Yazar: Ayşe Nur
Not: EXO Baby Don't Cry ile okumanızı öneririm ^^
Uzun çocuk çaresiz gözlerle karşısındakini süzdü. İkisinin de gözyaşları titreşiyordu. Şansını son kez denemek istedi.
"Baek.. Lütfen gitme.. yalvarırım.." Sesi titrek ve korku doluydu.
"Dev.. Yapmak zorundayım.. Gitmek zorundayım.. Biz.. Biz doğru değiliz Dev.. Böylesi daha iyi.. Karşına eminim çok çok daha iyi biri çıkar.. Onu çok sev Dev.. Seni ziyarete geleceğim.." Kısa çocuk karşısında duran sevgilisine bakamıyordu bile..
"Hyung.. Ben seninle mutluyum.. İnsanların ne dediği, ne düşündüğü umrumda değil.." Uzun olan hıçkırarak dizlerinin üstüne düştü. Yüzünü elleriyle kavradı. "Lütfen Baek.. Lütfen gitme.. Yapamam.. Sensiz yaşayamam.." Gitmemesi için ona daha fazla yalvarmak için kafasını kaldırdı.. Ama 'o' yoktu.. Gitmişti..
------
Uzun boylu çocuk yatağa uzanmış dizlerini karnına çekmiş sallanarak bir şeyler mırıldanıyordu. "Baek.. Geri gel Baek.. Yapamıyorum.. Sensiz olmuyor.. Gel.. Geri gel.." Chanyeol bilinçsizce ağlıyor ve sayıklıyordu. Baek onu bırakıp gideli 3 gün geçmişti ve Chan 3 gündür o haldeydi. Baekhyun'dan başka hiç kimsesi yoktu. Bir tek Baek hyung'u vardı ama o da şimdi yoktu...
---
Chanyeol yataktan kalkıp aynaya baktı. Gözyaşları istemsizce akıyordu. Saçları kirlenmiş ve birbirine girmişti. Yüzü de pis ve çiziklerle doluydu. Gözleri normalden 2 kat küçülmüş, gözkapakları ise aşırı derecede şişmişti. Gözleri kıpkırmızı olmaktan çıkmış mosmor olmaya başlamıştı. Ayakta zor duruyordu. 1 haftadır hiçbir şey yememiş, yataktan çıkmamıştı.
Mutfağa doğru zar zor ilerledi. Bedeninde güç adına hiçbir şey kalmamıştı. Zorla buzdolabının kapağını açtı. Gözüne çarpan ilk şey Baek'in onun için yaptığı kimchi oldu. Gözyaşları birden gözlerine hücum etti. Kimchiyi alıp masanın üstüne koydu. Elini uzatıp yemeğe kıyamıyordu. Yemeğe uzanırken elindeki çubuklar titredi ve yere düştü. Gözyaşlarını elinin tersi ile sildi ve kimchiyi geri yerine koydu. Onun yerine hazır bir ramen yaptı kendine. Baek'in yaptığı ramenler geldi aklına. Onun için özel yapar ve biricik Dev'ini kucağına alıp yedirirdi. Bu düşünceyi aklından uzaklaştırıp zar zor yemeğini yedi. Ardından kalkıp banyoya girip temizlendi. Nereye gitse onun anılarıyla yaşıyordu.. Nereye baksa onu görüyordu..
~~~
6 hafta.. Baekhyun olmadan geçen ve cehennem gibi 6 hafta.. Chanyeol bu 6 hafta boyunca sadece bekledi.. Sadece Baek'ini bekledi.. Artık dayanamıyordu ve yazmaya karar verdi.. Baek olmadan geçen günlerini kağıda aktaracaktı.. Aldığı simsiyah defterin ilk sayfasını açtı vrupa yazmaya başladı..
"Yaşamak nefes almak değildir.. Yiyip içmek, gezip tozmak hiç değildir.. Dünyada olmak veya kalbinin çalışması da değildir yaşamak.. Asıl yaşamak sevdiğin kişinin yanında olmasıdır.. Onun gözlerinin içine bakarak erimek, onun kokusuyla sarhoş olmaktır.. Ona sımsıkı tutunmaktır.. Ve bu yüzden ben yaşamıyorum.. Yanımda o yokken nasıl yaşayabilirim ki? Her gece onu öpmeden uyuyamazdım.. Şimdi onun tenine hasretim.. Onun gülüşüne, onun dokunuşlarına.. Onu özlüyorum..
