Bölüm 3

73 19 48
                                    

Hatırlatma

Ece de ışığın çantasından anahtarı alıp kapıyı açtı. İlk defa bir kızı kucağımda odasına götürüyordum. Taşırken de biraz incelemiş olabilirim. Ece yatağını açınca bende Işığı yatırdım. Işık elimi tutup,"......



BÖLÜM 3


"Kadir, kafandaki bana zarar verecek plan neyse bundan vazgeç. Benimle uğraşma, ben çok yıprandım daha fazla yıpranmak istemiyorum."

Işığın gözlerinden yaşlar akıyordu. Benim ona bir planım yoktu, ben onun şimdi, 1 gün önce, 2 gün önce onunla uğraşan, ona takılan Kadir değildim. Ben onunla 17 senedir birlikteydim.



Işık'dan

Kadir gözlerimin tam içine bakıyordu. Sanki kalbim titremişti. Uzun bir süre Kadir'le bakıştık. Elini bıraktım, gözlerini gözlerimden ayırıp ayrılan ellerimize baktı. Yutkunduğunu anlamıştım. Yavaşça kafasını bana doğru eğip kuşağıma sessizce fısıldadı,"Ben senle 1 gündür, 2 gündür veya şimdi uğraşmıyorum. Ben seninle 17 senedir uğraşıyorum."

Şaşırmıştım, nasıl olur ya? Yoksa o yetimhanede ki, her ağladığımda yanım da biten çocuk mu? İnanamıyorum, yoksa o mu o olmasın lütfen.

Çünkü ben onu 2 senedir arıyorum. Kadir yanımdan tekrar kalkacakken,"Kadir, sen yetimhanede ki her ağladığım da yanıma gelecek çocuk musun?" Kadir'in yüzündeki parlama beni bir kere daha şaşkına çevirdi.

"Evet Işık, o benim."

Yok artık, sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. O benim tek arkadaşımdı, belki de başka bir şeyim... Neyse oralara girmeyelim demi?

Kadir ayaklanıp kapıya doğru gidip kapının önünde bekledi, arkasını dönüp," Seni bugün ağlattığım için özür dilerim. Neden diyeceksin, neden özür diliyor bu çocuk, ben seni ağlattıklarında yanında olurdum. Seni ben hiç ağlatmadım." Bugün yaşadığım şaşkınlıklar artık dayanılmaz hale geldi. Bir gece de bu kadar atraksiyon.

Kadir kapıyı kapatıp çıkmıştı. Kafamı çok kurcalıyordu, hareketleri, bana karşı tavırları. Artık sabah ola hayrola.Sabah büyük bir mutluluk vardı içimde. Neden dediğinizi duyar gibiyim, aradığım çocuğu buldum. Aslında bulmadım o bana yardımcı oldu ve karşıma çıktı.

Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım. O sırada da Ece uyanmıştı. " Günaydın Işık Hanım." Bir de sırıtarak söylüyor. Bak sen Ece'ye. "Günaydın Ece Hanım." Yanıma sokulup, " Hadi anlat bakalım neler oldu?" Gene aklıma getirdi bak ama anlatmazsam bir sürü tantana yapacak.

Anlatmaya başladım," Nasıl yani oha ! Sen ciddi misin ya, senin çocukluk aşkın öyle mi yani?" Hafifçe kafamı salladım,"İnanamıyorum Işık, çocuğu nasıl tanımazsın sen?" Gözlerimi devirip,"Kızım nereden bileyim, çok değişmiş." Ece gülerek kahvaltılıkları çıkarmaya başladı.

Kahvaltımızı ettikten sonra ortalığı topladık. Bugün iş günüydü, öğleden sonraya kadar çalışacaktık. Hızlıca hazırlanıp Ece'yle evden çıktık. Ben dün akşamlar olanları düşünürken, Ece'nin babası aradı.
"Efendim baba?"
"Neredesin sen Ece?"
"Bunca zaman sonra mı aklına geldi nerede olduğum?"
"Nerede olduğunu söyle dedim!"
"Sen beni sokağa attığında ben sana sormuştum. Nereye gideceğim baba dedim, nereye gidersen git dedin bana. Ben de şimdi neredeysen neredeyim. Beni nasıl evden atarken umursamadıysan şimdi de umursama." Ece hemen telefonu kapattı.

Yalnızlığın Sesi #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin