Çift: Chanyeol- Kyungsoo (Chansoo)
Jongin kısa vakitte kıvrak aklıyla olanları anlamıştı. Ve tüm sinirli bakışlarını Chanyeol'e çevirmişti. ''Kyungsoo sakin bana onun olduğunu söyleme!'' işaret parmağını Yeol'e iterek. Kyung çoktan tüm sinirleri gerilmiş bir şekilde Yeol'un batırdığı ortalığı sinirini belli eden hareketlerle toplamaya başlamıştı. Yeol evet anlamında Jongin'e kafa sallayıp, sakinleştirmek için eline aldığı birayı Jong'a uzattı.
Kısa süre sonra herkes eğlenmeye başlamıştı. Kahkahalar odaları dolduruyordu, biri hariç. Kyung tekli koltuğa geçip dizlerini karnına kadar çekip dizlerine sarılmış bir şekilde, kafasını dizlerine gömüp aslında kavrayamadığı olayı kavramaya çalışıyordu. Daha demin kızan abisi dün terk ettiği sevdiği(ama açılmadığı) adamla yakın dosttu. Ama 3 senedir duymamıştı, hadi onuda geçelim şuanda karşısında oturmuş onunla içip kahkahalar atıyordu, kendi canı yanarken. Bu görüntüye daha fazla dayanamayacaktı, bir hışımla kalkıp doğru kendi odasına gitti. Kendisini yatağa fırlattı, cenin pozisyonunu alıp yanağındaki ıslaklığı hissetti.
Kendisi bile fark edemeden kendini uykuya vermişti. Ta ki arkasından ona sarılan birisini hissedene kadar huzurlu bir şekilde uyuyordu. Sıcaklığın kaynağını bilmek için arkasını döndü. Bu görüntü kalbinin hızla atmasına neden olmuştu. Yeol'le sadece aralarında bir kaç cm vardı. Onun o tapılası yüzünü bu kadar yakından görmek, tanrıya bir kez daha şükretmesine neden olmuştu. Yeol onun göz bebeklerinin içine bakarken sanki adeta düşüncelerini okuyordu..
Yavaşça gözlerini kapattı Yeol. Ve Kyung'un o ağır biranın kokusunu hissetmesine neden olan ağzını açtı. ''Seni seviyorum.'' Kyung'a ne oluyordu? Bu lanet olasıca histe neydi? Demek ki, aşkının karşılığını almak buydu. İki aşık insanlar bunu mu hissediyordu. Odanın içini süsleyen ayışığı Yeol'u görmesine daha iyi bir nedendi Kyungsoo'nun. Ve sadece o kısa süre içinde neler yaşadığını bir ömür anlatmak istese, vakti yetmezdi. Yeol'un yavaşça yüzünü avuçlarının arasına aldı. Yeol gözlerini açıp Kyung'un gözlerine baktı, dudaklarının arasındaki milimleri umursamadan devam etti. ''Özür dilerim Soo'', ''Ne için?'' hayranlıkla bakarken, beyninin ona itaat etmediği o dakikalarda konuştu Soo.
Soo'nun dudaklarına onun bedenin verdiği tüm sıcaklıkla yapıştı. Sanki onun dudaklarındaki yaşaması için oksijenine sahipmişcesine. Tüm hayatı onun dudaklarında ararcasına. Soo'nun karşılık vermesinden aldığı cesaretle yavaşça üstüne çıktı. Yavaşça ellerinin arasına aldı yüzünü Soo'nun gözlerini açmasına neden olarak. Soo'nun anlına dayadı anlını. Narin bir öpüşme olmasına rağmen ikisi de soluk soluğa kalmıştı. Yüzlerinde ki birbirlerinin nefesini hissederken.
''Yeol, hep seni hayal ettim'' Yeol yavaşça gözlerini Soo'nun gözlerine değdirdi.
''Hep seni hayal ettim, içime girerken.. Ellerimi ellerin olarak hayal ettim. En çokda beni severek benimle sevişmeni hayal ettim. ve kendimi tatmin ettim.''(bu söz tamamıyla hayal ürünüm'dür. hayatımla alakası yoktur. bu paragraf'dan sonrası benim smut'm )
''Ve ben şimdi o hayallerini gerçekleştireceğim.''