Onun göğsünde uyumayı özlüyorum.. Hiçbir yer onun göğsü kadar rahat değil.. Hiçbir şey onun gibi kokmuyor... Onu özledim.. Çok özledim.." Chanyeol yazdıklarını tamamlayınca gözyaşlarını boşalttı. Dayanma gücü kalmadığını hissetti.. Ondan geriye kalan tek bir fotoğrafı kalbine bastırdı.
~~~
Yeol aksatmadan mutlaka her gün yazıyordu..
"9 hafta.. Onsuz geçen tam 9 hafta.. Yapamıyorum.. Elimde değil.. İstemeden de olsa akıyor gözyaşlarım.. Biliyorum bir gün gelecek.. Mutlaka gelecek.." Yeol daha fazla dayanamadı. Defteri kapatarak odadan çıktı. Her zamanki gibi gözyaşları yine akıyordu. Yeol yavaşça gözyaşlarını sildi. *Geri gel Baek.. Seni özledim..*
~~~~~
Chanyeol yine defterin başındaydı. Yine gözyaşları akıyordu..
"5 ay.. Onsuz geçen cehennem tadında 5 ay.. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.. Onu özlüyorum.. Yumuşaklığını.. O sevimli bakışlarını.. Söz vermişti.. Asla beni terketmeyecekti.. Ne değişti peki? Neden hiçbir açıklama yapmadan gitti??"
Chanyeol öfkeyle kalemini sıktı. O kadar sinirliydi ki kalemin kırıldığını farketmedi.
--Geriye Bakış--
Baekhyun yavaşça Chan'ın elini kavradı.
"Dev.. Birşey konuşmamız gerek.." sesi endişe ve korku doluydu.
"Konuşalım hyung. Ne o yoksa yine beni kıskandın mı?" Yeol tatlı tatlı güldü. Ama Baek'in aklı başka yerdeydi.
"Dev.. Ben Çin'e gidiyorum.." Chanyeol Baek'in sözlerine pek aldırmadı.
"Aa ne güzel ışte hyung. Çin'de yaşamak eminim bizim için daha iyi olur."
"Dev.. Sen burda kalıyorsun.. Ben tek başıma temelli olarak gidiyorum..."
--Geri Dönüş Son--
Chanyeol yavaş yavaş ağzındaki rameni çiğnedi. Artık eskisi olmaya çalışıyordu. Hyunnie'sinin bir gün geri geleceği umudunu kalbinde saklıyordu. Ama artık en eski Chan olmaya çalışıyordu. Baek ile tanışmadan önceki Chanyeol.. Ama bu imkansız gibiydi. Çünkü ondan önceki yaşamını hatırlamıyordu.. Daha doğrusu onunla tanışmadan önce yaşamıyordu.. Tıpkı şimdi olduğu gibi..
~~~
"7.5 ay oldu. Onun kokusunu içime çekmeyeli 7.5 ay.. Onu seviyorum.. Baek'imi seviyorum.. Artık geri gel.. Çok özledim seni.."
~~~
Chanyeol o gün dışarı çıktı. Uzun zamandır dışarıya çıkmamıştı. Bankaya uğrayıp Hollanda'da olan babasının yatırdığı parayı çekti. Ailesi Chanyeol'ü çok küçük yaşta yetimhaneye verip Hollanda'ya taşınmıştı. Chanyeol her zaman sevgiden yoksun büyüdü.. Ta ki Baek gelene kadar..
Chanyeol parayı çekince bir alışveriş merkezine gitmeye karar verdi. Uzun zamandır dışarı çıkmadığı için bir sürü eksiği vardı.
Alışveriş merkezine gelince ilk önce mutfak alışverişi yaptı. Çoğunlukla dondurulmuş gıdalar aldı. Yemek yapmayı bilmezdi. Baek öğretmeye çalışmış ama her dedi başarısız olmuştu...
