste Haluk not alıp evde Melek'e anlatmak için hazırlıklı oluyordu. Matematik dersi hariç hepsi onun için iyiydi. Hocaların sorduğu soruya hemen cevap veriyordu. Ilk günden herkesi etkilemişti. Kasabada bir okul olsada öğrenci sayısı kasabaya göre fazlaydı.
Teneffüste lavaboya gitmek istediğini söyleyince Haluk etrafina baktı. Sinifta kimse kalmadığı için onu götürmek zorunda kalmıştı. Kızlar tuvaletinin önünde durup girmesini söyledi.
"İçerideki kızlardan yardım alabilirsin istersen ben abimin yanına uğrayıp geleceğim beni bekle"
"Tamam"
Haluk koşarak abisine gitti. Melek ellini yıkayıp çıktıktan sonra kısık sesle 'Haluk' dedi ama cevap alamayınca bekledi. Zil sesini duyunca kendi gitmeye karar verdi. Değnek ile koridorda giderken arkasından gelen sesle irkilip değneği yanındaki oğlanın bacağına vurdu. Oğlan hir anlık refleks ile Melek'i itti. Kız ne olduğunu şaşırmıştı. Yere düşmüştü ve degnegini bulamıyordu.
"Madem görmüyorsun burada ne işin var!"
"Ben... Özür dilerim.."
Bir yandan değneğini ararken bir yandan da özür diliyordu. Korkmaya başlamıştı. Gözlerinden yavas yavaş yaşlar akarken tadık sesle durdu. Haluk ve Gonca'nın sesiydi. Gonca kalkmasına yardım ederken Haluk oğlanın yakasından tuttup tehditler savuruyordu. Melek, Haluk un kolunu tuttup çekmeye başladı.
"Lütfen bırak sınıfa gidelim"
"Sana öyle davranmakta hata etti"
"Lütfen"
Melek'in ağlamasını görünce durmak zorunda kaldı. Birlikte sınıfa gittiklerinde bir müddet birbirlerine sarıldılar. Melek çok korkmuştu ve ağlayarak kendine gelmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLEĞİM MELEĞİM HER ŞEYİM SENSİN
Teen FictionYaşadığı kaza onu sonsuz karanlığa sürüklemişti. Kimsesiz, yapayalnız ve korkmuştu. Hiç kimseyi hatırlamıyordu, hatırlasada görmedikten sonra onlar olup olmadığını nasıl anlayacaktı...