Sanki tüm tutkusunu dudağında taşıyormuşcasına öpmeye başladı Yeol. Şuan ne hissettiği sikinde bile değildi. Sadece onun inleyişleriyle odayı doldurmak istiyordu. Onun olana kadar Soo'yu becermek istiyordu. Soo yavaşça dudaklarını araladı. Evet içmemişti ama Yeol'un ağzından aldığı o ağır içki tadıyla çoktan sarhoş olmuştu. Yavaşça Yeol'un dilinin ağzında kıvrılmasına izin verdi. Tüm bunlarla Soo tutkulu bir inleme verdi. Soo bu inlemesiyle Yeol'un küçüğünü harekete geçirmişti. Soo kasıklarında hissettiği yarı sertleşmiş üyeyle dudaklarını Yeol'dan ayırıp dudaklarını ıssırdı. Yeol'u hızla yatakta çevirip altına aldı. Yavaşça Yeol'un boynuna yumuşak dudaklarıyla öpücükler kondurarak aşağıya indi. Çıkarmadığı pantolonunun üzerinden Yeol üyesini kesik kesik öptü. Yeol Soo'nun dudaklarının verdiği hazla kafasını geri atarak yastığa bastırdı. ''A-aahh o du-dudaklarını his...set.. is-is..'' cümlesini tamamlamasına izin vermeden Soo hızla fermuarını açıp pantolonla birlikte boxerı aşağıya çekti. Sertleşmiş penisi alarak yavaşça sıcak parmaklarıyla etrafını sardı. Üyenin başına tükürerek hızla ağzına aldı. Yeol şuan kendinde değildi, ne beynine ne vucutuna söz geçirebiliyordu.
Penisinde hissettiği sıcaklıkla demir başlığa tutunarak hızla kalçasını Soo'nun ağzına ittirdi. Penisini Soo'nun boğazına değdiğini hissettiği anda büyük bir inleme bıraktı. Soo bu inlemeyle kendininde uyarıldığını hissetti. Soo hız kesmeden ve gittikçe hızlanarak Yeol'un iyice kasılmasına neden oldu, ve kendisi de zonkluyordu. Soo'nun ağzının ulaşamadığı yerleri elleri ulaşırken ''G-gelmek üz.'' demesine kalmadan Yeol Soo'nun ağzına boşalmıştı. Soo onun tadına doyamazken, hızla onun dudaklarına yapıştı kendi tadına bakmasını istercesine dilini ona itti. Yeol Soo'yu hızla altına alıp, onun üyesine oturdu. Soo bu hareketle koca bir inleme bıraktı. Yeol hızla tek kalan t-şhirtünüde çoktan çıkarıp fırlatmıştı. Hızla Soo'nunda t-şhirt'unu çıkarıp boynuna gömülüp, ona hickey'ler verdi. Resmen kendinin olduğuna dair mühürler bırakmıştı.
Soo kesik kesik nefeslerinin arasında konuşmaya çalıştı''Yeter. L-lütfen, sad-sadece seni istiyorum'' Yeol tekrar duymak istedi. Ve onu duymamazlıktan gelerek aşağılara indi. Onun her şeyini tek seferde çıkararak, penisi hariç kasıklarına öpücükler bıraktı ve aralarda da haz veren ısırıklar. Soo neredeyse patlayacağını hissetti. Biliyordu ki bu aslında bir cezaydı. Ama dokunması istediği yere bir türlü dokunmuyordu. Sinirle homurdandı soo'' Lanet olasıca beni becer!'' Yeol zafer gülüşüyle yavaşça Soo'nun penisini ağzına aldı. Ağzı becerilirken Yeol parmaklarını Soo'nun ağzına verdi. Soo başına geleceklerini anlayıp onun parmakları tüm hırs ve istekleriyle birlikte emdi. Ve Yeol vaktini geldiğini anlayıp parmaklarını çekip hızla deliklerine yönledirdi. Ona uyarı verip hızla iki parmağını da ona soktu. Soo aldığı zevkle inledi. Ve daha fazla dayanamayacağını anlayarak onu ters çevirip kalçasını yukarı kaldırdı. ve onun belinden tutup güçlü kalmasını sağlayıp penisini onun deliğine sürttü. Ve yavaşça bir inleme bıraktı, destek aldığı yastı hızla sıkarak. Yeol yavaşça tüm damarlarını hissettirerek içine itti. Yeol yavaş başlayan temposunu zaman gittikçe artırıyordu. Soo'nun istemdi dışı ağzından kaçan inlemeler Yeol'un temposunu artırıyordu.
Yeol Soo'yu tekrar düz çevirerek pompalamaya devam etti. Soo'nun bacaklarını omuzlarına aldı. Soo tırnaklarını onun omuzlarına geçiriyordu. Yeol hızla Soo'nun penisini kavradı. ve kendi hızıyla aynı tempoda asılmaya başladı. Ellerinin kuru olması canını acıtacağı gerçeğini ikisi de pes geçerek sadece o anın zevkini almaya devam ettiler Yeol kafasını Soo'nun boynuna gömdü hızlı nefeslerini Sooya vererek. Soo heryerinden aldığı zevkden kısa bir süre sonra arka arkaya boşaldılar. Yeol kendini onun üstüne bıraktı içinden çıkmadan.
''Bunun içindi sevgilim'' fısıldadı yorgun bir biçimde.