Yeol aldıklarını arabaya koyup sokağa geri döndü. Amaçsızça dolaşıyordu. Gözyaşları yine gözlerinde titreşiyordu. Çünkü ayakları onu Baek ile çok sık geldikleri parka getirmişti.. Bir ağacın üstüne 'D&C sonsuza kadar beraber' yazdıkları gün aklına gelmişti. O ağacı buldu. Yazı hala yerindeydi..
Eliyle yazıyı okşadı uzun çocuk... Kollarını ağaca dolayıp yazının üstüne öpücükler kondurdu. Etraftaki insanlar ona şaşkın gözlerle bakarken o ağacı gözyaşları ile suladı..
~~~~~
"15 ay... O olmadan geçen 15 ay.. Bugün yine ağacı ziyarete gittim.. İnsanlar artık bana alıştı.. Umursamıyorlar ağacı öpüp koklamamı.. Deli olduğumu düşünenler var.. Ama onlar bilmiyor o ağacın senin gibi koktuğunu.. O ağaca senin dokunduğunu... Seni özledim hyung.. Geri gel..."
~~~~
Yeol gözlerini zorla açtı. Gece boyunca uyumamış doğrusu uyuyamamıştı.. Baek rüyalarına girip durdu.. Birinde bir başkasıyla öpüşüyor, bir diğerinde bir kızla beraber el eleydi.. Chanyeol yine ağlıyordu.. Herzamanki gibi.. Olamazdı.. Baek yeni bir sevgili bulamazdı.
~~~~
"18 ay.. Baek olmadan geçen 18 ay.. Onun 'Dev' deyişini özledim.. Onu özledim.. Her gün kalbim daha fazla acıyor.. Geri gel Baek.. Yalvarıyorum geri gel.."
~~~~
Chanyeol sokakta ağır ağır yürüyordu. Birden önündeki görüntü ile yerine çakıldı. İki sevimli erkek şirin bir şekilde öpüşüyordu. Birden Chanyeol'ü hissedince kısa çocuk geri çekildi ve kıpkırmızı oldu.
"Ben özür dilerim.. Sizi gözetlemek istemedim.. Sadece birden eskiden yaşadıklarım aklıma geldi.." Chanyeol mırıldandı ve geri döndü. Ama kısa çocuk arkasından koşup kolunu tuttu.
"Şey uzun çocuk.. Niye birden gözlerin doldu?" Çocuk çekinerek sordu. Sevgilisi de yanlarına gelmişti.
"Ihm şey.. Hiç.. Öylesine.."
"Daha önce öylesine ağlayan birini hiç görmedim."
Uzun olan alayla sordu. Ama sevgilisi hışımla cevap verdi.
"Hunnie! Dalga geçme! Görmüyor musun o üzgün!"
"Yapma ama Lulu.. Bizi gözetlerken hiç üzgün değildi."
Chanyeol uzun uzun onlara baktı. Lanet gözyaşları daha hızlı akıyordu.
"Bakın kıymetinizi çok iyi bilin tamam mı? Çünkü kaybettikten sonra gerçekten çok acıyor..." Chanyeol koşarak uzaklaştı.. O iki sevimli çocuğa çok imrenmişti. Kalbi gerçekten çok acıyordu..
~~~~
"23 ay.. O gideli 23 ay oldu.. Ama biliyorum.. Gelecek.. O da beni özlüyordur.. Biliyorum.. Ben yanına uzanmadan uyuyamazdı.. Her gün ben onu öpmeden yataktan kalkmazdı.. Şimdi nasıl acaba? Yeni biri var mı?"
Chanyeol daha fazla devam edemedi. Kolundaki gücün tükendiğini hissediyordu. Onun başkasıyla olma düşüncesi onu yiyip bitiriyordu.. O başkasına ait olamazdı.. O ancak Yeol'un Baekkie'si olabilirdi.. Başkası ona dokunamazdı.. Peki ya Baek de onu seviyorsa? Chanyeol kalbinin sıkıştığını hissetti. Zar zor ilacını içebildi. Sonra hıçkırarak kendini yatağına attı..
~~~~
Chanyeol salıncakta oturup yavaş yavaş sallanıyordu. Etrafında birsürü çift vardı. Onları çok kıskanıyordu..
