🌙

1.6K 197 199
                                    

Oneshot yazıyorum çünkü canım istedi tşk 💙
_______________________________

SeokJin için sıradan bir gündü her zamanki gibi. Ağzındaki karpuzlu sakızı çiğnerken yürüyordu sadece. Kot slopetinin içindeki pembe t-shirt ve kafasındaki pembe kep ile harika hissediyordu.

Yürürken sokağın başındaki büyük kamyonu görmüştü. İçindeki eşyaları yeni boşalan eve yüklüyorlardı. Yaşlı amca o evden çıkalı çok olmamıştı. SeokJin kimseye belli etmese de biraz üzülmüştü yaşlı amcanın gitmesine. Biraz huysuzdu ama, severdi onu.

Jin bunların düşünürken kamyonun yanına siyah bir araba yaklaştı ve durdu. Jin arabayı fark edince bakışlarını arabaya doğru çevirdi. Arbanın arka kapısından tıpkı SeokJin gibi pembe kep takan, kot slopetinin içine gri bir t-shirt giyen gözlüklü ve esmer bir çocuk çıktı. (Y/N: Baepsae işte ndjsjwihw)

SeokJin çocuğun ondan büyük olabileceğini düşündü. Çünkü çocuk ondan çok fazla olmasa da uzundu. Çıkan çocuk SeokJin'i fark etti ve ona el salladı. Jin de ona aynı şekilde karşılık verdi.

NamJoon çoktan SeokJin'in yanına gitmişti. Elini uzattı.

"Merhaba, ben... NamJoon. Kim NamJoon."

NamJoon'un uzattığı eli kavradı.

"Ben de Kim SeokJin. Memnun oldum."

"Aaa... Soyadlarımız aynı!"

"Keplerimiz de aynı!"

NamJoon bunu duyduğunda hemen gözleri parlamıştı. Bir şey söyleyecekti Jin'e. Ama emin değildi. Sonra pat diye söyleyiverdi.

"SeokJin biz eş olalım mı?"

SeokJin birazdan şaşırmıştı. Fakat eş olmak neye yarar onu bile bilmiyordu.

"O ne demek? Nasıl olacağız?"

"Nasıl olacağımızı bilmiyorum ama aynı kıyafetler giyen insanlar görüyorum. Onlar bana eş gibi geliyor. Ayrıca babam ve annem birbirlerinden bahsederken eşim diyor."

"O zaman nasıl olacağımızı bulunca eş olalım. Buraya mı taşındınız?"

"Evet. Sen nerede oturuyorsun?"

"Şu karşı binada."

"Yaşasın! O zaman bu sokaktaki ilk arkadaşım sensin."

"Hayır."

NamJoon bu cevabı duyunca üzülmüştü. Onunla iyi arkadaş olabileceğini düşünmüştü. Sonra Jin'e sordu.

"Neden?"

"Çünkü sen benim gelecekteki eşimsin."

NamJoon bu cevaba kıkırdadı. SeokJin onun gülüşünü sevmişti.

"Namjoon-ah, kaç yaşındasın?"

"Altı, sen?"

"Yedi, Senden bir yaş büyüğüm. Bana Hyung demen gerekiyor."

"Ama sana hyung demek istemiyorum Jin."

Joon bunu dedikten sonra dudaklarını büzmüştü. Şirin gözüküyordu. Bu sırada Jin cebinden sakız kutusunu çıkarttı ve Namjoon'a uzattı.

"Karpuzlu sakız ister misin? Normalde sakızımı kimseyle paylaşmam. Bu sana özel."

"Teşekkür ederim Jinnie~"

"NamJoon-ah, gitmemiz gerekiyor."

NamJoon annesinin sesini duyunca üzülmüştü. Biraz daha Jin ile kalmak istemişti.

"Gitmem gerek SeokJin, ama sonra yine görüşürüz, değil mi?"

"Tabii ki... İstersen camdan da konuşuruz. Bak, karşı karşıyayız."

"Tamam o zaman. Görüşürüz Jinnie~"

"Görüşürüz Joonie~"

"Anne, ben bugün kendime yeni bir arkadaş buldum. Karşımızda oturuyor."

"Yeni arkadaşlar bulman çok güzel tatlım."

SeokJin evine doğru giderken NamJoon ve annesinin konuşmalarının işitnce gülümsedi. Bugün olanları o da hemen ailesine anlatmalıydı.

B İ R Y I L S O N R A

NamJoon ve SeokJin bu bir yıl içinde çok iyi arkadaş olmuşlardı. NamJoon ilkokula SeokJin'in okulunda başlamıştı. Anneleri tanışmış ve sürekli birbirlerinin evlerine gidip geliyorlardı. Ama ikisi için bir sorun vardı. Geçen sene sözünü verdikleri eş olma mevzusunu hâlâ çözememişlerdi.

Aslında NamJoon biliyordu, ancak SeokJin belki artık eş olmak istemez diye ona söylemeye çekiniyordu.

O akşam SeokJin evde sıkılıyordu. Sonra annesi yanına geldi, onu yemeğe çağırdı. SeokJin de koşarak yemek masasına gitti. Cidden yemeği çok seviyordu.

"SeokJin, yarın NamJoon ve annesi bize gelecekler tatlım."

"Yaşasın! NamJoon'a yeni öğrendiğim oyunu göstermek için sabırsızlanıyorum."

SeokJin yemek yerken dikkatini annesi ve babasının yüzüklerinin aynı olduğunu gördü.

"Baba, annem ile yüzükleriniz neden aynı?"

"Çünkü annen benim eşim. İnsanlar ruh eşlerini bulunca onlarla evlenir ve yüzük takarlar."

SeokJin'in babası bu sözleri söyledikten sonra annesi babasının dudağına öpücük kondurdu. 'Sanırım eş olmak için bunu yapmalıyız' diye düşündü.

"Peki ben ne zaman evlenebilirim?"

"Ah, bunun için çok küçüksün tatlım, en az 18 yaşına girmen gerekiyor."

Jin ise cevabı duymadan nereden yüzük bulacağını düşünüyordu.

E R T E S İ G Ü N

NamJoon, SeokJin'lerin evine gelmiş, birlikte oyun oynuyorlardı.

NamJoon 'sanırım artık eş olmalıyız' diye düşündü.

"SeokJin?"

"Hm?"

"Ben nasıl eş olacağımızı biliyorum... Tabii... Eğer sen de istersen..."

SeokJin'in gözleri parladı.

"Tabii ki isterim Joon-ah. Ben de biliyorum."

"Ne, nasıl?"

"Beni bekle Joonie" dedi ve başka bir odaya gitti SeokJin. Geçen gün aldığı oyuncak yüzükleri kapıp NamJoon'un yanına geri döndü.

"Şimdi bu yüzükleri takalım, böylece eş olabiliriz."

NamJoon bunu bilmiyordu. Ama duyduğunda çok mutlu olmuştu.

Yüzüklerini takıp birbirlerine gülümsediler. Büyük olan biraz utanmıştı.

"SeokJin, sana bir sürprizim var."

"Nedir?"

"Sürpriz. Şimdi gözlerini kapa lütfen."

SeokJin heyecanla gözlerini kapadı. NamJoon ise heyecanla SeokJin'in yüzüne yaklaştı.

NamJoon, SeokJin'in dudaklarına küçük bir buse kondurduktan sonra geri çekildi.

"Artık gerçekten eş olduk." Dedi NamJoon.

Ardından SeokJin de NamJoon'un dudağına tekrar bir buse kondurdu ve evcilik oynamaya devam ettiler...

Rings And Kisses ● NamJin | ONESHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin