*Arkadaşlar resimdeki kedi sadece temsili :p Yoksa rengi bu şekilde değil, daha kahverengi - kızıl karışımı ve kırçıllı bir kedi bizim Heechul-ssi'miz.*
Leeteuk akşam eve dönüp de beni yine bir kedi olarak bulduğunda önce şaşkın ama sonrasında memnun bir ifade takındı ve beni kucağına alıp koltuğa oturdu.
‘’Demek yalan değilmiş. Aslında işe giderken bir dolandırıcı olduğun veya hırsız olup da iyi oyunculuk yaptığın gibi bir sürü şey gelmişti aklıma… Ama demek ki haklıymışsın.’’ konuşurken kucağındaki bana değil de boşluğa bakıyordu.
‘’Miyav miyav miyy’’ [Tabii ki haklıydım sersem]
‘’Keşke dediklerini anlayabilsem.’’ üzülerek bana baktı sonra da yüzünü yüzüme oldukça fazla yaklaştırdı ve aramızda neredeyse hiç mesafe kalmaya kadar sokuldu. ‘’Ç-çok tatlısın Heechul-ah… Yanlış anlama, kedi olduğun için…’’ utanarak yüzünü çevirdi. Neden böyle davranıyordu bu adam?
‘’Miyavviyav’’ [ağzın kokuyor]
‘’Neyse açsındır muhtemelen. Ben yiyecek bir şeyler getireyim.’’
Aslında açlıktan çok dışarı çıkıp dolaşasım vardı. Evde epeyce sıkılmıştım. Doğruca kapıya koşup, kapıyı tırmalamaya başladım.
‘’Aaaa tuvaletin mi geldi? Sana kum almak da gerekir aslında…’’ elini çenesine koyup düşüncelere daldığı sırada patimle bacağına vurup kafamı iki yana salladım ve tekrardan kapıya yöneldim. Leeteuk bunun üzerine ceketini ve anahtarını alıp benle beraber dışarı çıktı.
‘’Kediler yürüyüşü pek sevmez diye bil- aa pardon. Bir insan olduğunu unuttum.’’
Ben Leeteuk’a bakıp gülümsediğim sırada beni korkuyla sıçratacak o ses yükseldi. Bir köpek sesi… Benim köpeklerle bir sorunum yoktu ama nedense onların benle bir kan davası var gibiydi. Korkudan Leeteuk’ın bacaklarına dolandım. Köpeğin sahibi hayvanı zapt edemeyip de köpek bana saldırınca Leeteuk sinirle adama bağırmaya başladı. ‘’Köpeğine sahip çıksana efendi! Hayvanı korkutuyor!’’
‘’Kedisini yürüyüşe çıkaran birini ilk defa görüyorum doğrusu… Köpeğimi tahrik edecek davranışlarda bulunmasın o zaman kedin de!’’
‘’Benim değil mi? Yürüyüşe de çıkarırım, eve de tıkarım! Sahibi benim onun, sana ne oluyor?’’
‘Sahibi benim onun…’ bu cümle nedense yüzümün kızarmasına yol açmıştı -tabii bir kedinin yüzü ne kadar kızarabilirse-.
Adam da Leeteuk’a cevap verdi ve sonra o da adama söylendi durdu. Aralarındaki kavga gittikçe şiddetlendiğinde Leeteuk en sonunda adama yumruk attı. Köpek de Leeteuk’ın bacağına dişlerini geçirdi. Bunun üzerine ben de köpeğe pençelerimi savurmaya başladım. Benden oldukça iri olmasına rağmen ondan daha çevik olduğum için, o bana vuramadan ben ona tırmık atıyordum. Köpek en sonunda gözüne yediği tırnak darbesiyle olduğu yere sinerek acı acı ağlamaya başladı. Sahibi yerdeydi ve yerinden oynayan çenesini tutuyordu. Leeteuk beni kucağına alarak ‘’Gidelim Heechul-ah!’’ dedi.
Biz uzaklaşırken adamı son kez gördüğümde belki de bulaşması gereken son kişiye bulaştığını anlamışçasına huşuyla bize bakmaya devam ediyordu.
‘’Miyavvi miyav mav!’’ [Adamı iyi benzettin ha!]
‘’Sana sataşmayacaktı! Köpeği de o da neye uğradığını şaşırdılar kkk Bu arada o köpek sana zarar verdi mi?’’ biraz hırpalanmış olsam da en büyük zararı alan o olmuştu. Kafamı olumsuz manada sallayıp Leeteuk’a sokuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Part Time Cat (TeukChul)
FanfictionGündüzleri insan, geceleri kedi olarak yaşamak çok zor değil mi? Heechul bu büyüye maruz kalmıştı ve ancak gerçek bir aşk onu bu lanetten kurtarabilirdi...