--Geriye Dönüş---
"Channie! Hahaha çook eğlencelii! Daha hızlı sallaaa!" Kısa çocuk neşeyle sevgilisine seslendi. Uzun olan kıkırdadı.
"Çocuk gibisin Baekkiee~"
"Yaa sensin çocuk!" kısa olan mızmızlandı. Chanyeol salıncağı durdurup sevgilisini kucakladı. Dudaklarını karşısındaki küçük, pembe dudaklara sürterek fısıldadı.
"Seni seviyorum Baek, her şeyden fazla seviyorum. Bu sevimli çocuk hallerine aşığım.." Baek utançla kızardı ve Dev'inin öpücüklerine karşılık verdi..
-----Geriye Dönüş Son----
"25 aydır onsuzum.. O olmadan hayatımı sürdürüyorum.. Zor.. Çok zor.. Onu özledim.. Gözlerini özledim.."
~~~~
Chanyeol artık yavaş yavaş değişiyordu. Eski neşeli, daima gülen Yeol gitmiş yerine herkesin korktuğu 'gizemli' Chanyeol gelmişti. Kimse onun ne yaşadığını bilmiyordu. 25 ay boyunca komşuları değişmişti. Yeni komşular onun kapısının önünden geçmeye korkuyordu. O ise her gece yatağında tek başına ağlıyordu...
~~~~~
Baek heyecanlıydı.. 26 ay sonra Dev'ini görmeye gidecekti.. Kalbi tatlı tatlı atıyordu. Telaştan eli ayağına dolaşmıştı. Chanyeol'ün oturduğu apartmana gelince gözyaşları şiddetlendi. Hafifçe titriyordu. Merdivenleri ağır ağır çıkıp zili çaldı. Kalbi yerinden fırlamak üzereydi. Ne de olsa 26 aydır görmediği Dev'ini görecekti.
Baekhyun zili uzun uzun çaldı ama açan olmadı. Kapının önünde tam da Yeol'e uyacak olan kocaman ayakkabılardan onun ıçerde olduğunu anlayabiliyordu. Zili kimse açmayınça telaşlandı. Yeol'ün her zaman yedek anahtarı koyduğu paspasın altındaki minicik kutuyu çıkardı. Elleri titriyordu. Anahtarı alıp kapıyı açtı. Yüzüne vuran Chanyeol'ün kokusuyla sersemledi.
"Dev? Ben geldim.. Baekhyun.." Yere diz çökmüş ağlıyordu. Ama ses gelmedi.. Baek yerden kalkıp oturma odasına gitti. Bacakları titriyordu. Ama Yeol orda da değildi.
Ordan çıkıp Yeol'ün odasına gidince masanın üstündeki siyah defteri gördü. Yeol asla siyah şeyleri sevmezdi ki?! Baek birden aklına gelen düşünceyle sarsıldı. Onun hayatında başkası olabilir miydi?? Gidip defterin başına çöktü ve okumaya başladı.
~~~~~~~~
Baek okuduğu şeylerin etkisiyle Yeol'ü bulmayı unutmuştu. Yeol o gittiğinden beri yaşadıklarını yazmıştı. Yazılar yer yer gözyaşları ile dağılmıştı. Baek son yazıyı okuyunca kendinden nefret etti..
"26 ay oldu.. Baek beni terkedeli 26 ay.. Artık gelmeyeceğini hissediyorum. Onsuz yaşayamam. Onsuz ben bir hiçim.. O yoksa bende yokum.. Artık bu dünyada bulunmak için bir nedenim yok."
Baek sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Kendini balkon atınca Chanyeol'ü orda gördü. O kadar şoktaydı ki.. Yeol'ün üstüne atıldı ve dehşetle onu kucakladı. Yeol ateş gibi yanıyordu ve titriyordu..
~~~~
Baek, Yeol'ün elini tutmuş ambulansta bağırarak ağlıyordu. Hemşire onun havale geçirebileceğini söylemişti. Baek baş hemşirenin sorusu ile kendine geldi.
"Neyiniz oluyor?" Baek burnunu çekip cevap verdi.
"S-sevgilim.." Baek bir kez daha kendinden nefret etti. Onu öylece bırakıp gitmişken şimdi sevgili olduklarını söylemesi aptallıktı..
"Sevgiliniz mi?? Sizi iğrenç homolar!!! İnin aşağı!!" Hemşire bir anda bağırarak onları arabadan attı. Baek sokağın ortasında kucağında havale geçiren bir Chanyeol ile kalakalmıştı. Artık etrafındakilerin umursamadan haykırıyordu.
"İşte bu yüzden Dev!! Bu yüzden gittim... Lanet olası insanlar gay olduğun için seni daha fazla dışlamasın diye.." Baek kendinden geçmişti. Chanyeol'ü sımsıkı tutup sarsılarak ağlıyordu. Yanına gelen adam onu sarsınca kendine gelebildi.
"Ah merhaba. Ben Joonmyoen ama siz Suho diyebilirsiniz. Ben bir doktorum. İsterseniz sizi kliniğime götürüp onu tedavi edebilirim.." Baek adama minnettar gözlerle bakıp kafasını salladı.
~~~~~~~~
Baekhyun koridorda oturuyordu. Buraya geleli 1,5 hafta olmuştu. Suho, Chanyeol'ün çok ağır bir şok atlattığını söylemişti. Suho ve sevgilisi aynı zamanda baş yardımcısı Lay ve diğer iki doktor Tao ve Kris oldukça iyi kişilerdi. Onlar da çiftti ve Baek bunu kıskanıyordu. Onlar asla Chanyeol ve kendisi gibi dışlanmamıştı..
~~~~~~
"Baekhyun, Chanyeol uyandı. Onu ziyaret etmene hemen izin verebiliriz. Ama sakin olmalısın." Baek, Tao'nun sözleri üzerine heyecanla odaya fırladı ve Chanyeol'ü kucak kollarıyla sardı.
"Dev.. Dev.. Seni seviyorum.."
Artık onlar için hasret bitmişti. Dünya dönmeyi unutmuş, tamamen onlara odaklanmıştı. Birbirlerinin tenlerini hissederken, kokularını içine çekerken başka bir şey düşünemiyorlardı. Hasretin verdiği o sarhoşlukla kendilerini unutmuşlardı..
"Biliyorum yine rüya görüyorum.. Biraz sonra yine kaybolacaksın Baek.. Yalvarıyorum biraz daha kal.. Hemen gitme.. Çok özledim seni Baek.." Chanyeol kucağındaki adamı sımsıkı tutmuştu.
"Hayır Yeol bu rüya değil.. Yemin ederim rüya değil.."
Baek'in sesi hıçkırıklar arasında zor duyuluyordu.
"Cennette miyim yoksa? Tanrım dualarımı kabul edip bizi cennette mi buluşturdu? Bu güzellik ancak cennette olabilir.." Baek bu sözler üstüne allak bullak oldu. Kapıdan izleyen doktorlar gözyaşlarına engel olamıyordu. Tao burnunu çekip başını Kris'in boynuna gömdü. Ağladığı bilinsin istemedi..
"Yeol geri döndüm.. Artık gitmek yok.. Söz veriyorum.."
~~~~~~~~
"Dev.. Özür dilerim.. Seni bırakıp gittiğim için.."
Chanyeol hastaneden çıkmış ve beraber eve dönmüşlerdi. Hala Baek'in döndüğüne inanamıyordu. Şimdi ikili koltukta oturup konuşuyordu.
"Neden Baek? Neden gittin?" Chanyeol yaşları elinin tersi ile sildi. Baek onun kucağına tırmandı
"Yeol.. Söz veriyorum seni bir daha bırakmayacağım.. Söz.." Chanyeol onu sımsıkı sarıp dudaklarını dudaklara bastırdı.
"Eğer bir daha gidersen.."
"Hayır..Artık gitmek yok.. Her zaman beraber olacağız bebeğim.."
"Seni özledim.."
Chanyeol kucağındaki küçük bebeği iyice sıktı.
"Rüya veya hayal degilsin.. Tamamen gerçeksin.."
Ve çiftin dudakları bir daha ayrılmamak üzere birleşti..
--Son--