Bölüm 1

13 1 0
                                    


     Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor. Sinyal sesinden sonra... Kaçıncı olduğunu sayamadığım kez o gıcık kadının sesini duyunca dayanamamış ve telefonu masanın üzerine fırlatarak ellerimi saçlarıma daldırmıştım. Delirecektim! Saatlerdir haber alamadığım kız kardeşim için bir damla daha yaz düştü gözlerimden. Odamın içerisinde volta atmayı kesip hızla merdivenlere yöneldiğimde akan bir damla yaş hızla kurumuştu boynumun girintisinde. Salona girdiğimde 'hala' dergi okuyan annemi görmemle sinirlerim iyice gerilmişti. Sert adımlarla salonun ortasına gelip karşısında durduğumda bana kısa bir bakış atıp tekrar elindeki dergiye bakmaya başladı.

"Hala formanı giymemişsin Kalin. Burada dikilmeye devam edersen okula geç kalacaksın biraz daha seri olur musun lütfen ?" Alayla güldüm.

"Okul mu ? Sen neden bahsediyorsun anne? Melek'e kaç saattir ulaşamadığımızın farkında değilsin sanırım."

"Bu kadar korkma Kalin, Melek gayet iyi. Endişelenmene gerek yok kızım."

"Ya nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun! Bizi önemsemediğini biliyorum ama bu kadar belli etme bari lütfen!"

"Haddini aşıyorsun Kalin, biraz sakin olmayı denemelisin," dedi ve bakışlarını saatine çevirdi. "İlk ders başladı ne zaman evden çıkmayı düşünüyorsun?"

"Senden nefret ediyorum! Lanet olsun, bizi sevmemenden umarsamamandan, anne gibi davranmamandan nefret ediyorum! Beni bu hale getirenin sen olmandan nefret ediyorum! Lanet olsun!" Masanın üzerindeki tasarım vazoyu hiddetle yere attıktan sonra cam kırıklarına bakarak acıyla gülümsedim. "Ama ne var biliyor musun anne ben senin sayende bir çocuğa nasıl annelik yapılmayacağını da öğrendim. Belki de bana öğrettiğin tek doğru şey budur ha? Ben asla çocuğuma senin gibi davranmayacağım. Teşekkür ederim anne. Teşekkür ederim. Sa..."

"Yeter artık Kalin, kes sesini ve odana çık. Derhal!" Konuşmamı bölen şey babamın tok sesiydi. Yüzüme yapışan acı gülümsemeyi silmeden ona kısa bir bakış atıp yeniden anneme döndüm. Çenemin ucuyla babamı işaret ederek "Avukatında gelmiş. Artık konuşabilirsin ha?" Dedim. Annemin kırgınlığı ve babamın öfkesi gözlerinden okunurken ben hala gülümsüyordum. Yazıktı. Bu aileye, onlara Melek'e, bana. Hatta evimizde yardımcı olarak çalışan Belis teyzeye bile. Yazıktı...

"Kalin sus dedim, ne demeye çalışıyorsun sen derdin ne kızım!"

"Derdim ne mi? Ciddi misin baba ya ? Melek'ten gece üçten beri haber alamıyorum. Ve sevgili anneciğim bunu normal bir şeymiş gibi karşılıyor. Sanki ortada olmayan kişi kızı değil de komşunun çocuğuymuş gibi davranıyor. Şu haline bak hala dergi okuyor."

"Berçin?"

"Başına bir şey gelmediğinden eminim" dedi annem ikimize de bir bakış fırlatarak. "Yüksek ihtimalle şu an İstanbuldadır. Bize sürpriz yapmak için habersiz gelmiştir. Uçakta olduğu içinde telefonu kapalıdır." Deyip omuz silkti ve içtenlikle gülümsedi babama karşı.

"Ankara'dan İstanbul'a 6 saatte mi geliyor uçak anne !"

"Kalin!"

"Ya bırak baba ya." Deyip kapıya yöneldim. Fortmantodan deri ceketimi ve anahtarlarımı alıp kapıyı sertçe çarparak çıktım. Soğuk hava bacaklarımı yakarken hızlı adımlarla yürümeye devam ediyordum. Bir umutla yeniden Melek'in numarasını tuşlarken bir yandan da garaja doğru yürüyordum.

İkinci çalıştan sonra Melek'in kulağıma ulaşan cılız sesi ile olduğum yerde kalmıştım.

"Melek! Ablacım neredesin sen!"

"Hastanedeyim abla, merak etme ama. İyiyim."

"Ne hastanesi! Melek beni çıldırtmada doğru dürüst anlat şunu!"

"İstanbul'a geliyordum. Sürpriz yapacaktım sana. Annemin haberi vardı bir tek. Ona ne olursa olsun ablama söyleme ben sabah gelip onu üzerine zıplayarak uyandıracağım demiştim. Ama Ekremle havaalanına giderken küçük bir kaza geçirdik. Şu an hastanedeyim ama sana yemin ederim ki kötü bir durum yok."

Derin bir nefes aldım. Biraz olsun rahatlamıştı içim. "Telefonun neden kapalıydı peki?"

"Ya evden çıkarken azdı zaten şarjı. Uçağa bineceğim diye fazla doldurmamıştım. Sonra da kendiliğinden kapanmış işte."

"Anladım ablacım. Sen yorma kendini sonra tekrar konuşuruz tamam mı? Öpüyorum çok dikkatli ol."

"Tamam ablacım sende dikkat et kendine, öptüm."

Telefonu cebime sıkıştırdıktan sonra garajın kapısını açtım. İçim biraz daha rahattı artık. Motorumu dışarı çıkarırken hala düşünceliydim ama. Anneme fazla bağırmıştım mesela. Melek sürprizleri sever ama pek sıkta yapmazdı. Ayrıca sınav haftasında olduğunu zannettiğimden buna ihtimal bile verememiştim. Anneme bir 'kusura bakma' konuşması yapmam gerekiyordu anlaşılan. Derin bir nefes verip motora bindim. Okula doğru sürerken aklım oldukça karışıktı.

Ben Kalin Samatya, ünlü oyuncu Atlas Samatya'nın güzel ve yetenekli kızı. Çoğu kişinin imrendiği hayatı yaşayan evin prensesi konumundaki acınası şahsiyet... Kırılgan bir şeytan. Cansız bir ruh... Kırık bir kadın... İçinde bastırdığı kız çocuğuna inat daha da güçlü olan, gücünü içinde ağlayıp duran küçük Kalin'den alan. Hayatta değer verdiği tek kişi kız kardeşi olan... Canı yansa da onun için dik duran fedakar bir abla ... Ben Kalin Samatya. Zamanın ilerisinde yaşayan. Ayakları yere basmayıp uçan, çılgın bir genç. Güzel günlerin gelmeyeceğine inanıp kaderinin üzerine siyah bir perde çeken. Sadece kendi kendini yönlendirip istediği gibi yaşayan psikopat bir kız... Gözyaşlarını kahkahalarıyla saklayan. Duygusal olan her şeyi zayıflık olarak gören, egoist, bencil, kalpsiz ama hepsinin yanı sıra; korkak, sevgi dolu, eğlenceli, cıvıl cıvıl bir ergen..

Ben Kalin Samatya. Daha 18 yaşında ruhu çoktan çökmüş olan zavallı bir çocuk...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Sigara'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin